Emek Sineması ile özdeşleşen Hikmet Dikmen sinemanın kapanmasından sonra Sabah gazetesinden Olkan Özyurt’a bir röportaj vermiş, "Emek Sineması benim mabedimdi. Kapatılınca bunalıma girdim. İnsan evladını kaybetmiş gibi oluyor. Daha yeni yeni kendime geliyorum" demişti.
Sinemanın yıkımını protesto etmek için yapılan yürüyüşe de katılan Hikmet Dikmen, sinema kapandıktan sonra İstanbul’dan ayrılıp Çınarcık’a yerleşmişti. 2016’da Socrates dergisi için yapılan söyleşide ise Emek macerasını şöyle anlatmıştı:
“1956’da Almanya’ya işçi olarak gidecektim, Emek’te de zabıta olmak isteyenleri sınava sokuyorlardı. O sinemanın kokusunu aldıktan sonra ne Almanya kaldı ne başka bir şey! Hiç unutmuyorum; bir kasiyer vardı, Ayfer. Bana ‘Sen o sinemanın tozunu aldın ya, nah gidersin bir yere, gidemezsin!’ demişti. Ne kötü hastalıkmış abi bu ya, ne kötüymüş. Bütün hayatım allak bullak oldu, hep sinema, hep sinema, hep sinema…”