İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bilecik'te “Halkın Esnafı Projesi Tanıtım Toplantısı'nda; “Kendini milletin üstünde görenlerin, milli iradeyi gasp etmeye kalkanların sonu, bu topraklarda hep hüsran olmuştur. İnanın ki yine hüsran olacak. Türkiye’yi kendi mülkleri zanneden bir avuç insan aklımıza, sağduyumuza, iyi kalbimize, güler yüzümüze, hoşgörümüze mağlup olacak. Şarkılarımızla, türkülerimizle, halayımızla, horonumuzla, zeybeğimizle gülümseyen yüzümüze yenilip, gidecekler. Bir kişi yenilecek, millet kazanacak” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel ve İBB Başkanı İmamoğlu, Bilecik’te vatandaşlarla buluştu. Basınla kahvaltı ve esnaf ziyareti öncesinde Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı tarafından belediye binasında ağırlanan Adıgüzel ve İmamoğlu’na, CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, CHP Bilecik İl Başkanı Metin Yaşar ve eski bakanlardan Mehmet Gazioğlu eşlik etti.
Onursal Adıgüzel ve Ekrem İmamoğlu ile beraberindekiler, daha sonra İBB desteğiyle hayata geçirilen ‘Halkın Esnafı Projesi’ tanıtım toplantısına katıldı. İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Ne yazık ki uyduruk bir sistemin içerisindeyiz"
Cumhuriyet, yöneticilerin hadlerini bildiği rejimdir. Yöneticiler, milletten aldıkları görev ve yetkiyle işlerini yapar ve yine gelir o yetkinin sahibi olan milletine hesap verir. Biz, 100 yıldır Türkiye Cumhuriyeti'yiz. Burada milletin kararını değiştirecek tek makam var. O da yine milletin kendisi. Başka hiç kimse değiştiremez. Kendini milletin üstünde görenlerin, milli iradeyi gasp etmeye kalkanların sonu, bu topraklarda hep hüsran olmuştur. İnanın ki yine hüsran olacak.
Cumhuriyet ve demokrasiye yönelik her girişim sorunlarımızı ne yazık ki büyütmüştür ve ülkemizi zayıflatmıştır. Bugün yine öyle bir dönemden geçiyoruz. Ve özellikle bu dönem içerisinde devletin bütün kurumlarını zayıflatan, sadece tek bir kişiyi güçlendiren, bir avuç insanı zenginleştiren, ne yazık ki uyduruk bir sistemin içerisindeyiz. Bu sistem aslında bizim zamanımızı çalıyor, geleceğimizi, ne yazık ki özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini borçlandırıyor, onların sırtlarına çok büyük yükler yüklüyor. Ama az kaldı. Hep birlikte Türkiye'nin tekrar çok güçleneceği bir süreci birlikte hazırlayacağız.
"Bu sürecin hep birlikte neferi olacağız"
Herkesi sürecin neferi olmaya davet ediyorum. Onun için her yerde diyorum ki; bu sürecin neferi olacağım. Altılı Masa’nın ve önümüze konulacak bu sürecin hep birlikte neferi olacağız, Türkiye'yi birlikte güçlendireceğiz. Onun için milletin ittifakını güçlendirmek, milletin iktidarı elde etmesini sağlamak demektir. Bir kişi gidecek, milletin hükümeti gelecek. Milletin hükümeti de bu ülkeyi güçlendirecek. Demokratik, çoğulcu bir siyasi ortamda, bütün sorunlarımızı hızla ve kalıcı bir biçimde çözebilme kabiliyetine milletçe sahibiz. Bunları çok kısa sürede başarabilecek yeteneklere sahibiz. Yeter ki kendimize güven duyalım. Ve her şeyin çok güzel olacağına dair inancımızı, umudumuzu yükseltelim ve hiç kaybetmeyelim.
"14 Mayıs'ı hep birlikte demokrasi ve adalet bayramına dönüştürmeliyiz"
14 Mayıs'ı hep birlikte bir demokrasi ve adalet bayramına dönüştürmemiz şarttır. Bugün ortaya koyulan yasakçı zihniyet, milletin iradesinin elinden alınması çabası, yargıyı silah gibi kullanma çabası, o anlamda hepimizin ortaya koyacağı ortak çalışmayla, ortak akılla sona erdirilmesi mümkündür. Burada sadece siyasi liderler, siyasetçilerin çalışmasıyla bu işin olacağına asla düşünmeyin; bu iş milletçe başarılır. 86 milyon insanımızın ayağa kalkmasıyla başarılır. Hep bir arada, coşkuyla demokrasi mücadelesi vermemizle başarılır. 31 Mart 2019 seçimleri ve sonrasında verilen mücadeleyi örnek olarak gösteriyorum sizlere. Bugünden itibaren milletimiz sokaklara demokrasi ve Cumhuriyet şenliği adı altında çıkıp bu cesur yürüyüşü göstermeli, gerçekten 14 Mayıs'ı hep birlikte demokrasi ve adalet bayramına dönüştürmeliyiz.
"CHP ve Altılı Masa’nın bütün siyasi partileri, millet için çalışacağız"
Ne kadar kötülüklere karşı mücadele edersek edelim ne kadar çok ne kadar sert eleştirirsek eleştirelim, göreceksiniz birilerinin yaptığı gibi, bir avuç insanın yaptığı gibi, bu ülkede kimseye düşmanlık beslemeyeceğiz. Kimseye kötülük ve intikam hissiyle asla yaklaşmayacağız. Allah, kalbine kötülüğün yerleştiği ve intikam duygusuyla, psikolojik olarak depresif davranışlarda bulunan yöneticilerden bu memleketi ve bu memleketin insanlarını korusun. Her yerde ve her zaman, her insanımız için, bu cennet vatanın 86 milyon evladı için adalet isteyeceğiz. Herkesle oturup konuşmanın, temel ilkelerden taviz vermeden müzakere etmenin sonuç almanın yollarını bulmaktan asla geri durmayacağız. Türkiye’yi kendi mülkleri zanneden bir avuç insan aklımıza, sağduyumuza, iyi kalbimize, güler yüzümüze, hoşgörümüze mağlup olacak, yenilecek ve gidecekler. Şarkılarımızla, türkülerimizle, halayımızla, horonumuzla, zeybeğimizle gülümseyen yüzümüze yenilip, gidecekler. Bir kişi yenilecek, millet kazanacak. Bu kötülüğü yapanların bile çocukları, evlatları, torunları kazanacak. Onlar için bile mücadele edeceğiz. Hiçbir zaman ‘Benim partim kazandı’ demeyeceğiz. ‘Millet kazandı’ diyeceğiz. Çünkü biz, CHP ve Altılı Masa’nın bütün siyasi partileri, millet için çalışacağız.” (ANKA)