Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'a yönelik çevreci adımları attıklarını savunarak "Şu andaki Atatürk Havalimanı'nın olduğu yeri de Osmanlı'da olduğu gibi millet caddesi haline getiriyoruz.'' açıklamasında bulundu. "Bizim icraatlerimizin ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz'' ifadelkerini kullanan Erdoğan, "Kuleli Askeri Lisesi'ni müze olarak şehrimize kazandıracağız" dedi.
İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde Büyük Fetih özel Programı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''İstanbul'un fethi bizim için ne kadar sevindirici ise birileri için de o kadar üzüntü vericidir. 15 Temmuz gecesi, tankları alkışlayanları unutmadık. Bayrağımızı görmeye tehammül edmeynleri, pasaportundan utananları unutmadık. Türkiye'de terörle mücadeleden ekonomik şantaja kadar saldıranlar İstanbul'un fethini hala hazmedemeyenlerdir.''
''Türkiye'yi şahlandıracağız. Bunun için vakit Türkiye vakti diyoruz. İstanbul bize ecdadın en kıymetli emanetidir. Kalp durursa diğer organlar da görevlerini yerine getiremez. İstanbul Türkiye'nin kalbidir. İstanbul'un üzerine adeta titrememiz gerekiyor. Bu gördüğünüz bölge eskiden Sütlüce mezbahanesiydi. Belediye başkanlığımda mezbahaneyi bir kültür merkezine dönüştürelim dedik. Haliç kokuyordu. Haliç adeta kara parçası haline gelmişti. Önceden Haliç'i temizleyelim, burayı da kongre mezkezi yapalım dedik. Taş ocağı vardı, buradan çıkan o çamuru oraya taşımamız lazım dedik. 9 kilometre buradan Alibeyköy'e o taş ocağı. Çamuru oraya pompaladık ve taş ocağını doldurduk. Dolduruyoruz ama su tekrar kirli buraya dönüyor. Viaport buradan oraya aktarılan çamurla dolan yerdir, çevreci biziz.''
''Halicimizi kurtardık, artık burada balık avlanıyor. Veysel hoca da havaya girecek, boğazdan buraya bağlantıyı kurduk, suyu aktardık, Haliç'i de tertemiz hale getirdik. Kadir Bey'in döneminde de burası bitti. Şimdi burada bu törenlerimizi yapıyoruz. Devraldığımzı İstanbul ile bugün ki istanbul arasında dağlar kadar fark var. Laf ile aşk olmaz. Aşk ile koşan da yorulmaz. Sokaklar çöp dağlarıydı, musluklardan su akmıyordu.''
''Olmaz diyorlardı oldu, İstanbul'un o günden bu güne su sıkıntısı yok. Bu iş aşk işidir. Şuna karşıyım buna karşıyım; siz hayat boyu neye karşı olmadınız ki. Bir söylemi var Sabiha Gökçen'e karşı. Neden karşı? Sabiha Gökçen bizden önce yapıldı, doğru oraya biz geldiğmizde uçak inmiyordu. Biz gelditen sonra uçak inmeye başladığı gibi yetmez hale geldi. Eyyy Kılıçdaroğlu, bu iş öyle durup duruken olmuyor. İş bilenin kılıç kuşananın. Sabiha Gökçen de yetmedi, Atatürk Havalimanı da yetmedi. Şimdi 3. havalimanını yapıyoruz. Şu andaki Atatürk Havalimanı'nın olduğu yeri de Osmanlı'da olduğu gibi millet caddesi haline getiriyoruz.''
''Ben dokundurtmam diyor. Buna sorarasan bunlar 3. havalimanını da yaptırmazdı. Anlamazsın ki kaynak çeşitlendirmesi nedir anlamazsın. Bizim yaptığımız büyük dev yatırımların hepsi böyle. Tavsiyede bulunayım seçimden sonra sana özel bunun ücretsiz dersini verebiliriz. Arada bir Yalova'ya gidiyorsundadur. Osmangazi Köprüsü'nü kullanıyorsundur. Bunlar rahat yolculuk yap diye. Bunlar bizim paramızla yapılmadı. Ortaklaşa yapıldı belli bir süre kullanıp Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakacaklar. Bizim icraatlerimizin ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz.''
“Rami kışlasını ülkenin en büyük kütüphanesine dönüştürüyoruz. Cumhurbaşkanlığı’nda 5 milyon, Rami Kışlasındaki kütüphanenin 7 milyon olacak. Buralar 24 saat sürekli açık olacak. Kuleli askeri lisesini de müze olarak şehrimize kazandırıyoruz. Haliç tersanesiniz bilim ve teknoloji haline getiriyoruz. Marmara’yı otoyolla kuşatıyoruz. Hangi istikamete giderseniz gidin hızlı bir şekilde gideceksiniz. 3 katlı tünel de bizim yeni dönem projemizde yer alıyor. Bunun yanında önümüzdeki dönemde pek çok yatırımla hizmet edeceğiz. İstanbul’a ne yapsan az. Burası muhteşem mübarek bir şehir. Buraya hizmet yakışır. İstanbul’a kazandırdığımı manevi zırh olarak gördüğümüz Çamlıca Camini 10 Haziranda ibadete yetiştirmeye çalışıyoruz. Yetiştiremeyeceksiniz, yetişeceği zaman yapalım. İlla seçim falan diye böyle bir şeye girmeye gerek yok. Muhteşem bir eser”