Gündem

Erdoğan: 400 vekili bir siyasi parti yakalasaydı, durum bugün çok farklı olurdu

'400 milletvekili dediğimiz olay, yeni anayasanın süratle oluşturulmasına yöneliktir'

07 Eylül 2015 01:37

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "400 vekili elde edebilecek sayıyı bir siyasi parti yakalasaydı, durum bugün çok farklı olurdu" dedi.

Erdoğan, Atv - A Haber ortak yayınında soruları yanıtlarken, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu, bir partinin 400 milletvekilliği kazanarak parlamentoya girememesiyle de ilişkilendirdi. Erdoğan, programı sunan Melih Altınok'un “'400 vekil verin, bu iş huzur içinde çözülsün' sözleri bugünkü çatışma ortamıyla bağdaştırılıyor. Ne diyorsunuz"  sorusu üzerine şunları söyledi:

"Parlamentoda daha zayıf oldukları dönemde olmayacak kadar bu dönemde yaptıkları tahribatı neyle izah edeceğiz? 6-7-8 Ekim olaylarını yaşadık, Suruç olayını yaşadık, Diyarbakır olayını yaşadık. Bunlar hep bir dayanışma ve yardımlaşmanın neticesinde, en azından ülkemizde terör belasının estirilmesinden başka bir şey değildi. Buradan rant elde ediyorlar. 400 vekili elde edebilecek sayıyı bir siyasi parti yakalasaydı, durum bugün çok farklı olurdu." 

Erdoğan, Altınok'un, "Medyada çarpıtmaya ne diyorsunuz? Şu anda bile '400 vekil verseydiniz, Dağlıca olmazdı” dediğinizi söylüyorlar"' sözleri üzerine, şöyle devam etti:

"Medyada çarpıtmanın ve ahlaksızlığın daniskası. Kendilerine nasıl bir rant elde edebilirler, onun gayretindeler. Paralel yapı bunun peşinde koştu. Ben bunların geçmişini bilirim. Şimdi çok farklı bir zemine oturdu. Niçin Türkiye’de değilsiniz de Türkiye dışında kendinize yer arıyorsunuz? Türkiye’yi Batı ülkelerine şikayet edecek kadar alçalmış durumdalar. Bunlar için şehit cenazeleri sadece bir araçtır. Cenazeleri nasıl başka bir yere çekebiliriz, onun derdindeler. Hüzünle izliyorum. Bizim 400 milletvekili dediğimiz olay, yeni Türkiye’nin, yeni anayasanın süratle oluşturulmasına yöneliktir. Bunlar bunun farkında değil."

"400 vekil gibi çok kullanılan argüman, 'Saray’ın askeri, Saray’ın polisi, Saray’ın savaşı.' Nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"Polis ve asker Saray’ın değil, milletin evladı, devletin askeri, polisidir. Çankaya’dayken neden kullanmıyorlardı, geçmişte neden kullanmıyorlardı? Çankaya’nın geçmişinde asker, polis yok muydu? Dert şu; güçlü bir Türkiye istemiyorlar. Şu anda Beştepe külliyesi, güçlü Türkiye’nin simgesidir. Şimdi Beştepe külliyesi, güçlenen bir Türkiye’nin simgesidir. Bunların bu ülkede dikili bir taşı yok. Dikili bir ağacı yok. Olmadığı için de biz sağından solundan girip de nasıl bunu karalarız. Bunun peşindeler. Evet o Beştepe külliyesiyle güçlü Türkiye’nin temellerini atıyoruz. Çatlasalar da patlasalar da devam edecek. Bu arada şehitlerimiz olacak. O  babanın söylediği gibi, '5 evladım var, 5’ini de feda etmeye hazırım.' Bu babalar da var, karakteri bozuk olanlar da... Ben bu babalara feda-i can etmeye hazırım. Onlar bizi gayet iyi takdir ediyorlar." 

Erdoğan, Altınok'un "İzninizle, bir açıklama yapmak ihtiyacı duyuyorum. Manipülasyon, yalan çok hızlı yayılıyor. Programın ilk bölümünde seçimlerde 400 vekil temenni ediyorum açıklaması vardı. Türkiye’nin yeni bir anayasa yapması için elzem olduğu yönündeki açıklamanız vardı. Sizin açıklamanızı “400 vekil verilseydi, Dağlıca saldırısı yapılmazdı” şeklinde çarpıtanlar var.  Kınıyorum" demesi üzerine  şunları kaydetti:

Bunu ilk kullandığım yer toplu açılış törenidir. O gün bir Dağlıca yok, yoğun bir terör eylemi de yok. Biz orada yeni anayasanın, yeni yapılanmanın gereği için parlamento tablosuna ihtiyacımız olduğunu açıklıyorum. Yaptığım iş budur. Bunun hedefi siyasi istikrardır. Kararlı bir yönetimdir. Ne oldu, böyle bir tablo çıkmayınca bakın bu süreç içerisinde 7 Haziran’dan 1 Kasım’a kadar ülkemizde kaos ortamı adeta oluştu. Bunları ortada kalkacak hedefi belirlerken böyle bir tablodan medet ummak, bunların ne kadar insani olmaktan nasipsiz olduğunu ortaya koyuyor.

Utanmadan sıkılmadan bana mektup gönderiyorlar. Sayın Doğan bana mektup gönderiyor, “Şöyle yaptım, böyle yaptım. Olumsuz davranmadım, ahlaki noktada yanlış yapmadım.” Bunun başköşesinde bir yazarı var, günlerce tartışıldı. O da “yapmadım, etmedim” diyor. Kalkıp “Ben bunu söylemedim” diyor. Paralelin başındaki de “Ben öyle söylemedim” diyor. Birer birer izne çıkıyorlar. Birisi izne gitti. Bir ay yok. Öbürü de izne çıkarsa şaşırma. Nereye giderlerse gitsin, şaşırma. Bu makamı bu karakter yoksunu bu adamlara ezdirtmem.

Adilik bu ya. Biz dertliyiz, 400 milletvekiliyle bunu değiştiriyor. Böyle bir şey olabilir mi ya? Sonra çıkarlar, biz sosyal medyada bunu koyduk ama çıkarttık. Ama yakalanıyorlar.