2019 seçimlerine yönelik olarak ekibiyle birlikte yol haritası hazırlayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın büyümeyi odağına alan bir ekonomi politikasını uygulayacak bir ekiple yola devam etmesi görüşü ağırlık kazanıyor. Piyasalar için en önemli gündem maddesi kabine revizyonunda ekonomi yönetiminde değişiklik yapılıp yapılmayacağı ve yapılır ise nasıl bir değişikliğe gidileceği.
Merkez Bankası kökenli Hürriyet Gazetesi yazarı Uğur Gürses ekonomi yönetiminde yapılacak olası değişiklikte siyasi hedeflere uygun bir şekilde yol haritası çizebilecek profildeki bakanların öne çıkacağını söyledi.
DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Gürses şöyle konuştu: "Kademeli olarak bakıldığı zaman giderek daha çok saraya doğru kayıyor ekonomi yönetiminin ve diğer kabinenin profili. Bir değişiklik olursa muhtemelen daha güçlü bir şekilde saraydaki yönetimin altına girecek diye düşünüyorum. Bağımsız ve kendi çizgisi olan bir bakan profilinden çok, daha bürokrat profilinde bir kabine oluşacaktır."
Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen Hürriyet gazetesi yazarı Aldülkadir Selvi 25 Mayıs’taki köşe yazısında "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ali Babacan-Mehmet Şimşek tarzı mali disiplini esas alan ekonomi politikaları yerine büyümeyi, üretimi ve kalkınmayı esas alan bir sistemi tercih ettiği söyleniyor" ifadelerini kullanmıştı.
Şimşek belirsizliği
Daha önce Wall Street'te çalışan ve yabancı yatırımcıların yakından tanıdığı Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in yeni kabinede yer alıp almayacağı ise belirleyici olacak.
Uğur Gürses, DW Türkçe'ye verdiği demeçte Şimşek'in yeni kabinede yer almayacağı tahminini dile getirerek, "Son noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim hedefine odaklı bir ekip oluşturacaktır diye düşünüyorum. ‘Piyasalar sevecek mi sevmeyecek mi?'den öte seçim kazanacak bir kabine hedeflerinde olacaktır" diye konuştu.
Global Source Partners analisti Atilla Yeşilada ise Şimşek'in kalacağını düşünüyor. Yabancı yatırımcılara danışmanlık yapan Yeşilada "Şimşek’in kalacağı düşüncesindeyim. Çünkü yararlı bir araç. Şu anda kabinede uluslararası yatırımcılar arasında az çok inandırıcılığı olan tek kimse. Onu göndermenin ciddi faydası olacağını düşünmüyorum" dedi.
Piyasa tepkisi
Hürriyet yazarı Gürses, Mehmet Şimşek'in yeni kabinede yer almaması durumunda piyasa tepkisi olmayacağı görüşünde. Gürses "Şu anda piyasa mevcut Mehmet Şimşek gibi uluslararası piyasaları bilen, o perspektiften bakan bakanın bile etkisiz kaldığını görüyor ve onu artık bir şekilde iskonto etmiş durumda" dedi.
Capital Economics'ten ekonomist William Jackson ise piyasanın ilk vereceği tepkinin negatif olabileceğini, ancak bunun devam etmeyeceğini söyledi.
Global Source Partners'tan Yeşilada ise, "Mehmet Şimşek'in gitmesi büyük bir şok yaratır. Karar alma mekanizmalarına etkin katılmasa da AKP'nin şu anda üst kadrolarında modern ekonomi ve finansı içeriye yansıtabilecek tek adam o kaldı. O da giderse tamamen Şark Vaatlerine oynuyoruz" diyor.
Babacan senaryoları
Piyasada ekonomiden sorumlu eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın tekrar göreve gelebileceği de dahil olmak üzere farklı senaryolar gündeme geldi. Ancak kulislerde, 2015 yılında siyasi görevlerini bırakarak özel sektöre geçen Babacan'ın yeniden kabinede yer alma ihtimali zayıf görülüyor.
Ekonomi yönetiminde geçen yıl yapılan son revizyonda Başbakan yardımcılarından Mehmet Şimşek, Merkez Bankası ve Hazine’den, Nurettin Canikli ise bankalardan sorumlu olarak görevlendirilmişti. Kabinede ekonomi bakanlığını yürüten Nihat Zeybekci ise dış ticaretten sorumlu bulunuyor.
Ancak yeni kabinede ekonomi yönetiminin tek elde toplanabileceği de gündeme gelen olasılıklar arasında.
Seçim ekonomisi
Ancak uzmanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın büyüme, üretim ve istihdam odaklı ekonomi planına rağmen önümüzdeki dönemde seçim ekonomisinin gündemde olacağı ve bu nedenle yapısal reformların ertelenmeye devam edeceği görüşünde.
Uğur Gürses "2019'a kadar ekonomi politikasının seçim odaklı olacağını düşünüyorum ben zaten başından beri, buna uygun bir kabine profili ortaya çıkacaktır" dedi. Global Source Partners analisti Yeşilada da bütçede bozulmanın devam edeceğini belirterek, "Bütçe seçim döngüsü dediğimiz 2019 Kasımına kadar ne kadar açılırsa açılacak. Seçim kazanmak için ne gerekiyorsa yapılacak" diye konuştu.
Capital Economics'ten ekonomist Jackson da "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın düşük faiz ve 2019 seçimlerini hedeflemesi, genel yönü yapısal reformlar konusunda yeni bir ivmeden ziyade gevşek politikalara çevirecektir" dedi.
2023 hedefleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan 21 Mayıs'ta Genel Başkan seçildiği AKP Kongresi'nde Türkiye’nin 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmesi ve kişi başına GSYİH'nın 25 bin dolara yükseltilmesi hedefini açıklamıştı.
Ancak Türkiye'nin kişi başına GSYİH'sı son yıllarda yerinde sayıyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre kişi başına GSYİH 2008 yılında 10 bin 931 dolardı, 2016 yılında ise 10 bin 807 dolar olarak gerçekleşti. Global Source Partners analisti Yeşilada mevcut politikalarla kişi başına GSYİH'nın 10 bin doların bile altına düşebileceğini söyledi.
Uzmanlar ekonominin belirli bir kişi başına milli gelir düzeyine ulaşıp orada sıkışıp kalması anlamına gelen "orta gelir tuzağı"nın aşılabilmesinin mevcut yapıyla mümkün görünmediğini belirtiyor.
2023 hedeflerine ulaşmak için ise ekonomist Jackson'a göre Türkiye'nin çok daha hızlı bir verimlilik artışına ihtiyacı var. Jackson "Bunu başarmak için Türkiye'nin çok daha fazla direkt yabancı yatırım çekmesi lazım ki bu ileri teknoloji ve know-how transferi ile olur. Bu da verimliliği artırır. Ancak reform yanlısı hükümet üyeleri görevlerinden alınırsa bunun olacağından şüpheliyim" dedi.
© Deutsche Welle Türkçe
Seda Sezer Bilen