Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün başlayan eğitim-öğretim yılı dolayısıyla Kabataş Lisesi’nde yaptığı konuşmada bazı kişilerin ders kitaplarının ücretsiz dağıtımını provoke ettiklerini söylerken "Geldiler, 'Basmıyoruz' dediler. Çok şükür bu sorunu da hallettik” dedi. AKP iktidarında 16 yılda 14 kez değişen eğitim sistemi hakkında konuşan Erdoğan, "Eğitim-öğretim meselesinde böyle gelmiş böyle gider kolaycılığına katılmadık” dedi. Erdoğan, öğrencilerin fiziken sınıfta bulunmasına rağmen ruhen bulunmadığına da dikkat çekerken "Çok ciddi bir uluslararası kuşatma altındayız" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- İleride tek tek bakacağım. Konuşma yaptığım günden sonra (Kabataş Lisesi’nden) mezun olanlar arasında bakanlar, milletvekilleri, cumhurbaşkanları var mı diye arayacağım.
- Eğitim öğretimi bütünleştirmek suretiyle geleceğe yürüyeceğiz. Teoriyle pratiği birleştirmeliyiz. Tek tipçi, yasakçı, öğrencinin tekamülü yerine formatlanmasını esas alan eski eğitim öğretim mantalitesini bir daha geri gelmemek üzere rafa kaldırdık.
- Eğitim meselesinde kolaycılığa kapılmadık, köklü reformlar gerçekleştirdik.
- Vasıflı öğretmen olmadan vasıflı gençlik yetiştiremezsin.
- Elinde satırla dolaşan gençlik değil elinde kitabıyla kalemiyle dolaşan gençliği karşımda görüyorum.
- Fatih Projesiyle 433 bin sınıfın tamamına etkileşimli tahta yerleştirildi.
- Ahh ahh, bizim okullarımızda beden eğitimi yaptığımız yerler vardı, şu anki sınıflar gibiydi.
- Erkekler okuduğu kadar kızlar da okusun istiyoruz. Zengin kadar fakir de en kaliteli eğitim imkânına kavuşsun istiyoruz.
"Teksir kağıdı satın almak isterdik, vermezlerdi"
- Biz kırtasiyeci dükkanlarında kitap almak için bir hafta sırada beklerdik. Şimdi biz devlet olarak sıralara kitapları koyacağız ve öğrenciler eğitim başlayınca kitapları bulacak dedik. Siz teksir kağıtlarını bilir misiniz? Üst sınıflardan parayla almak isterdik vermezlerdi bize. Bu sene bazıları provoke etmek istedi. Dediler ki "Basmıyoruz." Milli Eğitim Bakanlığı sağolsun bir seferberlik ilan etti, bu yıl sınıflara yetiştirdik kitapları.
"Çok ciddi bir kuşatma altındayız"
- Öğrenci fiziken sınıfta, ruhen değil. Çok ciddi bir uluslararası kuşatma altındayız. Bu durumu değiştirecek, öğrencilerimizin sınıfa ilgisini en üst düzeye çıkaracak yöntemleri uygulamaya koymalıyız.
- Bizler bir kaynak kitaba ulaşmak için şehrin diğer ucundaki kütüphaneye gitmek zorunda kalıyorduk.
"Yeşili, Karadeniz'den öğreneceksiniz"
Sabrı belki küçük bir karıncanın mücadelesinden öğreneceksiniz. Vefayı, uzun zamandır görmediğiniz bir arkadaşınızın o size sarılışından öğreneceksiniz. Açlığı, sokaktaki bir yoksulun ekmeği tutuşundan öğreneceksiniz. Emeği, güneşin altında çalışan bir işçinin alın terinden öğreneceksiniz. Vatan sevgisini, Suriyeli bir muhacir çocuğun gözlerinden öğreneceksiniz. Kahramanlığı, Ömer Halisdemir gibi yiğitlerin cesaretinden öğreneceksiniz. Özveriyi, terör örgütünün kalleşçe şehit ettiği Aybüke öğretmenin fedakârlığından öğreneceksiniz. Coşkuyu, arkadaşlarınızla birlikte gittiğiniz bir futbol maçında öğreneceksiniz. Hasreti, annenizle bir süre ayrı kaldığınızda öğreneceksiniz. Kurumuş bir dere yatağından susuzluğu, kafeste çırpınan bir kuştan özgürlüğü öğreneceksiniz. Maviyi gökyüzünden, kırmızı gülden, sarıyı ekinlerden, yeşilin güzelliğini Karadeniz’in uçsuz bucaksız ormanlarından öğreneceksiniz.
Ersoy'un öğüdü
Erdoğan, konuşmasının sonunda Mehmet Akif Ersoy’un şu öğüdünü paylaştı:
"İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz?
Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işde gerek.
Lafı bol, karnı geniş soyları taklid etme;
Sözü sağlam, özü sağlam, adam ol, ırkına çek."