Yıllık enflasyonun Ekim ayında yüzde 25,24 ile son 15 yılın zirvesini görmesi, geçen ay açıklanan ‘Enflasyonla Mücadele Programı’nın neden bekleneni vermediği sorusunu gündeme getirdi.
"Yüzde 10 indirim" gibi kampanyalar ile enflasyonu düşürmenin mümkün olmadığını dile getiren ekonomistlere göre, 2019 başından itibaren enflasyonda yüzde 30’lara varan artışlar gündeme gelebilir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Ekim ayı enflasyonu, beklentileri aşarak yıllık bazda yüzde 25,24 olarak gerçekleşti. Aylık bazda artış ise yüzde 2,67 oldu. Bu enflasyon oranı ile Türkiye, enflasyon verileri açıklanan 180 ülke içerisinde en yüksek enflasyona sahip 10 ülkeden biri haline geldi.
Aylık en yüksek artış yüzde 12,74 ile giyim ve ayakkabı grubunda oldu. Konutta yüzde 4,15, ev eşyasında yüzde 3,44, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 3,22 ve eğlence ve kültürde ise yüzde 2,07 artış gerçekleşti. Mobilya ve araç satın alımı fiyatlarında ise düşüş gözlendi. Ana harcama grupları itibariyle yalnızca ulaştırma grubunda yüzde 0,85 oranında düşüş gerçekleşti.
Pazar günü katıldığı bir televizyon programında enflasyon verilerini değerlendiren Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise, Ekim ayı enflasyonunun yıl içindeki en yüksek seviye olarak kalacağını, enflasyonunun Kasım ve Aralık aylarında gerileme trendine gireceğini savundu. Son dönemde başta enerji olmak üzere fiyatlarda aşağı yönlü bir düşüşün başladığını ifade eden Albayrak, "Kasım ve Aralık'ta fiyatlama davranışları normalleşecek" açıklaması yaptı.
Ancak ekonomistlere göre, enflasyonda kalıcı bir gerileme beklentisi gerçekçi değil.
"Kasım ve Aralık’ta yükseliş sürecek"
Hükümetin açıkladığı Enflasyonla Mücadele Programı ve şirketlerin "yüzde 10" indirim kampanyalarına rağmen enflasyonda yukarı yönlü gidişin devam ettiğini dile getiren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İşletme Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı’ya göre, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ile Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) arasındaki farkın yaklaşık 20 puan olması nedeni ile yeni fiyat artışları kaçınılmaz olacak.
Türkiye'de ilk kez üretici fiyat enflasyonu ile tüketici fiyat enflasyonu arasındaki farkın bu kadar açıldığına işaret eden Prof. Günçavdı, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, “Türkiye’de şu anda reel sektör merkezli bir sorun var. Firmalar fiyatlandırma yapamıyorlar, maliyetlerini fiyatlara tam olarak yansıtamıyorlar. Bu maliyetler fiyatlara tam olarak yansımak zorunda olacak. Fiyat artışları sürdükçe enflasyon da artacak” dedi.
Bu nedenle önümüzdeki aylarda da enflasyonda artış eğiliminin sürmesini beklediğini ifade eden Günçavdı, "Daha önce, 2018’i yüzde 25 enflasyonla kapatırız diyorduk ama görünen o ki, enflasyon yıl sonunda yüzde 25’in üzerinde olacak. Kasım ve Aralık aylarında da yükselişin süreceğini düşünüyorum" diye konuştu. Günçavdı, hükümetin yüksek enflasyonla nasıl baş edeceğine dair bir program ortaya koymadığını, bunun yerine "yüzde 10 indirim kampanyası" ve "inşaat sektöründeki stoklar için tahvil" gibi gündelik adımlar attığını da sözlerine ekledi.
“Hükümetin attığı adımlar işe yaramadı”
TÜİK verilerine göre, yıllık bazda TÜFE’de bir önceki yılın aynı ayına göre ulaştırma yüzde 32,00, çeşitli mal ve hizmetler yüzde 31,50, gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 29,26 ve konut yüzde 25,72 ile artışın yüksek olduğu diğer ana harcama grupları oldu. Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ise 2018 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 0,91, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 40,22, bir önceki yılın aynı ayına göre ise yüzde 45,01 artış gösterdi.
Enflasyon verilerini DW Türkçe’ye değerlendiren Ekonomist Uğur Gürses, "Enflasyonla Topyekün Mücadele adı verilen programla sanıldı ki fiyatlar gerileyecek. Ama bunun sembolik bir şey olduğu çok belliydi. Veriler, enflasyonun tam gaz devam ettiğini gösteriyor" dedi.
Kurlardaki gerilemenin enflasyon üzerindeki etkisinin de kısa zamanda kendini göstermeyeceğini belirten Uğur Gürses, "Üretici fiyatlarındaki aylık artış yavaşlamış gibi gözüküyor. Ama enerji fiyatlarındaki artış çok belirgin. Yıllık yüzde 80 fiyat artışı var enerjide. Bunlar kademe kademe perakende fiyatlara da yansıyacak" diye konuştu. Bu nedenle Berat Albayrak’ın Kasım ve Aralık aylarında enflasyonun gerileyeceğine ilişkin beklentilerinin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Gürses, şunları söyledi:
"Maalesef Kasım ve Aralık'ta da enflasyonun artacağını düşünüyorum. Üretici fiyatlarının geldiği nokta, perakende fiyatlardaki artışı zorunlu kılıyor. Ekim ayında 400 kalem malın yüzde 80’ine zam geldi. Kasım ayında da bu ürünlerin yaklaşık yüzde 70’i yeniden zamlanacak. Hükümet enflasyonu düşürmek için yapısal adımlar atmak yerine fiyat indirim kampanyaları gibi semptomlara dönük adımlar attı. Bunların işe yaramayacağı çok açıktı."
"Mart ayında yüzde 27-28 görülebilir"
Enflasyonun Ekim ayında negatif çıkacağına dair beklentilerin baştan beri gerçekçi olmadığını vurgulayan Ekonomist Haluk Bürümcekçi'ye göre ise, yılsonuna doğru enflasyonda az miktarda gerileme yaşanabilir; ancak 2019 başından itibaren enflasyondaki yükseliş devam edecek.
"Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı" kapsamında yapılan fiyat indirimlerinin ise mobilya ve otomotiv gibi bazı sektörlerde az da olsa etkisini gösterdiğini ama genel olarak enflasyon üzerinde ciddi bir etki yaratmadığını kaydeden Haluk Bürümcekçi, "Bu kampanyalar enflasyonun düşürülmesi için işe yarayacak gibi görünmüyor" dedi.
Ekim enflasyonunun tüm yılın en yüksek değeri olabileceğini ancak Merkez Bankası’nın yıl sonu için öngördüğü yüzde 23,5’lik enflasyon tahmininin aşılacağını dile getiren Bürümcekçi, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, şunları söyledi:
"Yılsonuna doğru KDV ve ÖTV indirimlerinin yapıldığı mobilya, beyaz eşya ve otomobilin TÜFE içindeki payının yüksekliği ve bu gruplarda yüzde 10 civarı fiyat indirimlerinin görülecek olması enflasyonda toplamda 1 puana yakın düşüş getirebilir. Ancak yeni yılda vergiler eski seviyesine getirildiğinde enflasyon tekrar yükselecek. 2019'un ilk çeyreğinde, yıllık enflasyonun Mart sonunda yüzde 27-28 aralığına yükselmesi olası. Dolayısıyla Türkiye'nin yüksek enflasyon sorunu devam edecek."