Gündem

Encümen-i Daniş raporu Başbakan Gül’e gitmişti

Eski Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu, 'Encümen-i Daniş raporları başbakan olduğu dönemde Abdullah Gül'e de gönderildi' dedi

17 Ocak 2009 02:00

Görev yaptığı onca yıl kendisine gelen istihbarata rağmen, Tuncay Güney kadar ’daldan dala’ bilgi sahibi olmadığını söyleyen eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, Encümen-i Daniş raporları için de şöyle konuştu: "Tayyip Bey’e göndermedik, ama başbakan olduğu dönemde Abdullah Bey’e gönderdik."

Eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, son günlerde tartışma konusu yapılan Encümen-i Daniş toplantılarının sonuç raporlarını, Başbakan Tayip Erdoğan’a göndermediklerini, ancak Başbakan olduğu dönemde Abdullah Gül’e gönderdiklerini açıkladı. Kıvrıkoğlu’nun Ergenekon operasyonu ile ilgili değerlendirmeleri şöyle:

'Akli dengesi kaybolmuş biri'

(Ergenekon soruşturması) Türkiye’nin enerjisini, gücünü, her şeyi aldı götürdü. Herkes buraya dikkat kesildi, bu son derece kötü oldu. Bu ifadeleri veren kişi kim; aklî dengesi kaybolmuş, hayál gücü son derece geniş, daldan dala konan biri. İfadelerini okudum. Kulaktan dolma, sanki empoze edilmiş şeyleri söylüyor. Bu kadar yıl hizmet yaptım. Her türlü istihbarat bilgisi geldi önüme. Genelkurmay Başkanı olarak da dört yıl geldi. Bunca bilgime rağmen, daldan dala bilgi sahibi olmadım.

'Dış güçler arkasında demektir'

Diyor ki, Veli Küçük’ü Bilecik’te ilk ben ziyaret etmişim. Veli Küçük ile hiç tanışmadım, hiç karşılaşmadım. Cumhuriyet gazetesinin satışı konusu varmış da, Veli Küçük almak istemiş, ’Yukardan’ demiş. ’Yukarıdan’ dediği kişi de benmişim. Şaşırdım kaldım. ’Ergenekon’un çekirdeğidir, 1 Numarası’dır diyorlar. Ergenekon adını bu operasyonlardan sonra öğrendim. Genelkurmay Başkanı olarak hiç duymadım. Birçok değerli komutan bu işlere bulaştırıldı. İsmail Hakkı Karadayı Paşa, 19 yıl önce emekli olmuş Necip Torumtay Paşa, Teoman Koman, birçok arkadaş. Saçma sapan açıklamalar; ama maalesef Türk halkını TV’lere kilitlediler. İstenen; herkesin aklını o istikamete yöneltmek, kargaşa yaratmaktır. Bu kişinin Türkiye’den kaçıp gittiği bir daha da dönmediği dikkate alınırsa, arkasında Türkiye dışı bazı güçler olduğunu kabul etmek gerek. "O da gözaltına alınacaktı" diye benimle ilgili dedikodular da yapılıyor. Yok; böyle bir şey.

'Her şeyi konuşuruz'

Encümen-i Daniş toplantıları konuşuluyor. Karadayı Paşa da (İsmail Hakkı) açıkladı. Buradaki her kişi, devletin en üst kurumlarında, en üst makamlara yükselmişler. Komutanlar, meclis başkanları, profesörler, bakanlar, v.s. Orada bütün dünya meselelerini konuşuruz. Gürcistan savaşını, Kosova’yı, Gazze’yi, PKK ile mücadeleyi, petrol konusunu da. Bu toplantıların gündemi yok; o gün konuşur, konuyu belirler sonra rapor yapar cumhurbaşkanlarına, başbakanlara göndeririz. Tayyip Bey’e (Erdoğan) göndermedik; ama başbakan olduğu dönemde Abdullah Bey’e (Gül) gönderdik.

'TSK adım adım hedef alınıyor'

Susurluk döneminde Ankara’da değildim; basından izledim. Bildiğim konu değil. Hurşit Tolon ve Şener Eruygur paşaların eşleri ile görüşüyor, moral veriyoruz. Bu arkadaşlarımın komutanlığını yaptım. Son derece başarılı işler yapmışlar. Böylesi olaylarla bir ilişkileri olacakları kanısında değilim. Zaten uzun zamandır TSK’ya karşı yıpratma kampanyası var. Özellikle Irak’a ABD müdahalesinden sonra başlatılmıştır. İşte çuval geçirme falan. Adım adım TSK hedef alınıyor. Bir kısım gazeteler, bir sürü dinci cemaatler, tarikatlar var. Hepsi TSK’yı kendilerine karşı düşman ve hedef seçmiş. TSK olmasa her şeyi yapabileceklerini düşünüyorlar.

'Darbeler dönemi kapandı'

Türkiye’nin tek silahlı kuvvetleri var, onu da yok ederlerse Türkiye, Türkiye olmaktan çıkmış olur. Darbeler dönemi bitmiştir. Buna gerek de yok. Her hafta başbakanlara gidiliyor; sıkıntılı durum varsa başbakan, cumhurbaşkanı ile görüşülüyor. MGK’da gündem, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı tarafından belirleniyor.

'Kayıp silah birliğin lekesidir'

TSK’nın en fazla önem verdiği konu silahtır. Sık sık sayım yapılır; silah kaybı, eksikliği olduğu zaman o birlik, subayı, astsubayı ile beraber bütünüyle ne izne gider, ne dışarı çıkarılır. Bu durum o birlik için leke kabul edilir. TSK büyük bir kuvvet; yüz binlerce subayı, astsubayı var. Bunlar içinde her kesimden insan var; aralarında düzgün karakter sahibi olan da zaafı olan da bulunur. Böylesi zaafı olanlar da çıkabilir. Ama bu TSK’ya mal edilemez.

'Kılınç Paşa da konuşur'

Tuncer Kılınç Paşa, MGK Genel Sekreteri olarak herkesle görüşmek, her yere gitmek gibi bir özelliğe sahip biri. Açık sözlü biri. Hep en iyi hizmeti verme çabasında oldu. Zaman zaman konuşur, ters düşebilir. Emeklilik sonrası çeşitli konferanslar verdi, rahatsız etmiş olabilir; ama ifade özgürlüğü varsa herkes rahatça konuşmalı. Ben böylesi görevleri üstlenmiş insanların ihanet etmesini asla düşünmem, zaten yargı da her şeyi ortaya koyacaktır."