T24 - Halkoylamasına katılan ve katılmayan seçmenin parti eğilimleri incelendiğinde görünen şu: Katılmayanları dikkate alarak siyasal sonuç çıkarmak gerçekçi değil
Barış ve Demokrasi Partisi’nin halkoylamasını boykot etme kararı alması, sandık başına gitmesi beklenen 1 milyondan fazla kişiyi oy kullanmaktan vazgeçirdi
Halkoylamasının sonucu, ülkedeki siyasi kutuplaşmayı rakamlaştırdı. Kutupluşmanın bir yanında AK Parti ile ‘Diğer’ küçük partiler, diğer yanında, CHP ve MHP ile ‘Diğer’leri bulunuyor
Paketin içeriğine göre oy verenler, 77’nin (katılım oranı) sadece 5 ila 10’u. Halkoyu ‘iktidara karşı’ olanlar ve olmayanlar olarak tanımlanınca, halkın çoğunluğu oyunu ona göre kullandı. Zararı muhalefet partileri gördü
‘Evet’ fikri, MHP’nin yüzde 15 ile 17 arasındaki oy potansiyelinin
dörtte birine yakınını partiden uzaklaştırdı. AK Parti ise kutuplaşmanın karşılığını bol bol aldı
AK Parti eğilimlilerin ‘Evet’teki, CHP eğilimlilerin ‘Hayır’daki yoğunluğu, siyasi kutuplaşmaya eskiden olduğundan daha bağlı
duruma geldiklerini gösteriyor
Bu yazıda seçmenin davranışlarının ipuçlarını sunan bazı sayılar vereceğim. Herkes kimin nerede ne yaptığını daha iyi görebilsin diye! Bu sayılarla tartışmak daha tutarlı sonuçlara ulaştırabilir. Sabit fikirlerini sürdürenlere sözüm yok!
1/ Seçmen sayısını, geçerli oyları, Evet ve Hayır oy sayılarını Yüksek Seçim Kurulu bildirisinden öğrendik:
Aşağıdaki tablolardaki yüzde 77 katılım, yüzde 58 ‘Evet’ ve yüzde 42 ‘Hayır’ oranları bu tablodan alınmıştır.
Aşağıdaki diğer tablolardaki rakamlar KONDA’nın 4-5 Eylül günlerinde gerçekleştirdiği araştırma verilerinin bulgularından yararlanılarak çıkarılan sayılar.
Özellikle parti eğilim yüzdelerinin ilgi çekeceğini sanıyorum. Partilerin oy oranları, halkoylaması kampanyasının etkilerini de yansıtmakta. Araştırmada denekler kendisiyle görüşen anketöre parti tercihini, halkoylamasındaki Evet-Hayır kararına uygun biçimde söylemekte.
Denekler, bundan önceki seçimlerde tercih ettiği parti halkoyunda bulunduğu tarafta değilse, anketöre çoğunlukla partisini de değiştirerek söylemekte. Halkoyundaki gelişmelere göre parti değiştirme kararlarının kalıcı olup olmadığı önümüzdeki iki üç ay içinde belli olacak.
2/ Önce halkoylamasına katılımın partilere dağılımı:
Bu tablo, katılmayan seçmenlerin katılanların eğilimine uygun siyasal anlayışta olduklarını göstermekte. Boykot nedeniyle katılmayanları çıkarırsak, iki kolonun aynı yüzdeleri vereceği açık. Katılmayanları dikkate alarak, siyasal sonuç çıkarmanın gerçekçi olmadığı bu tablodan da anlaşılmakta.
3/ Aşağıdaki tablo, halkoyuna katılmayanların parti eğilimlerine göre dağılımını, boykotun boyutunu, katılmayanların parti tercihlerini göstermekte. Bölgede seçime katılımın eskiden beri az olması göz önüne alınarak, BDP’nin boykot kararının halkoyuna katılması beklenen 1 milyondan fazla kişiyi sandığa gitmekten vazgeçirdiği anlaşılmakta.
Katılmayanlarla parti adını söylemeyenler aynı anlayışla, siyasal tercihlerini saklamaktadırlar. Ancak araştırmalarda ‘Kararsızım’, ‘Henüz karar vermedim, ‘Fikrim yok’ gibi cevapların, kanaatini açık söyleyenlerin verileriyle bulunan sonucu çoğunlukla değiştirmeyeceği görülmektedir.
4/ Aşağıdaki tabloda, seçmenin yüzde 77’sine denk gelen halkoylamasına katılanların oy ve parti dağılımı verilmekte.
Bu tablo kutuplaşmayı sayılaştırmakta. AK Parti ile ‘Diğer’ küçük partilerin bir kısmının kutuplaşmanın bir tarafında, CHP ve MHP ile küçük bir iki partinin diğer tarafta yer tuttuğu açık. Oylamanın içeriği olan anayasaya göre oy verenlerin sayısı 77 birimin sadece 5 ila10’u arasında. Halkoyu ‘iktidara karşı’ olanlar ve olmayanlar olarak tanımlandı, halkın çoğunluğu da bu tanıma cevabını verdi. Halkoylamasını bu biçimde tanımlamak, muhalefet partilerinin hiçbirinin lehine değildi. Bu yanlışın görülememesi sonucu, halkoylaması bütün partilere zor bir siyasal ortam sundu.
5/ Parti taraftarlarının Evet-Hayır oranlarını gösteren tabloyu, siyasetçiler ve siyasetle ilgilenenler, ne kadar incelerlerse, o kadar çok çözülecek sorun ve konu bulacaktır.
Seçmenlerin halkoylaması kampanyası süresince verdiği parti değiştirme kararının bu tabloya yansıdığını hatırlatalım. Örneğin, MHP’nin halkoylaması başlangıcında yüzde 15-17 arasındaki oyları değil, değişimden sonraki oy oranları bu tabloya girmiştir. MHP eğilimlileri arasında EVET kararı verenlerin önemli bir kısmının, önce partilerinden fiilen ayrıldıkları anlaşılmakta. Yani, Evet fikri, parti oy potansiyelinin dörtte birine yakınını MHP’den uzaklaştırmıştır. AK Parti’nin ise halkoylamasının yanlış tanımlanmasının avantajını bol bol aldığı görülmektedir.
Parti adını söylemeyenler Evet ve Hayır arasında hemen hemen eşit oranda ayrılmıştır. Siyasa durumlarını gizleyenlerin yapısı burada da görülmekte.
AK Parti eğilimlilerinin Evet, CHP’lilerin Hayır’daki yoğunluğu, kutuplaşmaya eskisinde daha da bağlı durumda olduklarını göstermekte. MHP’deki 2-8 Evet-Hayır ayrımı, henüz kaybedilecek üyelerin bitmediğini anlatmakta.
6/ Şimdi yukardaki verilerin hepsini birlikte barındıran tabloya bakalım: Toplam seçmen sayısını yüz (100) kabul edersek, parti eğilimi, oy dağılımı, katılma ve boykot sayıları bu tabloda görülmektedir.
Tablo şöyle okunmalı: Toplam 100 seçmenin AK Parti eğilimli 39’undan 35’i, Evet oyu vermiştir. Ya da, toplam 100 seçmenden parti eğilimini söylemeyen 22 seçmenin 10’u halkoylamasında oy kullanmamıştır.
Bu tabloyu iyi inceleyip anlamaları partilerin yararına.
Buradaki bir sayıyı bir başka yere taşımak veya bir sayıyı azalmak için politikaların değişmesi gerekir. Mitinglere gidip, bağırıp çağırarak politika değişmez; mitinglerde arayıp bulunan yeni politikalar söylüyorsanız beklentiniz olabilir.
Her neyse, buradaki herhangi (1) sayısı, 500 bine yakın seçmeni temsil etmekte. O kadar seçmenin son halkoylamasında nasıl yer değiştirdiği anlaşılmadan, önümüzdeki dönemde tabloda bulunduğu yerden kalkıp başka kutucuğa nasıl gideceği bulunamaz.
Tarhan Erdem'in Radikal gazetesinde bugün (20 Eylül 2010) yayımlanan yazısı...