Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan milli enerji ve maden politikasını oluşturduklarını belirterek "Biz ithali durduracağız. Bizim bütçemizde bir cari açık varsa bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi ithal enerjidir" dedi.
Zonguldak'ta maden işçileriyle buluştuğu iftar yemeğinde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:
"Bu iftarı madende de yapabilirdik, arkadaşlarım bu teklifi yaptılar. Dedim ki, 'madene insek 50-100 kişiyle yapacağız ama biz bütün madenci arkadaşlarımızdan, bin kişi civarında eşleriyle beraber bu iftarı eğer ramazanda bir arada yaparsak, bu bize ayrı bir mutluluk verir, ayrı bir güç katar."
"Ereğli'ye geçeceğiz. Çay-sohbet yapacağız. Çay-sohbet ile de muhabbetimizi artıracağız. Ankara'ya devam edeceğiz. Yeni bir dönemin eşiğindeyiz, çözümü milletimizde arıyoruz. Yıl sonuna kadar bin önümüzdeki yıl ona ilave ile böyle bir alım müjdesini verdik.
Biz yaptıklarımızla konuşuruz. Biz bir şeyi söylersek yaparız. Yapamayacağımızı söylemeyiz.
"O enerjiyi alacağız ki, buralara hasım olanlar ders alsınlar. Çünkü hasım olanlar var, hazmedemeyenler var, yalan yanlış vaatlerde bulunanlar var. Ama biz yaptıklarımızla konuşuyoruz, yalan yanlış değil. Biz bir şeyi söylersek onu yaparız, yapamayacağımızı asla vadetmeyiz.
Madenciliği de kapsayan enerji sektörü, dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemiz için de stratejik öneme sahip. Biz ithali durduracağız. 'Niye ithali durduracağız? diyoruz. Sebebi şu; Bizim bütçemizde bir cari açık varsa bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi ithal enerjidir. Şimdi 'termik santral' dediğimiz olay kömürden kaynaklanıyor. Ben bunu niye ithal ile yapayım. Bizim şu anda Trakya'dan tut, Şırnak'a kadar devasa bir damar var. Bu damarda ne var? İşte yerli kömür var, bizim buraları hayata geçirmemiz lazım."
Maliyetinin biraz yüksek olabileceğine işaret eden Erdoğan, "Hiç olmazsa bizim cari açığımızı körüklemez. Şimdi işte bu adımı atıyoruz. Ciddi bir noktaya da geldik. Onun için milli enerji ve maden politikasını oluşturduk. Çok uzun ve kapsamlı bir çalışmayla oluşturduğumuz bu politikayı arz güvenliği, yerlileştirme, öngörülebilir piyasa olmak üzere üç ayak üzerine oturtuyoruz."