Gündem

"Emniyet Müdürü'nün 'Babası FETÖ'cüdür' açıklaması kadın cinayetlerini gerekçelendirme mantığının bir benzeridir"

Hiçbir çocuğun, insanın işkence görmesine, bizler hukuk insanları ve milletvekilleri olarak tahammül edemeyiz.

19 Şubat 2019 18:48

AKP Grupbaşkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin üniversite öğrencisi Merve Demirel’in cumartesi günü Ankara Kızılay’daki bir eylem sırasında polis tarafından gözaltına alınışı esnasında tacize uğramasına ilişkin olarak, "Hiçbir çocuğun, insanın işkence görmesine, bizler hukuk insanları ve milletvekilleri olarak tahammül edemeyiz" dedi.

HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan da Emniyet Genel Müdürü'nün taciz olayıyla ilgili açıklamasını eleştirerek, " Emniyet müdürünün 'Babası FETÖ'cüdür' demesi tıpkı her gün takip ettiğimiz kadın cinayetlerinde "Yemeğin tuzunu fazla koydun. Komşuya niye gittin? Anneni niye ziyaret ettin? Şuraya niye gittin? Kapının eşiğine niye gittin? Seni çok seviyorum' diyerek kadın cinayetlerini gerekçelendirme mantığının bir benzeridir, eril zihniyetin bir yaklaşımıdır. Biz kadınlar, bu çatı altında olanlar, hepimiz böyle görelim, bunu kabul etmeyelim" diye konuştu.

Zengin ve Kurtulan'ın Meclis'teki konuşmaları şöyle:

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Genel Kurul saygıyla selamlıyorum.

Tabii ki konuşmalarda pek çok mesele var ama bunlar içerisinden en önemsediğim konuyu seçerek o konu üzerine birkaç kelam etmek istiyorum. Bunlardan, şahsımda gördüğüm en önemlisi, Merve Demirel'le alakalı, ayın 16'sında yaşanan olaydır. Böyle bir meseleyi konuşurken tabii çok dengeli bir muhakemeyle götürmemiz gerektiği kanaatindeyim. Bunlardan bir tanesi, olayı yaşayan kadının içinde bulunduğu durum, devamında da bu eylemi yapanın ve itham edilenin -hacmini, ne olduğunu göreceğiz hep beraber- hakkı hukuku ve devamında da buradan yola çıkılarak Emniyet teşkilatımıza yapılan ithamlar.

Bir süredir zaten Genel Kurulda da özellikle Emniyet teşkilatımıza ilişkin çok nahoş ifadeler kullanılıyor. Bugün de oldu, hatiplerden birisi bir ilçe emniyet müdürümüz için "sözde emniyet müdürü" ifadesini kullandı. Bunu tabii şiddetle reddediyoruz çünkü devletimizin görev verdiği, görevlendirdiği bir ilçe emniyet müdürüne hiç kimsenin "sözde emniyet müdürü" demeye hakkı yoktur. Ha, görevini yaparken bir hatası varsa, eğer böyle bir işkence iddiası varsa, bunun somutlaşması hâlinde biz sonuna kadar bunun takipçisiyiz.

BAŞKAN - Devam edin Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Hiçbir çocuğun, insanın işkence görmesine, bizler hukuk insanları ve milletvekilleri olarak tahammül edemeyiz.

Şimdi, burada şunu ifade etmek istiyorum: Olağan yollarla hak aramaya hepimiz varız ama olağan olmayan yollarla hak aranırken normalini aşan tablolar karşımıza çıkıyor. Ben o görüntüleri izledim, hem emniyet müdürlüğünün çektiği görüntüleri izledim hem de olay esnasında çekilen görüntüleri izledim. Bu görüntüler kamuoyuna dağıtılırken, bence kastı aşan bir şekilde, olaydan öte Emniyet teşkilatını tahkir etmek üzere bir üslup kullanılıyor. Bizim, burada yapmamız gereken, her ikisini aynı anda görmek.

Bir defa şunu belirtmemiz lazım: Prensip olarak, bir insan suç işlerken yakalandığı an ve devamında devam eden süreçler de dâhil olmak üzere asla bir cezalandırmaya tabi tutulamaz -bunu reddediyoruz- itibarsızlaştırılamaz. Yani bu hareketin, hangi sebeple olursa olsun -kastı aşarak olduğunu inanıyorum ama öyle bile olsa- bu görüntünün bir kadını itibarsızlaştırmasına biz müsaade etmeyiz.

BAŞKAN - Devam edin, toparlayın.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ama aynı şekilde, bu görüntüden yola çıkarak emniyet teşkilatını "tacizci" diye itham etmeye de asla tahammülümüz olamaz.

Benim şahsi görüşüm, bir avukatım, yıllardır bu işlerin içerisindeyim; bu görüntüleri izlerken, ben, özensizlik içerisinde bir tavır görüyorum yani bir telaş içerisinde bir kişiyi arabaya yerleştirmeyle alakalı telaşın verdiği bir yanlış hareket var ama bunun da yanlış olduğunu söylüyorum, olmamalıydı. Keşke orada bir kadın polis olsaydı, onlar müdahil olsalardı ama buradan yola çıkarak da… Kaldı ki saatleri de takip ettim Sayın Başkan. Olay 15.00'te gerçekleşiyor, Merve Demirel saat 18.00'de tekrar bir eyleme katılıyor, şu ana kadar hâlâ da bir şikâyeti olmuyor. Ümit ederim, gider, şikâyetçi olur, biz de takip ederiz, nedir mesele, daha detaylı görme imkânımız olur ve bir gün sonra da sosyal medya üzerinden bu olayı aşan bir şekilde Emniyetimiz aleyhine bir kampanya yürütülüyor. Biz hepsinin hakla, adaletle takibinden yanayız.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Son bir cümle rica ediyorum.

Yani hem Merve Demirel'in yaşadığı mağduriyet neyse bunu takip edelim ama sonuçta da itham edilen, orada görevini yapan polis memuruna kendini savunmak için bir imkân verelim ama günün sonunda da asla ve kata Emniyet teşkilatımızı tahkir edecek, onları tacizle itham edecek bir tabloya da müsaade etmeyelim. Bu teşkilat hepimizin teşkilatı.

Teşekkür ediyorum.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Teşekkür ediyorum.

Sayın AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin'e şunu söylemek isterim yani biz şunu yapalım: Biz kadınlar, bu çatı altında bulunan tüm gruplardaki kadınlar, bu gibi durumları siyasetüstü görelim, hiç kimseyi savunmayalım. Biz toptan bir suçlama içerisinde girmiyoruz, tüm polisler tacizcidir demedik, demiyoruz, olamaz böyle bir şey ancak bu teşkilatta böyle bir durum var, yaşanmış. Üstelik, Emniyet müdürünün "Babası FETÖ'cüdür." demesi tıpkı her gün takip ettiğimiz kadın cinayetlerinde "Yemeğin tuzunu fazla koydun. Komşuya niye gittin? Anneni niye ziyaret ettin? Şuraya niye gittin? Kapının eşiğine niye gittin? Seni çok seviyorum." diyerek kadın cinayetlerini gerekçelendirme mantığının bir benzeridir, eril zihniyetin bir yaklaşımıdır. Biz kadınlar, bu çatı altında olanlar, hepimiz böyle görelim, bunu kabul etmeyelim.

Aynı zamanda arkadaşlar, biz…

BAŞKAN - Tamamlayın artık bu tartışmayı.

FATMA KURTULAN (Mersin) - Tamam, teşekkür ediyorum Başkanım.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Benim ilavem olabilir mi Sayın Başkan, bir cümleyle?

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Elbette ortak irademizdir, kadınlarla ilgili mağduriyete asla müsaade etmeyiz. Ben Valiliğin yaptığı açıklamayı çok dikkatli okudum. Bu olay ile babasının FETÖ'den atılması arasında bir irtibat kurmuyor aslında. Fakat böyle bir ifadenin orada olmasına da gerek yok, onu belirtmek isterim. Onunla ikisi arasında da bir bağlantı kurmuyor, meşrulaştırmıyor, isteyen her bir arkadaşım -kamuoyuna açıktır- bunu zaten okuyabilir. Kaldı ki öyle olsa bile bunu yapamazsınız, hiçbir alakası yok, hiçbir arkadaşım da bunun olmasına asla müsaade etmez. Bunlar arasında -mantıken baktığınızda- hiçbir bağlantı yok zaten yani. Burada mesele, mağdur olduğunu iddia eden ile yaptığını iddia eden kişinin hukuka uygun olarak bu süreçlerini 
...