Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Modern çağın insanları, özgürlükleri en üst düzeyde talep ediyorlar. Bireyselleşme ön plana çıkıyor. Ancak özgürleştiklerini sanırken ellerine ayaklarına kendi rızalarıyla geçirdikleri görünmez kelepçe ve prangalardan habersizler" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Yeşilay'ın düzenlediği Yeşilay Danışmanlık Merkezi Sempozyumu'na katıldı.
Erdoğan'ın yaptığı konuşmadan satır başları şöyle:
"Bağımlılıklar tüm alt başlıklarıyla dünyanın müşterek sorunlarından birini oluşturuyor. İnsanın bireysel sağlığından başlayarak toplumsal sağlığını tehdit ediyor. Bu durumun sonuçlarını sönen hayatlar, dağılan aileler, azalan toplumsal huzur olarak görüyoruz. En basit haliyle bağımlılık kişinin kullandığı bir nesne, madde ya da bir davranışını üzerindeki kontrolünü yitirmesidir.
Birçok bağımlılığın suça giden kestirme bir yol olduğunu biliyoruz. Bağımlı bireyler yaşamsal işlevlerini kaybederken tedavi süreci iş gücü kaybına neden oluyor. Ayrıca sağlık, sosyal güvenlik, adalet ve ceza sistemleri üzerinde ekonomik yük kadar iş yükü de oluşturuyor. Kısacası bireyden başlayarak topluma ve kamuya büyüyerek yayılan bir sorunlar yumağı haline geliyor.
"Modern çağın insanları, özgürlükleri en üst düzeyde talep ediyorlar"
Sigara kullandığı için değil dumanına maruz kaldığı için hayatını kaybeden insanlar var. İşin kötüsü bu bağımlılık türü toplum tarafından da kabul görüyor. Öyle ki sigara molası diye bir olguyu kültüre yerleştiren bir anlayış geliştirmiş durumdayız. Aynı şekilde alkol bağımlığı çeşitli kanserlerden ruhsal bozukluklara kadar 60'a yakın hastalığa neden oluyor.
Sorunlarla mücadele sorunun köküne inmeyi gerektirir. Bireysel ve toplumsal hayatımızı tehdit eder hale gelen ve sürekli çeşitlenen bu bağımlılıkların kaynağını el birliğiyle bulmalıyız. Modern çağın insanları, özgürlükleri en üst düzeyde talep ediyorlar.
"Oysa ki gerçek özgürlük her türlü prangadan azade olmaktır"
Bireyselleşme ön plana çıkıyor. Ancak özgürleştiklerini sanırken ellerine ayaklarına kendi rızalarıyla geçirdikleri görünmez kelepçe ve prangalardan habersizler. Geleneksel değerlerden ve geleneksel kurumlardan bir kopuş söz konusu. Yakın ilişkilerimiz zayıflıyor, maddelerle ya da teknolojiyle köle efendi ilişkisi kuruyoruz. Ne yazık ki köle olan taraf insan oluyor. Oysa ki gerçek özgürlük her türlü prangadan azade olmaktır."
