Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’in “Paralel yapı ancak baş gövdeden ayrılırsa hareketsiz kalır. Çünkü bu yapının tepesindeki ismin cemaat sınırlarına çekilme diye bir düşüncesi yok” sözlerini aktardı.
Pazarcı, “İşler’e göre, belki bu yapının kendi içinde bir hesaplaşma yaşanırsa bazı şeyler değişebilir. Üstelik ‘Böyle bir gelişme olursa biz de memnun oluruz’ değerlendirmesini yapıyor” dedi.
Emin Pazarcı’nın Akşam gazetesinin bugünkü (31 Mayıs 2014) nüshasında yayımlanan, “Çeteye küresel bakış” başlıklı yazısı şöyle:
‘Çeteye küresel bakış’
TİKA, küresel çapta proje üreten, hizmet veren bir devlet kuruluşu. Üstelik, resmi kalkınma yardımlarında Avrupa birincisi ve Dünya ikincisi.
Restorasyon, sağlık, alt yapı, teknik donanım, içme suyu ve tarım alanlarında pek çok projeyi destekliyor. Yaptığı yıllık yatırım 3,3 milyar dolar.
Hizmetse işte hizmet! Üstelik, TİKA bizim, bu ülkenin, Türkiye’nin bir kuruluşu. Ama “hizmet” diye ortalığı ayağa kaldıranların umurlarında bile değil. İlişkileri yok denecek kadar az. Hatta, yurtdışında TİKA adına çalışanlara selamı bile çok görüyorlar.
Çünkü, TİKA onlara değil, ülkeye hizmet ediyor…
İşte onların “hizmetten” anladıkları bu!
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’le birlikte gittiğim Karadağ’ın başkenti Podgorica’da TİKA yetkilileriyle konuştum. Hepsinin söyledikleri hemen hemen aynı:
-Onlar, Türkiye için değil, kendi adlarına çalışıyorlar!
***
2011 Yılı’ndan bu yana iç ve dış basında Türkiye aleyhine medyada güçlü bir kampanya var. Bu kampanya Gezi Olayları ve 17 Aralık Operasyonu ile zirveye yaptı. Başbakan Erdoğan’ın Almanya gezisinde görüldüğü gibi halen de devam ediyor…
Bu kampanya ile ilgili olarak Başbakan Yardımcısı İşler’in yaptığı bir tespit son derece ilginç. İşler diyor ki:
-Türkiye ile ilgili aleyhte yazılar yazan ilk gazete Today’s Zaman’dı.
Bunlar, herkesin üzerinde düşünmesi gereken sözler!
Üstelik, aleyhteki bu yazılar bugün de devam ediyor. İşte her fırsatta tekrarlanan ve yapıldığı iddia edilen “hizmet” bu!
***
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’in başka iddiaları da var. Tek tek sıralıyor:
- Bazı Dünya medya gruplarının düğmeye basılmış gibi Türkiye aleyhine yayın yapmaları bir tesadüf olmasa gerek.
- Başarılı Türkiye modelini, kendi diyarında zedelemeye çalışıyorlar.
- Gezi olaylarında Türkiye’de bir deneme yaptılar. Başarılı olamadılar. Ardından Mısır’daki 3 Temmuz darbesi geldi.
- Hem Türkiye içinden, hem de Türkiye dışından saldırıların yaşanması doğal. Çünkü, Türkiye uyuyan bir devdi; bu devin uyanması bazı çevrelerde ciddi rahatsızlık uyandırdı.
- Türkiye, tek kutuplu dış politika değil, çok merkezli bir dış politika uygulamaya başladı. Aktifleşti, nemelazımcılıktan vazgeçti.
Bunlar, önemli sözler…
Herkesin üzerine ciddiyetle eğilmesi ve düşünmesi gerekli!
***
Şimdi gelelim son günlerdeki “paralel çete” tartışmalarına. Başbakan Erdoğan gibi Emrullah İşler de son derece kararlı. “Paralel örgütle” mücadeleden vazgeçilmeyeceğini, artarak devam edeceğini” söylüyor:
-Çünkü, 30 Mart’ta millet bize bu görevi verdi.
Yani, bürokrasideki “paralel temizlik” sürecek, yeni soruşturmalar açılacak, soruşturma safhasındaki bazı dosyalar da iddianamelerle yargı önüne taşınacak. Hükümet kanadında geri adım, rehavet, gevşeme ve taviz yok. Paralelcileri kötü günler bekliyor!
Peki, ya “tamam” derlerse…
Hatalarının ve yanlışlarının farkına varırlarsa…
Kendilerine çeki düzen verip, gerçekten cemaat sınırları içine çekilirlerse…
O zaman ne olacak? Hükümet hangi adımları atacak? Öyle bir durumda nasıl bir politika izlenecek?
Emrullah İşler’e göre, öyle bir gelişme olmaz. “Çünkü, tepedeki ismin kafasında cemaat sınırlarına çekilme diye bir düşünce yok” diyor:
-Bu ancak başın gövdeden ayrılması halinde ortaya çıkar. Ama baş ayrıldığında da gövde haraketsiz kalır.
İşler’e göre, belki bu yapının kendi içinde bir hesaplaşma yaşanırsa bazı şeyler değişebilir. Üstelik “Böyle bir gelişme olursa biz de memnun oluruz” değerlendirmesini yapıyor.
