Genelkurmay Başkanlığı’nın 12 Eylül davası için mahkemeye gönderdiği belgelerde, darbe döneminde gözaltına alınan bazı kişilerin “işkence veya kötü muamele” sonucu öldüğü kabul edildi. Genelkurmay’ın belgelerinde birçok ölümün “Emniyet binasının yüksek katlarından atlayarak intihar” olarak yansıtılması dikkat çekti.
Genelkurmay’ın Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği 15 klasör işkence belgeleri ortaya çıktı. Alican Uludağ'ın Cumhuriyet gazetesindeki haberine göre; bir belgede 113 ölüm olayından 13’ünün kötü muamele, 21’inin intihar, 27’sininse hastalık nedeniyle doğal yollardan gerçekleştiği savunuldu. Bir belgede, Hasan Asker Özmen adlı kişinin Dev-Yol örgütü ile ilgili bir operasyonda yakalanarak Ankara Emniyeti’nde sorgulanırken gözaltında tutulduğu emniyet müdürlüğü nezarethanesinde ölü olarak bulunduğu belirtildi. Yapılan otopside ölüm nedeninin sanığa elektrik verilmesinden kaynaklandığı belirtilen belgede, olayla ilgili olarak 3 polisin mahkûm edildiği vurgulandı. Bu şüpheli ölümler belgelere şöyle yansıdı:
İrfan Çelik: Tutuklu bulunduğu Davutpaşa Askeri Cezaevi’nde 14 Eylül 1980 günü kendini asmak suretiyle intihar etmiştir. 15 Eylül 1980 tarihinde yapılan otopsi neticesinde ölüm olayı vukuu bulmadan (diğer tutuklular gibi) aşı olduğu tespit edilmiştir. Sanığın aşı sonrası girdiği bunalım neticesinde intihar ettiği anlaşılmıştır.
Ercan Koca: 13 Aralık 1980 günü Ankara’da bir evin bahçe duvarına pankart asarken bir trafik polisi tarafından görülmüş ve güvenlik kuvvetlerine haber verilmiştir. Güvenlik kuvvetlerine yakalanmamak için kaçarken yerlerin de kaygan olması nedeniyle düşerek yaralanmıştır. Sanık yapılan tıbbi müdahalelere rağmen ölmüştür.
Kemal Zengin: Hırsızlık suçundan 13 Mart 1985 günü Ankara’da yakalanmış ve suç yeri göstermeye götürüldüğü bir arada, Ankara Emniyeti’nin 1. ve 2. kat arasındaki merdiven penceresinin camını kırarak kendisini aşağıya atması sonucu ölmüştür.
Haydar Öztürk: Yasadışı THKP-C/Kurtuluş örgütü adına, örgütsel faaliyet gösterdiği gerekçesiyle 26 Mayıs 1985 günü Ankara’da yakalanarak gözaltına alındığı, 29 Mayıs 1985 günü emniyet müdürlüğünün 6. kat nezarethanesinden ihtiyaç gidermek maksadıyla memur refakatinde götürülürken görevli memurun elinden kurtularak kendisini aynı katta bulunan pencerenin camını kırmak suretiyle aşağıya atması ve zemine çarpması sonucu ağır şekilde yaralanmıştır. Kaldırıldığı Numune Hastanesi’nde 9 Haziran 1985 günü ölmüştür.
Vedat (Sedat) Alpdoğan: 15 Mayıs 1985 günü Ankara’da Dev-Yol örgütüne yönelik olarak yapılan operasyonda yakalanarak gözaltına alındığı, 17 Mayıs 1985 günü emniyet müdürlüğü binasının 6. katından ani bir hareketle salona çıkarak pencere camını kırmak suretiyle kendini aşağıya atmış ve zemine çarpması sonucu ölmüştür.