HÜLYA KARABAĞLI - T24/Ankara
TBMM adını bile geçirmediği için büyük tepkilere neden olan KKTC Askeri Cezaevi Raporuna er Uğur Kantar düzeltmesiyle nokta koydu. TBMM Cezaevlerini İnceleme Komisyonu'nun, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı 2’nci Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevi raporunda, 'disiplin koğuşu'nda işkenceden hayatını kaybeden er Uğur Kantar'la ilgili gelişmelere yer verildi. Raporda, "Ölüm olayına karıştığı iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık P. Çvş Fırat Keser'in aralarında bulunduğu, Kurumdaki tüm tutuklu ve hükümlülerle tek tek görüşülmüştür" dendi. Kantarla ilgili sayfanın alt kısmına, "Kuzey Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığına bağlı 28’inci Tümen’de askerlik görevini yerine getiren P. Er Uğur Kantar Paşaköy’deki disiplin cezaevinde kaldığı esnada iddialara göre gardiyanların işkencesi sonucu hayatını kaybetmiş olup, konuyla ilgili yargı süreci halen devam etmektedir" bilgisi eklendi.
CHP'den Malik Ecder Özdemir, BDP'den Ertuğrul Kürkçü, taslak raporda, er Uğur Kantar'ın adının geçmemesini eleştirmiş ve Kantar'e yer verilerek son düzenleme yapılmasını talep etmişlerdi. Raporun değerlendirme ve sonuç bölümü şeyle:
-Ceza İnfaz Kurumunun fiziki şartları ve temizliği memnuniyet verici bulunmuştur. Koğuşlarda kamerayla kayıt alınmıyor olması da olumlu bulunmuştur.
-Kurum müdürünün Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı 2’nci Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevi’nde görevlendirilmeden önce başka bir askeri ceza infaz kurumunda yine aynı vazifeyi yerine getirmiş olması, olumlu bir unsur olarak not edilmiştir. Ceza İnfaz Kurumlarının idari yönden uzmanlaşmasına olanak tanıyacak bu tip uygulamaların yaygınlaştırılmasının yerinde olacağı düşünülmektedir.
-Ceza İnfaz Kurumunda gardiyan olarak istihdam edilmek üzere seçilen erbaş ve erlerde lise mezunu olma, evli olma ve dışarda yöneticilik tecrübesi gibi sorumluluk almayı gerektiren vasıfların aranması olumlu bulunmuştur. Bununla birlikte, geçici personel niteliğinde olan er ve erbaşların ceza infaz kurumunda istihdam edilmesi yerine, aynı görevin profesyonel infaz koruma memurları tarafından yürütülmesinin daha doğru olacağı düşünülmektedir.
-Tutuklu ve hükümlü olan subay, astsubay, sivil personel, uzman jandarma ve uzman erbaşların askeri disiplini ihlal etmeyecek nitelikte olması şartıyla kendi sivil kıyafetlerini giymelerine Askeri Ceza ve Tutukevlerinin Yönetimine ve Cezaların İnfazına Dair Yönetmelik’in 56’ncı maddesi uyarınca izin verilirken; aynı maddede erbaş ve erlere bu hak tanınmamaktadır. Bu mevzuat düzenlemesine paralel bir şekilde, Kurumdaki erbaş/erlere tek tip siyah kıyafet giyilmesinin şart koşulduğu gözlemlenmiştir. Anılan mevzuat hükmünün erbaş ve erlere de sivil kıyafet giyebilme hakkı tanınması doğrultusunda düzenlenerek uygulamanın değiştirilmesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.
-Bağımsız ve yetkili bir yargı merciinin kararı bulunmaksızın birlik komutanlarının kararı ile disiplin cezaevlerinde asker kişilerin hürriyetinden mahrum bırakılması ülkemizin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmaların ihlalini netice vermektedir. Bu olumsuz uygulamanın ortadan kaldırılması için hâlihazırda yürütülmekte olduğu öğrenilen mevzuat çalışmalarının neticeye ulaştırılması hususunda yapılacakların, insan haklarının korunmasına hizmet edeceğini, önemle vurgulamak gerekmektedir.