ABD’nin başkenti Washington’da Avrasya konularına eğilmesi ile tanınan Jamestown Foundation’da analist olan Pavel Felgenhaur, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başkanlık elde etmek için referanduma gitmek istediğini söylerken, “Eğer kazanır ve sembolik güçlerden devlet başkanlığına fiili olarak geçerse o zaman ilişkilerin daha da bozulacağını tahmin edebiliriz” dedi.
Cumhuriyet’ten İlhan Tanır’a konuşan Felgenhaur’un söyleşisi şöyle:
- Rusların Suriye’deki öncelikli hedefi nedir?
Rusya’nın hedefi açık: Esad’ın sivil savaşı kazanmasına olanak yaratmak. Büyük çarpışmaların olduğu yerler Lazkiye’nin kuzeyi ve Halep. Şam’da da önemli mücadeleler veriliyor. Buralarda daha çok IŞİD değil diğer muhalif gruplar var. Rusların sahada destek verdiği Esad yanlısı güçler de IŞİD yerine muhaliflerle çarpışıyor. Rusya’nın ilk hedefi kuzeyde Suriyeli muhalifleri yenilgiye uğratmak, onları sınırın dışına Türkiye’ye itelemek. Bir kısım muhalifin silah bırakacağını ümit ediyor olabilir. Bazı muhaliflerle bir şekilde koalisyon kurulabilir. Rusya için en çok tercih edilen bu olur.
- Suriye’de Ruslar açısından sahada durum nasıl gelişiyor?
Ruslar şu an Lazkiye’nin kuzeyini daha tehlikeli görüyorlar. Burası kendi üslerine yakın olan bölge. Rus Savunma Bakanlığı’nın 23 Aralık’ta yaptığı brifingde de bu durum anlatıldı. Bu brifingde Rusların Lazkiye’nin kuzeyinde ilerleme ve başarılar kaydettiği iddia ediliyor. Çatışmalar giderek Türkiye sınırına yaklaşıyor çünkü Ruslar o bölgede ilerliyor. O bölge aynı zamanda Türkmen halkın yaşadığı bölgenin de kalbi. Çatışmalar Türkiye sınırına, İdlib çevresine geldikçe de zaten güdümsüz olan Rus bombalarının Türkiye tarafına düşme ihtimali daha da çok artacak. Bu da Rus ve Türk güçleri arasında daha çok gerginliğe neden olabilir. Türkiye’nin desteklediği Suriyeli isyancılar ile Rusların desteklediği Esad yanlısı güçlerin arasında da çatışma artacak. Lazkiye’nin kuzeyi ile İdlib bölgelerinin Rus-Türk çatışması için gerçek bir ‘flash point’ olduğunu görmek gerekiyor.
- Rusların büyük başarılar elde edemediği doğru mu?
Saldırı harekatı yavaş çünkü Lazkiye’nin kuzeyi dağ ve ormanlarla kaplı yani saha koşulları zor. İlerleme kaydetmek kolay değil. Rus ve Suriye kuvvetleri ‘vacuum’ gibi barbarik bombalar kullanıyorlar. Bu güdümsüz bombaların Türk tarafına düşmesi de Türk ordusu için müdahale sebebi olabilir.
- Bu tür kötü senaryonun ihtimali artıyor mu azalıyor mu?
Bence artıyor çünkü Rus Savunma Bakanlığının verdiği brifing, Rus destekli güçlerin Türk sınırına yaklaşmaya devam edeceğini gösteriyor. İki ülke arasında aynı çirkin retorik, ağır karşılıklar devam etmesine rağmen aranın bulunması için bir gayret de gösterilmiyor. Ruslar, kuzeydeki bu isyancıları Türk sınırına ve sonra da Türkiye’ye itelemek hedefinde. Yerel Esad yanlısı güçler, Şii ve Hizbullah güçleri de Türkiye sınırına yakın ve Türkiye destekli gruplarla çatışmaları artırabilir.
- Bu aşamada ne yapılabilir?
Ben Suriye çapında bir ateşkesin yapılabileceğini sanmıyorum ama yerel ateşkesler olabilir. Konuştuğumuz bölgelerde bir an önce buna benzer yerel ateşkeslerin sağlanması adına çalışabilir.
- Rusların bir kara harekâtı yapması mümkün mü?
Moskova’da bir Rus kara ordusunun Suriye’ye gönderilip gönderilmeyeceği tartışılmaya başlandı. Bence Rus kara ordusunun Suriye’ye gönderilmesi uygulanabilir bir şey değil. Bu çapta bir orduyu sürekli desteklemeniz gerekir. Ama Boğazlar Türklerin elinde. Senin tedarik yolunun zedelenip, zedelenmeyeceğinden emin olamaman bir risktir. Ve havadan böyle bir operasyonu desteklemeyi sürdürmek de uygulanabilir değil.
- Hem Erdoğan hem Putin sağlam görünüyorlar koltuklarında. Bu ilişki nasıl iyileşir?
Rus yönetimi, Türk liderliğinin kendileri için artık kabul edilemez olduğunu ilan etti. Ama sorun, bu ilişkinin daha da kötüleşmesi ihtimali. Rusya’da birçok kişi böyle düşünmese de Türkiye önemli bir ülke. Boğazlara sahipler ki bu Rusya için çok önemli. Ortadoğu’daki Rusya varlığı için de, hem askeri hem de ekonomik nedenlerden dolayı Boğazlar önemli. Yani Rusya ve Türkiye birbirine bağlı aslında. Şimdi Erdoğan kendi yetkilerini artırmak ve başkanlık elde etmek için bir referanduma gitmek istiyor. Eğer kazanır ve sembolik güçlerden devlet başkanlığına fiili olarak geçerse o zaman ilişkilerin daha da bozulacağını tahmin edebiliriz. Şu an için en önemli şey krizin soğuk bir istikrara kavuşturulması. Eğer bu ilişkiler ‘soğuk şekilde’ yönetilebilirse bir gün belki tekrar Moskova-Ankara arasında yakınlaşma imkânı olur.
- Rusların Kürtlere ilgisi arttı mı?
Bir 19. yy İngiliz deyimi vardır: İngilizlerin sorunları artmışsa İrlanda için şans doğmuştur. Aynı şekilde Türkler için sorun artmışsa Kürtler için şans doğmuştur denebilir. Hatırlanırsa Rus Meclisi, 1990’ların sonunda Abdullah Öcalan’a iltica hakkı tanımıştı. o zamanki dışişleri bakanı bunu istemediği halde Duma’dan yasa geçmişti. Kürtler aslında Rus milletvekillerine para ödeyerek o yasayı geçirmişlerdi. Yani Kürtlerle yakınlaşma biraz Moskova’nın geleneksel olarak yaptığı bir şey gibi. Kürtler vasıtasıyla Ankara üzerindeki baskıyı artırmak... Düşmanımın düşmanı dostumdur prensibi.