T24 - Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç'ın 23 Ağustos'ta yayımlanan "Korkma yavrum, öcü değil, yalnızca sandık... Isırmaz" başlıklı yazısına gelen tepkiler üzerine Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak bugünkü köşesinde okuyuculardan özür diledi. Şafak, "Onun yerine ve de SABAH adına, Boz Mehmet'in tüm yoldaşlarından özür diliyor, Bozışık'ın anısı önünde saygıyla eğiliyorum..." açıklaması yaptı.
Erdal Şafak'ın Sabah gazetesinde "Özür benden" başlığıyla yayımlanan (29 Ağustos 2010) yazısı şöyle:
Engin Ardıç yalan söylüyor, Mehmet Bozışık'a hakaret ediyor
Özür benden
Günde ortalama 750-800 dolaylarında seyreden e-mail trafiği bu hafta önce ikiye, ardından üçe katlandı.
Bu patlamanın iki nedeni var: 1- Bedelli askerlik isteyenlerin bazı bakanlardan gelen olumlu sinyallerin de etkisiyle coşmaları. 2- Engin Ardıç'ın 23 Ağustos tarihli yazısı.
Ardıç "Korkma yavrum, öcü değil, yalnızca sandık... Isırmaz" başlıklı yazısında, emektar, çok çile çekmiş komünistlerden rahmetli Mehmet Bozışık'tan "İşçilerini üç otuz paraya çalıştıran fabrikatör" diye söz edince, ne kadar "Eski tüfek" varsa ayağa kalktı. Ve beni e-mail bombardımanına tutmaya başladı. Öfkelerini en keskin ifadelerle dile getirenler mi ararsınız, Mehmet Bozışık'ın yaşam öyküsünü anlatanlar mı, Engin Ardıç'ın özür dilemesini isteyenler mi? Tabii bolca hakaret içerikli e-mail de var.
En edeplilerinden, en usturuplularından birkaçını aktarayım ki, öfkeleri dinsin:
"Bozışık, ömrü ekonomik sıkıntı içinde geçmiş ve son yıllarında emekli aylığından başka geliri olmayan bir komünistti..."
"Engin Ardıç hayatını ezilenlerin mücadelesine adamış, ömrünü hapislerde, sürgünlerde geçirmiş bir insanın anısını kirletemez..."
"Boz Mehmet ömrü boyunca emeği ile yaşamış, inançlarından ödün vermediği için uzun yıllar, farklı tarihlerde siyasi suçlu olarak mahkûm edilerek hapishaneye atılmıştır. İnsanlarımız aç kalmasın, işsiz kalmasın, savaşlar olmasın, insanlar ölmesin, Türk askeri Kore'ye gitmesin, savaşta insan öldürmesin veya ölmesin dediği için yıllarca cezaevinde yatmıştır..."
"Ardıç istediği tarzda, istediği şekilde yazabilir elbette. Ama ne olur yalanı ve hakareti yazılarına karıştırmasın. Çünkü kamuya karşı bir sorumluluğu var..."
"Sansürden yana değilim, gazete genel yayın yönetmenlerinin yazarlara müdahalesi kesinlikle kabul edilebilir değil; fakat açıktan yalan söyleyen, bununla yetinmeyip bir insana 'Yaratık' diye benzetme yaparak kafatasçı yanını gizlemeyen bir yazarı sizce uyarmak gerekmez mi?"
"Engin Ardıç yıllar önce de Bozışık ve diğer emektar komünistlerle 'Ömürlerini bir vehme kurban edenler' diye dalga geçmişti. Ardıç gibi küfürbazlar silinip gidecek ama Bozışık bu ülkenin aydınlık geleceği için mücadele eden insanların gönlünde hep yaşamaya devam edecek..."
"Hoşgörüden, renklerden, düşünceden, insan olma erdeminden bahsedildiği bir dünyada, insan düşüncesine, tabiatına yakışmayan bu kafatasçı şahsın özrü bir anlam ifade etmese de, gazete olarak belki bir itibar kazandırır..."
"Ben kişisel olarak insanların, başkalarını eleştirmek konusunda özgür olmaları taraftarıyım. Fakat medyayı nasıl eleştireceğiz? O biraz problemli işte. Sadece vicdanlı yöneticilerin insafını bekleyeceğiz, başka çare yok..."
Tüm e-mail'lerin çıktısını alıp dosyalıyorum. Engin Ardıç'a vermek için.
Ve onun yerine ve de SABAH adına, Boz Mehmet'in tüm yoldaşlarından özür diliyor, Bozışık'ın anısı önünde saygıyla eğiliyorum...