T24 - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen “Dünya Türk Girişimciler Kurultayı"na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendi fotoğrafının bulunduğu Time Dergisi’nin kapağının ekrana yansıtılması üzerine konuşmasına, “Bu fotoğrafı arayıp, bulmak için çok eziyet çektiler herhalde" diyerek başladı.
Bizden öncekiler cayır cayır karşılıksız para basıyorlardı
Türk iş adamları ve girişimcilerin modern dünyada, Türkiye’nin öncü güçleri olduğunu söyleyen Erdoğan, “Eğitim için, yatırım için, yeni bir hayat kurmak için farklı ülkelere, gurbete giden nice kardeşimiz, göğsümüzü kabartan işlere imza attılar. İşgücü olarak gönderdiğimiz nice kardeşimiz, işçi olarak gittiği ülkelerde işveren oldu, o ülkenin vatandaşlarını istihdam etmeye başladı" dedi. Erdoğan, Türkiye’nin sınırsız petrol rezervlerine, sınırsız altın madenlerine sahip bir ülke olmadığının altını çizerek, “Bizim en büyük gücümüz, emeğimiz, bizim en büyük rekabet unsurumuz, genç, dinamik, zeki ve dürüst insanımızdır.
Bizim en büyük imkanımız, dinamik, girişimci, yenilikçi özel sektörümüzdür" diye konuştui. Özel sektörün dinamizmiyle büyüdüklerini ve büyümeye devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: “Hükümet olarak sorumluluğumuzun çok iyi farkındayız, idrakindeyiz. Bize düşen, yolları açmak, bize düşen, yoldaki engelleri temizlemek.
Biz böylelikle muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmayı hedefleyerek bunu 2023 olarak da belirlemiş durumdayız. Biz özel sektörün önünü açıyor, destekliyor ve teşvik ediyoruz. Özel sektörümüz de açılan o yoldan güvenle ilerliyor. Şunu altını çizerek ifade etmek istiyorum, biz 9 yıl boyunca istikrar ve güven ortamını zedeleyecek hiçbir adım atmadık.
Özel sektörü, yatırımları, girişimi engelleyecek, hatta tedirgin edecek hiçbir faaliyetin içinde olmadık. Bu süreçte popülizme asla tevessül etmedik. En önemli yanımız ne biliyor musunuz? Bakın Amerika sıkıntı, Avrupa sıkıntı çekiyorsa, karşılıksız para bastılar, ama biz karşılıksız para basmadık. Bizden öncekiler cayır cayır karşılıksız para basıyorlardı.
Çünkü biz karşılıksız para basmayı modern hırsızlık olarak tanımladık. Çünkü o alnının teriyle kazananın cebindeki parayı sömürmekti, modern bir şekilde çalmaktı. İşte biz buna tevessül etmedik. Eğer bugün paramız değer kazandıysa, böyle değer kazandı, böyle de kazanmaya devam ediyor. Son G20’de bazıları bana ne diyor biliyor musunuz, liderlerden, ‘paranıza sahip çıkın’.
Şimdi kimsenin yargıya bilet kesecek güç var mı?
Erdoğan, Van’da meydana gelen depreme de değinerek, mevsim koşulları nedeniyle şartların çok zor olduğunu ifade etti. Bunun da altından kalkacaklarını söyleyen Erdoğan, “Fakat bir gerçeği vurgulamak istiyorum, ortada felaket tellalları çok. Geçmişte şu olmuş bu olmuş vesaire.
Ben bir Başbakan olarak, sorumluluğumun bilincinde bazı açıklamalar yaptım. Yıllar yılı biz bu ülkede belediye başkanlığından gelen bir Başbakan olarak ‘Bu evleri yıkalım’ dediğimizde vatandaş buna olumlu yaklaşmadığı gibi maalesef bu ülkenin yargısı da onları her zaman haklı çıkarmış, bizi ise haksız duruma düşürmüş. Şimdi kimse yargıya bilet kesiyor mu, veya kesebilecek güç var mı? Yok. Biz ne diyoruz, bugünleri gördüğümüz için bunu açıklıyoruz. Peki siz bütün tedbirleri alsanız da yine buna benzer felaketler olmaz mı? Olur ama daha az zararla olurö dedi.
TOKİ’nin şuana kadar teslim ettiği yaklaşık 380 bin konut olduğunu kaydeden Erdoğan, bu konutlarda şu ana kadar herhangi bir sıkıntının yaşanmadığını anlattı. Erdoğan, ancak yine de yüzde 100 garanti içinde olamayacağını dile getirerek, “Niye, sonuçta biz bunu insanla yönetiyoruz. Müteahhit firmalar kontrol ediliyor, denetleniyor vesaire.
Denetleyen de insan. Burada hata payları olabilir. Bu hata payları bir hata bilançosu getirebilir, ama biz diyoruz ki, biz bütün bunları göz ardı etmek suretiyle yapılmış inşaatlar, konutlar var. Yumuşak zeminde, zemin etütleri yapılmadan yapılmış konutlar var.
Van'da manzarası çok güzel diye hemen Van Gölü’nün hemen kenarında Van 100. Yıl Üniversitesi inşa edilmiş, bunlar benim döneminde yapılmış şeyler değil. Şu anda 13 fakülte binası hasarlı. Halbuki yamaca doğru yönelse, orada yamaçlar gayet güzel, sert zemin. İlla Van Gölü’nü seyredeceksen oradan da seyredersin. Hiç olmazsa o sert zeminde çok daha güzel bir şekilde bu binaların inşa edilmesi mümkündür. Biz diyoruz ki, artık sadece Van ile değil, Türkiye genelinde bir musibet bin nasihatten evladır, buradan hareketle gelin bu adımı atalım" diye konuştu.
Bunlar sizin tezgahınızdan geçti
Konuya ilişkin televizyon programlarında yapılan açıklamalara değinen Erdoğan, şunları söyledi: “Bunu ‘Hocalar, mühendisler herkes birlikte denetlesin’ diyorlar. Kimler denetliyor zaten? Çoğunun mimarı, mühendisi bunlar. Bunların hepsi sizin tezgahınızdan geçip geldi, oradan yetişip geldiler, hepsi sizin öğrenciniz. İlla fatura kesecek birilerini aramanın anlamı yok. Olaya böyle yaklaşmayalım, gerçekçi değiller.
İstanbul'umuz bir deprem için hazırlıklı bir şehir değil, İstanbul böyle de diğerleri farklı mı? Hayır, diğerlerinde de aynı sıkıntı var. İlla deprem olması da şart değil. Bunun dışında sel afetleri, buna da hazırlıklı değiliz. Bunları el ele vermek suretiyle birlikte çözmeye mecburuz. 'Ustalık dönemi' diye ifade ettiğim bu dönemde Çevre ve Şehircilik Bakanlığını kurmak isteyişimin arkasındaki tek neden budur.
Çünkü yeni bir yasal düzenlemeyle istedim ki, artık biz bu Bakanlıkla bu işe müdahale edelim. Eğer belediyeler olumlu yaklaşım göstermiyorlarsa o zaman Bakanlığımızla müdahale etme imkanı bulalım. Başka çare yok. Şimdi rant meselesi başlıyor. Yarın Allah göstermesin bu binanın altında bu insanlar kaldığı zaman sen bunu hangi parayla ölçeceksin? Biz diyoruz ki, ‘Bunun enkaz bedeli neyse bu belirlenir ve ona göre kaç daire istiyor, iki tane, üç tane, enkaz bedeli eğer bunu karşılıyorsa o kadar verilir’. Eğer bunu karşılamıyorsa, ne istiyorsun kardeşim, iki tane, üç tane. O sağlam dairelerden iki tane, üç tane verilir"
Ağır bedel ödemek istemiyoruz
Erdoğan, deprem ihtimaline karşı İstanbul’daki tehlike arz eden binaların yıkılarak yeniden inşasına yönelik de konuşarak, “Orada oturmak istiyorsan orada, farklı yerlerde yapılanda oturmak istiyorsan farklı yerde. Yok hiçbirini kabul etmiyorsan o zaman kamulaştıracağız, vereceğiz paranı, 'Kusura bakma' diyeceğiz.
Bunların bedelini ağır ödemek istemiyoruz. Onun için bu adımı atmak zorundayız. Şimdi Van’da süratle, yoğun bir şekilde bu geçiş dönemini atlatacağız, ama hemen şubat-mart itibariyle kalıcı konutlarımıza inşallah başlayacağız.
Bu konutlara başlarken, mülk sahibi, kiracı ayrımı yapmıyoruz. Mülk sahipleri de bu yapacağımız konutlardan alabilecekler, alacaklar zaten, hakları. Ayrıca kiracı durumunda olanlar da bu yapacağımız konutlardan 20 yıl vadeyle alma imkanını bulacak. Bu adımı atacağız. Bir de şöyle bir kampanya oluşturuyorlar, diyorlar ki ‘TOKİ zorla bizim buralara el koyuyor’. Böyle bir hesabımız yok, böyle bir derdimiz yok. TOKİ’nin başında iş çok, yükü çok. Biz sorunu çözelim, derdimiz bu. Derdimiz bağcı ile değil, bizim derdimiz üzümü yemek. Bunu yapıyoruz" dedi.