-EMİN ÇÖLAŞAN İFADE VERDİ ANKARA (A.A) - 24.12.2010 - Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili soruşturma kapsamında, gazeteci Emin Çölaşan, ''tanık'' sıfatıyla ifade verdi. Ankara Adalet Sarayı'na sabah saatlerinde gelen Çölaşan, soruşturmayı yürüten savcı Hüseyin Görüşen'e yaklaşık yarım saat ifade verdi. Adliyeden ayrılışı sırasında, basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çölaşan, Turgut Özal'ın ölümüne ilişkin soruşturmanın başlatılmasının çok iyi olduğunu belirterek, ''Çünkü bu aileye yaptığı korkunç bir tantana var Türkiye'de. Bunlar ne zaman kendilerini acındırmak isteseler, ne zaman siyasette bir yere gelmek isteseler, ya da bir yer kapmak isteseler, 'Abimiz, babamız ya da eşimiz öldürüldü' feryatlarıyla ortaya çıkıyorlar'' dedi. Çölaşan, 1 Mayıs 2002 tarihli yazısında da bu konuyu eleştirdiğini ifade ederek, şunları kaydetti: ''Yani bundan 9 yıl önce bu aile yine aynı lafları ediyor, aynı şeyleri söylüyor, 'Öldürüldü' diyor. En son Turgut Özal'ın 'Ergenekon' tarafından öldürüldüğünü söylediler. O zaman ne 'Ergenekon' vardı ne bir şey vardı. Olayı 'Ergenekon' güncel olduğu için oraya bağlamaya kalkıştılar. Bunu sayın savcıya verdiğim ifademde de aynen belirttim. Yani bence dedim; 'bu tamamen bu ailenin acındırma çabalarının bir ürünüdür. Özal öldürüldü mü? Benim kişisel görüşüm; tabii ki eceliyle ölüp ölmediğini bilmeyiz ama bunca doktorun verdiği raporlara karşın, yani kalpten öldüğü iddialarına karşın Özal'ın öldürülmüş olduğuna hiçbir biçimde inanmıyorum. Bu bir vatandaş ve gazeteci görüşüdür sadece.'' -''SUİKAST GİBİ BİR OLAY OLDUĞUNA KESİNLİKLE İNANMIYORUM''- O zamanın Başbakanı Süleyman Demirel ve Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile yaptığı görüşmelere ilişkin bilgiler de veren Çölaşan, ''Özal'ın ölüm olayının arkasında, herhangi bir öldürülme, suikast vesaire gibi bir olay olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Bu olayın sadece ve sadece, ailenin ve o ailenin yandaşlarının kamuoyunda patırtı yaratmak ve gözleri Türkiye'nin gerçek gündeminden uzaklaştırmak olduğu kanısındayım'' diye konuştu. Başka bir soru üzerine de Çölaşan, ''Özal öleli 1993 yılından bu yana tam 17 yıl zaman geçti. Bugüne kadar siz ne yaptınız? Babanızın, eşinizin ya da kardeşinizin ölümü konusunda hangi başvuruda bulundunuz savcılığa? Bir otopsi istediniz mi? Ne yaptınız, ne ettiniz? Ama dikkat edin, hep kendileri çıkıyorlar ortaya, konuşuyorlar, konuşuyorlar... 'Öldürüldü, zehirlendi.' En son güncel olay da 'Ergenekon' olduğu için bunu da 'Ergenekon'a bağladılar. Yani bu gülünç bir olaydır'' dedi. ''O günkü bilgiyi Özal ailesiyle paylaşıp paylaşmadığı'' sorusunu ise Çölaşan, ''Hayır hiçbir zaman paylaşmadım. Benim aileyle çünkü hiçbir zaman bir muhataplığım olmamıştır'' diye yanıtladı. Çölaşan, kendisine bunlar dışında başka bir soru sorulmadığını, sadece bu konuları anlattığını kaydetti.