Ekonomi

Erdoğan, bankacıları suçladı

Başbakan Erdoğan, "Finans sektörü aynen 2002 öncesi kriz döneminde olduğu gibi bir yanlışın içerisine giriyor" dedi.

24 Ekim 2008 03:00

Erdoğan, "Davet edip yüksek faizlerle masaya oturtuyor veya hemen öde diyor. Bu yanlış. Böyle bir tehditle gitmek doğru değil" dedi. Bankacıların bu yaklaşım tarzını gözden geçirmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Bu konuda bir çalışma yapıyoruz. Kısa sürede açıklayacağız" dedi.

Tam mevduat güvencesiyle söğüşlediler

Girişimci Bilgi Sistemi'nin tanıtımına yönelik dün yapılan toplantıda Erdoğan, yüzde 100 mevduat güvencesi konusuna sıcak bakmadıklarını kaydederken, 2001 krizi döneminde yüzde 100 mevduat garantisiyle Hazine'nin, milletin nasıl söğüşlendiğinin görüldüğünü söyledi.

Kur hareketleri konusunda "Dere yatağında akar" diye konuşan Erdoğan, "Siz bu işi zorlarsanız bir taşkında bakarsınız su, bütün o yaptığınız zorlamaları alır götürür. Sonra dere yatağında akmaya devam eder. Dalgalı kurda da dere yine yatağını bulur. Dalgalı kurdan taviz vermeyiz" dedi. Erdoğan, faizin düşmesi ve düşürülmesinden yana olduğunu da tekrarladı.

Erdoğan, Bakanlar Kurulu'nu 2 haftada bir yaparak diğer hafta içine mümkün olduğunca özel sektörü çalışmalarına sokmaya başladıklarını belirtirken, bu çalışmalara akademisyenlerle medya mensuplarının da dahil edileceğini bildirdi.

Erdoğan, bu çalışmaları yıl sonuna kadar yoğun biçimde sürdüreceklerini belirtirken, böylelikle Türkiye'nin krizden en az zararla çıkmasını temenni ettiklerini ifade etti. Erdoğan, bu ortamda yapılması gerekenin "benzin değil su pompalamak" olduğunu belirterek, "Bunu hep birlikte başarmamız lazım. Verilecek kararlar hangi kurumun içerisinde olursa olsun, ideolojilerden uzak, milli birlik ve beraberliğimiz ile dayanışmamıza destek veren, bu krizi fırsata dönüştürecek bir anlayışla ülkemizi desteklememiz lazım" dedi.

Mevduat garantisinde artış yok

Bu yıl belki yaşanacak sıkıntıyla büyüme rakamının yüzde 4 olacağını belirten Erdoğan, Türkiye için yüzde 2-3'lük büyümenin çıkış noktası olmadığını ve kimsenin Türkiye'ye düşük büyüme oranlarını tavsiye etmemesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, büyüme hızında yüzde 5'in altına düşülmemesi gerektiğini ve bunun için çalıştıklarını ifade etti. Bir soru üzerine de kur hareketleri nedeniyle görüştüğü ihracatçıların keyfinin yerinde iken ithalatçılarda sıkıntı havası olduğunu söyleyen Erdoğan, biraz da ihracatçının sevinme hakkını kullanması gerektiğini belirtti.

2001 krizi döneminde "milletin nasıl söğüşlendiğini" gördükleri için mevduata 50 bin YTL'ye kadar garanti verilmesi kararı aldıklarını kaydeden Erdoğan, "Bakkal dükkanı açar gibi herkes banka açıyordu. Toplanan mevduatlarda o verilen dövize endeksli yüksek faizleri unutmayalım. Gecelik faizlerdeki o acımasızca yaklaşımları unutmayalım" dedi.

Bunun sonucu o zamanki rakamlarla 46 milyar dolar gibi bir borcun ülke kasasından ödendiğini söyleyen Erdoğan, "Biz şimdi milletimize aynı şeyi ödetemeyiz" dedi. Erdoğan, görüştükleri bir çok bankacının da böyle bir durumun çok yanlış olacağı değerlendirmesinde bulunduğunu belirtirken, "Herkes işini sağlama alsın. Ve eğer yanlışlar varsa yanlışlarını biran önce düzeltsin" dedi.

Sanayinin röntgeni çekildi

Tamamlanan Girişimci Bilgi Sistemi (GBS) hakkında bilgi veren Erdoğan, artık daha mikro konulara yönelerek Türkiye'nin kalkınma ve büyüme sürecini bunlar üzerinden yürütmenin zamanın geldiğini belirtti.

Erdoğan, "Öncelikle rekabet gücümüzün artmasına, şirketlerimizin performansının yükselmesine katkı sağlayacak. Kümelenme noktasında haritayı daha net görebileceğiz. Hangi sektör nerede kümeleniyor? Bunların ara mamulleri, yedek parçaları nerede üretiliyor? Bunlar nasıl ve nereye taşınıyor? Ne kadar enerji tüketiliyor?" dedi. Bunlardan yola çıkılarak yapılacak analizlerin politikaları belirleyeceğini belirten Erdoğan, yeni teşvik sisteminin de bu şekilde kurulacağının altını çizdi. Erdoğan, "Artık sadece bölgesel teşviği konuşmayacağız. Bundan sonra proje teşviki ve sektörel teşvik de olacak" dedi. Hangi sektörü hangi bölgede konuşlandırmak gerektiğinin planlamasını yapacaklarını söyleyen Erdoğan, "Ben şurada şu fabrikayı kurmak istiyorum, Hayır arkadaş, kuramazsın. E nerede kurabilirim? Şurası, şurası, şurası. Hangisini tercih ediyorsan orada kur... Bunu bizim vermemiz lazım" dedi.

İşletmelerin aktif toplamı 1.5 trilyon YTL

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan da, sistemi geleceğin tasarımını yapacak bir mimari proje olarak nitelerken, böylece hem sektörel ve bölgesel anlamda analizin hem de gelecekle ilgili politika tasarımı yapılacağını kaydetti.

Yaptıkları çalışma sonucu Türkiye'de serbest meslek erbapları hariç olmak üzere 2007 yılı sonu itibariyle 2 milyon 10 bin işletmenin bulunduğunu söyleyen Çağlayan, bu işletmelerin toplam 1.5 trilyon YTL aktif toplamı bulunduğunu belirtti.

Çağlayan, şirketlerin 2007 yılı cirolarının 1.7 trilyon YTL, karlarının da 98 milyar YTL olduğunu kaydederken; karlılığın da ortalama olarak yüzde 6 olduğunu söyledi. Çağlayan, "İşletmelerin aktife göre ortalama borçluluk oranı yüzde 56. Bu oranın ortalaması yüzde 50 olarak kabul edildiğinde, Türkiye açısından çok fazla bir sıkıntı olarak görülmüyor" dedi. Özel sektörün borçlarının 140 milyar dolar olduğunu kaydeden Çağlayan, yabancı para cinsinden kısa vadeli borcun 88 milyar YTL, yabancı para cinsinden kısa vadeli alacakların da 69 milyar YTL olduğunu belirtti.

Unakıtan: Mevduata tam garanti yok, bankalar piyasaya para versin

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, küresel krizin Türkiye’yi, "Borçlanma maliyetinin yükselmesi ve işsizliğin artması" olmak üzere iki açıdan etkileyebileceğini belirterek, bankaları reel sektöre yeterli likiditeyi sağlamak konusunda hassas olmaya çağırdı.

2009 yılı bütçe tasarısını TBMM Plan Bütçe Komisyonu’na sunan Unakıtan, bütçenin küresel mali krize karşı, ekonominin dayanıklılığını artıracak, mali disipline uyan ve popülizme meydan vermeyen bir bütçe olduğunu söyledi.