Gündem

Erdoğan: 19 Mayıs'ın gerçek anlamını kavrayabilen herkesin 2023 hedeflerimize, 2053 vizyonumuza dört elle sahip çıktığına inanıyorum

19 Mayıs 2021 15:16

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "19 Mayıs'ın gerçek anlamını kavrayabilen herkesin 2023 hedeflerimize, 2053 vizyonumuza dört elle sahip çıktığına inanıyorum" dedi.

Erdoğan, "19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Münasebetiyle Temsilci Genç Buluşması ve TRT Spor Yıldız Tanıtım Programı"nda konuştu.

Erdoğan, "Aramızda ülkemizin 81 vilayetinin yanı sıra KKTC'den gelen gençlerimiz bulunuyor. Sizlerin nezdinde milletimizin her bir ferdinin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı tebrik ediyorum. Gazi Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışıyla yakılan İstiklal Meşalesi dalga dalga tüm Anadolu'yu sarmış ve Cumhuriyet'le hedefine ulaşmıştır. Samsun'a 102 yıl önce ayak basan öncü kadronun kutlu yürüyüşünde verilen her mesaj 'Ya istiklal ya ölüm' kararlılığının ifadesidir. Böylesi önemli önemli sembolün gençlere emanet edilmesi büyük ve güçlü Türkiye2nin inşasını sizlerle birlikte yürütme kararlılığımızın isabetini gösteriyor." diye konuştu. 

Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

"1000 yıldır her karış toprağını alın terimizle ve kanımızla sulayarak vatanımız haline getirdiğimiz bu topraklardaki mücadelemizin devam edeceği anlaşılıyor. Osmanlıyı yıkmakla yetinmeyenlerin Anadolu'yu da milletimize mezar etme heveslerini kursaklarında bırakmıştık. Ülkemizin bütünlüğüne, kardeşliğimize saldırılar çeşitli kisveler altında sürmüştür. Demokraside ve ekonomide geri kalmışlığı bize dayatanlar vesayetten darbelere, provokasyonlara kadar her yolu ve yöntemi denemişlerdir. Türkiye'nin başlattığı kalkınma hamlesinin önünü kesenler bu sinsi oyuna hizmet etmişlerdir.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun ardından da geleceğimize yönelik saldırılar çeşitli kisveler altında hep sürmüştür. 

Son 19 yıldır sağladığımız istikrar ve güven iklimi sayesinde kendi gerçek potansiyelini hayata geçirme imkânına kavuşmuştur. Bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı olarak, kabul ederler ya da etmezler, Türkiye hâlâ içinden geçmekte olduğu kritik süreci başarıyla tamamladığında inşallah 21. yüzyılın lider ülkesi olarak küresel sistemde hak ettiği yeri alacaktır.

Bir asır önce Kurtuluş Savaşımızı vermemiz ve yeni devletimizi kurmamız nasıl kolay olmadıysa yürüttüğümüz bu tarihi mücadeleyi zafere ulaştırmamız da elbette kolay olmayacaktır. Milletimiz Anadolu’da özgürlük mücadelesi verirken aynı günlerde birileri de ülkeyi yabancı güçlere teslim etme hesapları yapıyordu.Bugün de sınırlarımızı terör koridoruyla kuşatma, ekonomimizi sinsi tuzaklarla çökertme, milli iradenin arkasından dolaşma hesabı yapanlar bulunuyor.

Dün nasıl silahını bize doğrultan düşmanlarla birlikte içimizdeki gaflet ehline rağmen mücadelemizi başarıya ulaştırmışsak bugün de aynı azme ve kararlılığa hep birlikte sahibiz. 19 Mayıs’ı güçlü duruşun sembollerinden biri olarak görüyoruz.

Salgın şartları sebebiyle diğer pek çok önemli günümüz gibi 19 Mayıs’ı da arzu ettiğimiz coşkuyla geçirememenin üzüntüsü içindeyiz. Bu akşam saat 19.19'da Türkiye'nin her yerinde vatandaşlarımızla birlikte İstiklal Marşı'mızı okuyacağız.

Nice tehditlere, saldırılara, tuzaklara göğüs geren milletimiz 19 Mayıs vesilesiyle istiklaline, demokrasiye, hakkına ve hukukuna sahip çıkma azmini tüm dünyaya bir kez daha haykıracaktır. Bir milletin esaret zincirlerini parçalama kararlılığının ilk adımı olan 19 Mayıs'ın gerçek anlamını kavrayabilen herkesin 2023 hedeflerimize, 2053 vizyonumuza dört elle sahip çıktığına inanıyorum.

Asırlarca ecdadımızın adalet ve güvenlik şemsiyesi altında huzurla hayat sürdürülen yerlerin çoğunda zulüm, çatışma, kin ve nefret kol gezmektedir. Fitne tohumlarıyla bu kötü manzaranın ortaya çıkmasına sebep olanlar kurtarıcı olarak daha büyük yıkımların ortaya çıkmasından geri durmuyorlar. Suriye'de 10'uncu yılını geride bırakan krizin yol açtığı sonuçları her gün yaşıyoruz.

2. Dünya Savaşı'nın ardından Filistin topraklarında başlayan katliamlar, sürgünler son haftalarda yine zirve yapmıştır. Çoğu çocuk ve kadın yüzlerce masum insan ağır silahlarla öldürülüyor. Dünyaya demokrasi, insan hakları, hukuk, adalet, özgürlük, güvenlik vaazı veren uluslararasıkurumlar ve devletler ise bu zulmü sessizce seyrediyor. Bize de 'Erdoğan bu şekilde konuşmamalı' diyorlar. Ne yapmalı alkış mı tutmalı? Biz zulmü gördüğümüz yerde en yüksek eda ile haykıracağız. Biz kanayan bir yara gördük mü ciğerimiz yanar.

Birileri şöyle demiş, böyle demiş bizi ilgilendirmiyor. Güçlü her zaman haklı diye bir şey yok. Haklının güçlü olduğuna inandığımız bir dünyayı kurmak için  Türkiye’ye var.

Kudüs'te, Gazze'de ölen çocuklar değil, insanlığın bizatihi kendisidir. İsrail'in zulmü altında inleyen masumların feryatlarına kulak tıkayanlar aslında kendi felaketlerinin zeminini hazırlamaktadır.Gençlerimizle birlikte dünyanın her yerinde olduğu gibi Filistin’de yaşanan zulme var gücümüzle karşı çıkmaya devam edeceğiz. Gençlerimizle birlikte tüm mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Şayet zulme direnmek, mazluma sahip çıkmak için bir bedel ödenmesi gerekiyorsa bunu da ödemekten asla çekinmeyeceğiz. Eğer bugün Kudüs'te yaşananlara sessiz kalırsak yarın sıranın diğer mukaddes şehirlerimize de geleceğini biliyoruz.

Bu tarihi mücadelede en büyük güç kaynağımız gençlerimizdir."