Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye’nin Suriye’ye Türkiye’nin güvenliğinin sağlanması için harekat düzenlendiğini, asıl amacın Suriye’nin toprak bütünlüğü olduğunu söylerken Suriye’ye kalıcı olarak gidilmediğini ifade etti ve "Orada kalınması gereken kadar kalınacaktır, gidilmesi gereken yere kadar gidilecektir" dedi.
Zeybekci’nin açıklamaları şöyle:
"Suriye’de gerektiği kadar, ülkemizin güvenliği garanti altına alınana kadar, Türkiye’ye olan tehdit bitene kadar gerekirse Türkiye orada kalacaktır. Orada olmamızın asıl amacı hiç kimse aklından çıkarmasın, altından da başka bir şey çıkarmaya kalkmasın Suriye’nin birlik, beraberliği ve toprak bütünlüğüdür. Biz Suriye’nin birlik, beraberlik ve toprak bütünlüğü dışındaki hiçbir projeye razı olmayız. Ayrıca Türkiye’yi güneyden çevirerek bir şekilde birilerinin projelerine alet olan, kirli emellerine ulaşmak isteyen tüm terör örgütlerine karşı gerek içerde, gerek dışarıda kararlılıkla bu mücadele sürdürülecektir. Türkiye Cumhuriyeti olarak gidilmesi gereken yere kadar, yapılması gereken mücadeleye kadar orada gereği sonuna kadar, bunların inlerin başlarına yıkılana kadar da bu mücadele devam edecek
"Orada tanklarımıza maalesef onların elinde olmaması gereken tanksavar füzelerle saldıran ve bir askerimizi şehit eden bir girişim oldu. Ben şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ama orada altını çizerek söylemek istediğim bir konu var. Bu tanksavar füzeleri elinde bulunduranların niyeti asla Suriye rejim hükümetiyle mücadele etmek değildir. Bugüne kadar da eminim o füzeleri Suriye rejim hükümetinin daha doğrusu masum halkı zulmeden, varil bombalarıyla bombalayanlara karşı asla kullanılma niyetiyle onlara verilmemiştir. Onlar da bunu o niyetle almamışlardır. Herkesin niyetini de, oralardaki bu tarzdaki operasyonlarının da Türkiye olarak farkındayız. Biz bunları tarihe not ediyoruz. Tarihte kim orada mazlumların yanında yer aldı, kim orada milyonlarca insanın yerinden yurdundan edilmesinin yanında rol aldı, kim onlara karşı bu zülüm karşısında durdu, durmadı bunları tarih yazacaktır. Nasılsa bugün geçmişe bakıp da tarih sorgulandığında, bazılarının insanlığın önüne çıkacak yüzü yoksa, gün geldiğinde yine aynı yüzlerle oralarda bu tarih hesabını mutlaka soracaktır.”
