Enflasyon haziranda yıllık yüzde 15,39 ile beklentilerin üzerinde artarken, analistler, mevsimsel olarak gerilemesi beklenen gıda fiyatlarının bu yıl hızlı bir şekilde yükselmesinin enflasyonu yukarı taşıdığını belirtti.
Son verilerle birlikte TCMB’nin 24 Temmuz’daki PPK toplantısında parasal sıkılaşma hamlelerine devam etmesini beklediklerini söyleyen Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı, "Gıda enflasyonunun artan baskısı endişe verici. Diğer taraftan, enflasyondaki hızlanmada gıda fiyatları tek etken değil, kur etkisinde de artış gözlemliyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haziranda aylık bazda yüzde 2,61, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 3,03 artış gösterdi. Yıllık enflasyon da tüketici fiyatlarında yüzde 15,39, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 23,71 oldu.
Ekonomistlerin aylık yüzde 1,36 olan artış beklentilerini aşan 2003 bazlı hesaplanan TÜFE, yıllık artış tahminleri olan yüzde 13,98'in de belirgin bir şekilde üzerine çıktı.
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi geçen yıl haziran ayında yüzde 0,27 düşen ve haziran ayları tarihsel ortalaması yüzde 0,17 azalışa işaret eden manşet enflasyonun, bu yıl beklentilerin oldukça üzerinde artış kaydettiğini söyledi.
Gıda fiyatlarının enflasyonu belirgin şekilde artırıcı yönde etkide bulunduğuna dikkati çeken Bürümcekçi, gıda dışı diğer gruplarda da kurlara bağlı fiyat artışlarının etkisinin görüldüğünü ifade etti.
"Enflasyon yılın zirvesini haziranda görmüş olabilir"
Haluk Bürümcekçi, 2003 bazlı TÜFE'nin yüzde 15,39’a yükseldiğine işaret ederek, "Endeks tarihindeki ortalama yıllık artışı yüzde 10 civarında olan gıda fiyatlarının 2018 yılındaki seyri enflasyonun yılı çift hanenin ne kadar üzerinde bitireceği konusunda belirleyicilerinden biri olacaktır." dedi.
Gelecek dönem enflasyonun seyri açısından gıda fiyatlarının oynaklığı dışında, ham petrol ve diğer emtia fiyatlarının görünümü, Döviz kuru hareketleri ile kamu fiyat ve vergi ayarlamalarının belirleyici olacağına değinen Bürümcekçi, döviz kurlarının da hala en önemli etken olmaya devam ettiğini dile getirdi.
Bürümcekçi, manşet enflasyonda baz etkisinin temmuzda da aleyhte kalmaya devam ettiğini, buna karşılık yılın son iki ayında lehte görünen yaklaşık 1 puanlık baz etkisi potansiyeli bulunduğunu belirterek, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"Ancak, bazı işlenmemiş gıda ürünlerindeki anormal fiyat hareketleri temmuzda düzelirse, enflasyon yılın zirvesini haziranda görmüş olabilir. Bu doğrultuda, manşet enflasyonun yılı yüzde 12,5-13,0 aralığında kapatmasını öngörmekteyiz. Ancak bu tahmin üzerindeki riskler yukarı yöndedir."
Son veriler ışığında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 24 Temmuz tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz artışı seçeneğinin masada olacağını ifade eden Bürümcekçi, "Faiz koridorunun üst sınırının yüzde 19,25 ve geç likidite penceresi faizinin yüzde 20,75 seviyelerinde olması, manevra alanı bulunduğu algılaması yaratmaktadır. Bu doğrultuda, Banka 24 Temmuz’daki toplantısına kadar TL’nin göstereceği reaksiyonu ve enflasyon beklentilerini yakından takip edecektir." dedi.
"Gıda enflasyonunun artan baskısı endişe verici"
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı da yıllık enflasyondaki yükseliş hareketinin oldukça belirgin hale geldiğini belirterek, "Yıl sonuna kadar yeni kur şoku olmaması ve emtia fiyatlarının baskısının ılımlı kalması durumunda, enflasyonun yüzde 14-16 bandında dalgalanacağını, yılı yüzde 14,3 seviyesinde bitireceğini tahmin ediyoruz." dedi.
Önceki yıl sonu enflasyon tahminlerinin yüzde 12 olduğunu anımsatan Tokalı, 2019 sonuna dair öngörülerini de yüzde 10,5’ten yüzde 11’e çıkardıklarını kaydetti.
Tokalı, enflasyondaki yükselişin sadece manşet rakamlarda değil çekirdek ve hizmet enflasyonunda da görüldüğüne dikkati çekerek, bunun da enflasyon görünümündeki risklerin yukarı yönde kaldığını gösterdiğini ifade etti.
Son verilerle birlikte TCMB’nin 24 Temmuz’daki PPK toplantısında parasal sıkılaşma hamlelerine devam etmesini beklediklerini söyleyen Tokalı, "Gıda enflasyonunun artan baskısı endişe verici. Diğer taraftan, enflasyondaki hızlanmada gıda fiyatları tek etken değil, kur etkisinde de artış gözlemliyoruz." şeklinde konuştu.
Tokalı, küresel normalleşmenin ılımlı seviyede kalmasını, kur ve enflasyon görünümünde istikrarın kazanılması açısından en önemli destekleyici unsur olarak gördüğüne değinerek, ancak bu etkinin yansımasının para ve maliye politikasında sıkı duruşla mümkün olabileceğini kaydetti.
"Enerji fiyatlarındaki yüksek seyrin en ciddi etkisi mayıs ve haziranda görüldü"
DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Stratejisti Orkun Gödek de gıda fiyatlarındaki hızlı artışların, manşet enflasyonun aylık yükselişinde belirleyici olduğunu kaydederek, "Öte yandan maliyet cephesindeki gelişmeler de hız kesmeden devam ediyor. ÜFE’nin performansı, çekirdek TÜFE’deki yüksek seyir, yakın dönemde gözlenen TL’nin değer kaybı gibi maddeler de listeye eklendiğinde yükseliş için henüz zirvenin görüldüğünü düşünmek şu aşamada kolay değil." ifadelerini kullandı.
Maliyet cephesi gelişmelerinin dikkati çekmeye devam ettiğini söyleyen Gödek, ÜFE’deki kümülatif artışın son 3 ayda yüzde 9,42, yılın ilk yarısında yüzde 14,63 olduğunu, yani artışın yarısından fazlasının yakın vade kaynaklı olduğuna vurgu yaptı.
Gödek, enerji fiyatlarındaki yüksek seyrin en ciddi etkisinin mayıs ve haziranda görüldüğünü ifade ederek, "Enflasyondaki yükselişin gerek düşük baz etkisi gerekse yakın dönem TL gelişmelerinin gecikmeli etkileri ile birlikte temmuz ayında da devam edebileceğini ve yıllıkta yüzde 16’lı seviyelere ulaşabileceğini tahmin ediyoruz." dedi.