Enerji Uzmanı Necdet Pamir, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını değerlendirdi. İran’dan alınan ham petrolün ulaştırmada kullanıldığını söyleyen Pamir, "Bu da vatandaşı doğrudan ilgilendirir. Asıl riskli alım doğalgaz. Kesinti ekonomimizi sarsar, hatta felç edebilir" dedi.
Pamir, İran ile yapılan enerji anlaşmasının varlığına dikkati çekerek, “Trump yönetimi istedi, bu gazı alamıyoruz' demenin uluslararası hukukta bir karşılığı yok. Doğal gazda farklı bir durumumuz var" dedi. Pamir, anlaşmada 30 yıl garanti verildiğini ifade ederek, "Kısacası Türkiye, topraklarına girmese bile İran'a gaz parasını ödemek zorunda" dedi.
ABD'nin 4 Kasım itibarıyla İran'a yönelik yaptırım paketinden Türkiye'nin nasıl etkileneceği merak konusu. Sözcü'den Özlem Gürses'in sorularını yanıtlayan Enerji Uzmanı Pamir'in açıklaması şöyle:
– ABD'nin İran yaptırımlarında Türkiye'nin en çok etkileneceği alan enerji. Türkiye-İran enerji anlaşmalarının hacmi ne?
Türkiye İran'dan hem ham petrol, hem doğalgaz ithal ediyor. Geçen yıl yaptığımız ham petrol alımının yüzde 44.6'sı İran'dan. Ham petrol ve petrol ürünleri dış alımı toplamında İran'a yüzde 27 bağımlıyız.
"Risk altına girecek"
– Yüksek mi bu?
Son derece yüksek. Aldığımız petrolü
ulaştırmada kullanıyoruz. Bu da doğrudan vatandaşı ilgilendiriyor.
– Kim yapıyor bu alımları?
Ham petrol alımlarını TÜPRAŞ yapıyor. TÜPRAŞ, Türkiye'nin yaptığı ham petrol ve petrol ürünleri alımları toplamında yüzde 70'i temsil ediyor. Ambargo, ABD ile müzakere edilerek, belli bir noktaya getirilemez ise hem Türkiye hem de TÜPRAŞ çok ciddi risk altına girecektir. İran yaptırımlarında asıl riskli alım, doğalgaz.
– Neden?
İthal ettiğimiz doğalgazın yüzde 52'si Rusya'dan geliyor, oldukça yüksek bir rakam bu. İkinci sırada ise yüzde 17 ile İran var.
"Enerjide payı büyük"
– Türkiye bu doğalgazı en çok hangi sektörde kullanıyor?
Doğalgaz evlerde, sanayide ve az miktarda gübre üretiminde; ağırlıklı olarak elektrik üretiminde kullanılıyor. Tükettiğimiz toplam enerjinin yüzde 28.2'si doğalgazdan elde ediliyor. Elektrik üretimimizin ise yüzde 40 ile yüzde 50'si doğalgazla karşılanıyor. Doğalgazın enerji ve elektrik üretimindeki payı çok önemli. İster İran'dan, ister başka ülkeden olsun, konutlarda, sanayide ve özellikle elektrik üretiminde herhangi bir kesinti Türkiye'nin ekonomisini temelden sarsar, hatta felç edebilir.
"Petrol alımı azaltıldı"
– Türk Hükümeti yaptırımları uygulamayacaklarını açıkladı. Mümkün mü bu?
Bir yurtsever olarak ABD'nin bu tür yaptırımlarını elbette kabul edilemez buluyorum. Elimizde imkan varsa – Birleşmiş Milletler ambargosu olmadığı takdirde – sadece Amerika'nın istediği ve AB ülkelerince reddedilen bir ambargoyu kabul etmek doğru değil. Ancak bir de uygulamalara bakmamız lazım, yani eylem ile söylem birbirini ne derece tutacak, onu görmek gerek.
– Ne demek o?
Daha kasım gelmeden TÜPRAŞ İran'dan ham petrol alımlarını azalttı. Madem ambargoyu kabul etmiyoruz, bu nedir o zaman? Yapılması gereken ‘İran bölgede dostumuzdur, ticari ilişkilerimi kesmem mümkün değil' diyerek bunu uygulamaktır.
"Farklı yaptırımlar gelebilir"
– Eskiden de ambargo yaşandı, o zaman geçici yöntemler de uygulanmıştı…
Altın ticareti ya da trampa gibi yöntemleri kastediyorsunuz. Bunların bu defa başarılı olması zor görünüyor. Herhangi bir Türk firmasının İran'dan petrol aldığı saptanırsa, farklı yaptırımlar gündeme gelecektir.
– Mesela?
Karara uymayan firmalar, ABD finansal yaptırımları ile karşı karşıya gelebilir. Söz konusu firmanın hiçbir banka ile çalışamaması ve en ufak miktarda bir transfer bile yapamaması sonucunu doğuracaktır.
"Cari açık artacak"
– Bütün bunlar enerji ekonomisini nasıl etkiliyor?
İran'a karşı ambargo gerilimi, kaçınılmaz olarak petrol fiyatlarını da yukarı doğru çekiyor. Yani mesele sadece İran'dan almak ya da almamak da değil.
– Nedir peki mesele?
Türkiye gibi, petrol gereksiniminin yüzde 94'ünü ithal eden bir ülke için olumsuzluk demektir. İran'dan almadığımızda da Türkiye'nin kaybı olacak. Bizim gibi yüksek oranda petrol ve doğalgazda dışa bağımlı ülkelerin cari açığı da giderek artacak.
Necdet Pamir, 1954 yılında Ankara'da doğdu. ODTÜ Petrol Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. 25 yıl Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nda her kademede (mühendis, şef, baş mühendis, proje müdürü) çalıştı. Halen CHP Enerji Komisyonu Başkanı olarak görev yapıyor.
"Almasak da İran'a doğal gaz parasını ödemek zorundayız"
– Doğalgazı biz önce ödeyip sonra mı alıyoruz?
Hayır. Önce alıp, üç ay sonra ödüyoruz ama anlaşmalardaki “al ya da öde” koşulları bağlayıcı yani gazı tüketmeseniz bile taahhüt ettiğimiz için o miktardaki gazın parasını ödemekle yükümlüyüz. “Trump yönetimi istedi, bu gazı
alamıyoruz” demenin uluslararası hukukta bir karşılığı yok. Doğalgazda farklı bir durumumuz var.
– Nasıl?
Satıcı ülkeler, Rusya, İran, Azerbaycan, Nijerya ve Cezayir 25 veya 30 yıl süreli anlaşmalarla Türkiye'ye gaz vermeyi garanti etmişler. Benzer şekilde Türkiye de o gazı almayı garanti etmiş. Kısacası Türkiye, topraklarına girmese bile İran'a gaz parasını ödemek zorunda. Bunların ABD'ye açıklanması zor bir şey değil ancak; kabul etmeseler de Türkiye İran'dan doğalgaz alımını sürdürmelidir.
– İran gazına alternatif kaynaklarımız yok mu?
İran'dan 10 milyar metreküpe yakın gaz alıyoruz. Ödemek zorunda kalacağınız gazı, bir başka kaynaktan alabilecek kapasitemiz de alt yapımız da yok. Bu nedenle önceki yıllarda da İran'a yönelik
ambargolar çerçevesinde, Türk ve ABD yetkililer bir araya geldi, petrolde uygulanan ambargolar doğalgaz alt sektöründe yapılmadı.
– Belki yine öyle olur.
Öyle olmalı. Gerçi Trump ve arkasındaki askeri-endüstriyel kompleks dünya ölçeğinde, hiç de akılla açıklanamayacak politikaları zorluyor. Bunlar kabul edilemez. Türkiye'nin yerli ve yenilenebilir kaynaklarına dayalı bir enerji tüketim profiline geçmesi gerekir.
Ambargonun kısa tarihi
ABD, 1979'den beri İran'a bazı Başkanlık kararları da dahil çeşitli ambargolar uyguluyor. 2015'den bu yana da İran ile petrol başta olmak üzere, ciddi boyutta ticaret yapan Çin, Fransa, Rusya, İngiltere ve Almanya gibi ülkeler, bu ambargoların kaldırılması ve kendilerini etkilememesi için ABD nezdinde girişimler yapıyorlar.
Halk Bankası örneği
Bu kapsamda, Joint Comprehensive Plan of Action (JCPOA) imzalandı. Ancak ABD, Trump döneminde bu plandan çekildi. Bu, mevcut yönetimin ambargoları çok daha katı olarak uygulama ve İran'dan petrol alacak ülkeleri karşısına alma noktasındaki kararlılığını gösteriyor. ABD yaptırımlarının önemli bölümü, BM Güvenlik Konseyi ve Avrupa Konseyi tarafından da destekleniyor. Yabancı bankaların (Türk bankaları dahil) ABD Patriot (Yurtsever) Yasası'na uyma zorunluluğu var. Buna uymayan bankalar, ABD finans sistemi dışına atılıyorlar. Halk Bankası yöneticileri de zaten bu çerçevede yargılanıyorlar.