T24 - Başbakan Erdoğan, dün Bilkent Otel’de düzenlenen 4. Özürlüler Şurası’na katıldı. Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Başbakan, ’dinleme’ olaylarıyla ilgili şöyle dedi: “Yargının mensupları, ’Bu ülkede Başbakan dinlendi’ itirafı yapıyor. Kimlerin olduğu tabii çıkacak. Bununla ilgili yine bir yargı süreci var. Öncelikle yargının temsilcileri, kararlara uymak zorunda...”
-Yargının dinlenmesine tepkiler oluştu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da dinleme olaylarının siyasi olduğunu belirterek, partinizle ilgili inceleme başlattı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konuda bana ulaşan herhangi bir şey yok. Bir defa devlet tüm kurum ve kuruluşlarıyla çalışır. Anayasa’da, yasada belirlenen neyse bu noktada da adımlar atılır. Şu anda yürütmenin atmış olduğu adımlar var. Ve dikkat edilirse hiçbirisi yasaya aykırı bir adım değildir. Herhangi bir mahkeme kararı olmadan atılmış bir adım söz konusu değildir. Eğer yargının ilgili kurumları ve yetkilileri mahkemelerin vermiş olduğu kararları tanımıyorsa, burada yanlış yaklaşım tarzının kime ait olduğunu çok açık, net görüyoruz. Öncelikle yargının temsilcileri, mensupları bu noktada mahkemelerin vermiş oldukları kararlara kendilerinin uymaları gerekir. Bizden her zaman bunlar nasıl bekleniyorsa kendilerinin de aynı şekilde buna uymaları gerekir. Bakınız, şahsımla alakalı işte geçenlerde ortaya çıktı. Beni de hiçbir mahkeme kararı olmadan, farklı yerden, farklı yerlerden, kimlerin olduğu tabii çıkacak ortaya, dinledikleri ortaya çıktı. Ve bununla ilgili olarak kimlerin dinlediği ortaya çıktı, şimdi bununla ilgili yine bir yargı süreci var. Tüm bunlar açık, ortada. Ve yargının mensupları da şimdi bunu itiraf ediyorlar, ’Evet’ diyorlar. ’Bu ülkede başbakan dinlendi’. Tüm bu gerçekler ortada iken nasıl olur da kalkıp benim partimle ilgili böyle bir yakıştırmayı yaparlar? Bunu çok çirkin bulurum. Partime kimse böyle bir yanlışı, böyle bir yasa dışı bir uygulamayı yakıştırma hakkına sahip değildir. Böyle bir şeyi kimse müdellel (kanıtlı, kanıtlanmış) hale getiremez. Kaldı ki bu partinin zaten bir görevi değil. Bu, şu anda hükümet olarak iş başında olan devletin kurumlarıyla bir çalışma süreci içerisinde olan yürütmenin atmış olduğu adımlardır ve bu da hukuk içerisindedir.
Mektup gelmedi
İhbar mektubu Erdoğan´a geldi mi?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın yargıda dinleme olayları konusunda inceleme başlattığı yönünde...
Şu anda ortada bize ulaşan herhangi bir şey olmadan bir şey konuşmam doğru değil.
- Islak imza ile ilgili bugün üçüncü bir ihbar mektubu ortaya çıktı. Sizin çevrenizdekilerin de fişlendiği iddiası var ve o mektubun size de gönderildiği belirtiliyor...
Hayır. Bana gelmiş herhangi bir CD veya mektup söz konusu değil. Özel Kalemime de sordum. Bize herhangi bir şey gelmiş değil.
‘Şecaat arz ederken sirkatin söylediler’
Onur Öymen'e yanıt
- CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li Onur Öymen’in Dersim ile ilgili açıklamalarına ilişkin olarak gereğinin yapılmasını istedi. Bu ’istifa çağrısı’olarak yorumlandı. Bununla ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
CHP Genel Başkan Yardımcıs’ının, Genel Başkanı huzurunda ve Alevi vatandaşlarımın, kardeşlerimin huzurunda, tüm parlamentoda ve tüm Türkiye’de ekranları başında izleyenlerin huzurunda Dersim katliamının bugün tekrarını talep etmesi ve bunun üzerinde ısrarla durması... Hatta ve hatta ertesi gün yaptığı açıklamalarda bunu kendine göre kuvvetlendirici bazı ifadeler kullanması, yani battıkça battığının açıkça net uygulamasıdır. Bu, tabii, CHP ve zihniyetinin bugüne kadar olan tutarsız yaklaşımlarının en açık, net ifadesidir. Bunlar şecaat arz ederken sirkatin söylemişlerdir. Açıkça ortaya çıkmışlardır. Şu anda kendilerini gizleyecek hiçbir yanları yoktur.
- Yusufça’da yapılan seçimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yusufça’da Cumartesi günü, Sayın Baykal konuşmasında, demokratik açılım süreci ile ilgili olarak, ’Milli Birlik ve Kardeşlik projemiz’ ile ilgili olarak... Bunlar bu ülkede kardeşlik istemiyorlar. Biz ise tüm 72 milyonun birliğini istiyoruz, kardeşliğini istiyoruz. Ama ne altında? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı altında. Ne altında? Bayrağımız altında, tek millet, tek devlet olarak. Resmi dil olarak biz Türkçe’den başka resmi dil asla tanımıyoruz ama herkesin anadilini rahatlıkla da konuşabileceği bir yapının oluştuğu bir vatan toprakları olarak görüyoruz. Kimse demokrasiden korkmasın. Ben bir genel başkan, bir başbakan olarak Yusufça’ya gitmedim. Ama kendileri bütün çevredeki belediye başkanlarının hepsini de yanın alarak Yusufça’ya gittiler. Onlar da yüzde 20 ile üçüncü parti oldular.
‘Hiç kimseye ayrımcılık yapılamaz’
Başbakan Erdoğan, dün Bilkent Otel’de düzenlenen, 4. Özürlüler Şurası’nın açılışına katıldı. Başbakan’ın yaptığı knouşma sağır ve dilsizler için işaret dilinde eş zamanlı olarak sunuldu. Erdoğan, konuşmasında “Her bir vatandaş bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Hiç kimseye ayrımcılık yapılamaz. Hiç kimse insani vasıflarından, doğuştan gelen, doğuştan sahip olduğu vasıflardan dolayı ayrımcılığa tabi tutulamaz” dedi. Özürlülerin sorunlarının herkesin ortak meselesi olduğunu söyleyen Erdoğan, “Yeter ki çözebileceğimize inanalım. Yeter ki siyasetimiz, demokrasimiz özürlü olmasın” diye konuştu. Başbakan, Şura’ya katılanlarda tek tek ilgilendi.
‘Başbakan dinleniyor dedi, ifadeye çağrıldı
Başbakan'ın telefonlarının dinlendiğini söyleyen TİB Başkanı Fethi Şimşek’in savcılığa çağrılarak ifadesinin alındığı ortaya çıktı. Edinilen bilgiye göre, yargıya yönelik dinleme skandalıyla ilgili düzenlediği “Başbakan Erdoğan’ın dinlenildiğini” söyleyen Şimşek, Ankara Başsavcılığı tarafından ifadeye çağrıldı. Şimşek, geçen hafta Perşembe günü Ankara Adalet Sarayı’na gelerek Memur Suçları Soruşturma Bürosuna bakmakla görevli başsavcı vekili ile görüştü. Şimşek’in “Başbakan Erdoğan’ın dinlenildiği” sözleri nedeniyle bilgi verdiği öğrenildi. Fethi Şimşek, 12 Kasımda düzenlediği basın toplantısındaki açıklamalarında, “Bir ülkenin Başbakanı 6 yıl dinleniyor ve kimsenin kılı kıpırdamıyor ama hakim kararı ile yapılıyor, bugün tartıştığımız dinlemeler, usulüne uygun ve mevzuatta yazan hususlara uygun dinlemeler yapılıyor, her nedense toplum ayağa kalkıyor. Bu çifte standarttan kurtulmamız lazım” ifadesini kullanmıştı.