Ekonomi

Ekonomi Bakanı, "MB'de yeni yönetim cesur olmalı" sözüyle Erdem Başcı'nın gideceği mesajını mı verdi?

"Merkez Bankası faiz oranlarını radikal bir şekilde düşürmeli"

07 Nisan 2016 13:34

Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının faiz politikasına ilişkin olarak, "Merkez Bankasının, iş adamının önünü açmak için faiz oranlarını radikal bir şekilde düşürerek, dünyada yaşanan olumsuzluğu  fırsata çevirmesinin tam zamanıdır" dedi. Elitaş, "Merkez Bankası yeni yönetiminden cesaret bekliyoruz” ifadesini kullandı. Elitaş'ın bu açıklaması, 19 Nisan'da görevi sona erecek olan Erdem Başçı'nın tekrar görevine devam etmeyeceği mesajı olarak yorumlandı. 

Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre, resmi temaslarda bulunmak üzere Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Elitaş, gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında gündemdeki konulara ilişkin  soruları yanıtladı.

Hollandalı firmaların üst yöneticileri ile dün gerçekleştirdiği  toplantıya dair bilgi veren Elitaş, görüşmenin verimli geçtiğini söyledi.

 

ABD ile AB arasında müzakereleri sürdürülen Transatlantik Yatırım  Ortaklığı Anlaşması'nı (TTİP) toplantıda gündeme getirdiklerini dile getiren  Elitaş, iş aleminde TTİP anlaşmasının hayata geçirilmesi konusunda ortak bir  kanaat oluştuğunu ifade etti.

ABD'deki siyaset kurumunun Türkiye'nin TTİP'e dahil olmasını pazarlık  konusu yapmaya çalıştığının altını çizen Elitaş, şöyle devam etti:

"TTİP anlaşmasında Türkiye'nin dışarıda kalması Türkiye için ölüm  kalım meselesi değil. Diyorlar ki 'Sizinle masaya oturmamız gerekirken öncelikle  şu şu şu şartları öncelikle makul hale getirin.' Mesela bazı ürünlerde gümrük  vergileri yüzde 25. Bunun ne kadar olması gerekir? Kendilerine göre yüzde 10  olması gerekir. 'Bunu yüzde 10'a düşürün. Bazı ürünlerde ilave gümrük vergilerini  kaldırın. Bazı ürünleri teşvik ediyorsunuz, o teşviklerden vazgeçin' gibi çeşitli  şeyler sunuyorlar. Biz de dedik ki 'Sizin bize söylediğiniz zaten tam serbest  ticaret anlaşmasının (STA) müzakeresinin masaya geldiğinde ortaya konulacak  meselelerdir. Siz bizimle önceden pazarlık yapıyorsunuz, bazı meseleleri hizaya  getirmeye uğraşıyorsunuz, ondan sonra gelin tekrar STA için masaya oturalım  diyorsunuz.' Yani ABD, Türkiye'nin TTİP anlaşmasına taraf olabilmesi için  şimdilik bizle yaptıkları istekleri bir koz olarak kullanma gayreti içerisinde."

Avrupalı muhataplarının, ABD ile yapılacak STA'nın doğrudan doğruya  Türkiye'de uygulanmasını savunmadıkları takdirde Türkiye'ye haksızlık yapmış  olacaklarını vurgulayan Elitaş, "TTİP bizim olmazsa olmazımız değil ama AB'nin  Türkiye'ye haksızlık yapmadığını ifade edebilmek için en önemli göstergelerden  birinin bu olması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

Elitaş, Türkiye'nin Gümrük Birliği anlaşmasına 'üçüncü ülkelerle  yapılan serbest ticaret anlaşmasına Türkiye doğrudan taraf olur.' hükmünü  koydurduğu takdirde, ABD ile AB arasındaki serbest ticaret anlaşmasına  Türkiye'nin kendiliğinden dahil olacağını kaydetti.

 

"MB faizleri radikal bir şekilde düşürmeli"

 

 

Merkez Bankasının faiz politikası konusunda önümüzdeki döneme ilişkin  beklentilerinin sorulması üzerine Elitaş, Merkez Bankasının hazirana kadar  enflasyonda aşağı yönlü bir gidişin olacağı öngörüsünde bulunduğunu dile getirdi. 

Mart ayında enflasyonun yüzde 7,46 olarak gerçekleştiğini anlatan  Elitaş, mevsimlik etkinin ortadan kalkmasıyla sebze ve meyve fiyatlarının aşağı  düşmesi ve ham madde fiyatlarının da gerilemesiyle enflasyonun lehine bir durumun  ortaya çıkacağını kaydetti.

Merkez Bankasının artık 2001 sendromunu üzerinden atıp faiz  politikasını reel bir sisteme oturtmasının ve dünyadaki daralmayı fırsata  dönüştürücü eylem yapmasının zamanının geldiğini anlatan Elitaş, "Bizim dünya  ticaret hacminden aldığımız pay yüzde 1'den az. Onun için Merkez Bankasının, iş  adamının önünü açmak için faiz oranlarını radikal bir şekilde düşürerek, dünyada  yaşanan olumsuzluğu fırsata çevirmesinin tam zamanıdır." ifadelerini  kullandı.

Elitaş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Aile ve Sosyal  Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'na ilişkin sözlerini nasıl değerlendirdiğinin  sorulması üzerine şu yanıtı verdi:

"Tek kelimeyle terbiyesizlik. Kadınlara havale ediyorum, kadın  milletvekillerine havale ediyorum, eşine havale ediyorum. O terbiyesizliğin  hakkından herhalde eşi gelir. Türk kadınından ve Sayın Bakanımdan derhal özür  dilemeli, hatta eşinden de özür dilemeli."

Rusya ile ekonomik ilişkilerde bir yumuşama bekleyip beklemediklerinin  sorulması üzerine Elitaş, sınır ihlali yapan Rus uçağının düşürüldüğü gün Bakan  olduğunu hatırlatarak, o günden bu yana Rusya ile ilgili rahatsız edici hiçbir  şey söylemediğine dikkati çekti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un ilişkilerin yumuşamasına dair  10 gün önce bir mesaj verdiğini anımsatan Elitaş, buna karşın Rusya'nın Türk  menşeili malların ihtisas gümrüklerinden girişi uygulaması ile zorlama bir durum  ortaya çıkardığını söyledi.

Türkiye'nin Rus mallarına karşı herhangi bir yaptırım içinde  olmadığını belirten Elitaş, "Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) ortaya koyduğu  kurallar doğrultusunda ticaret faaliyetlerini devam ettirmeye çalışıyoruz ama  Rusya, DTÖ kurallarını bir tarafa bırakıp, onları yok sayarak Türkiye'ye karşı  haksız eylemlerde, uygulamalarda bulunduğu takdirde biz de DTÖ'den aldığımız  imkan doğrultusunda onlarla ilgili gerekli şeyi uygulamaya koyabiliriz."  değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu önlemlerin neler olabileceği hakkında da konuşan Elitaş,  "Damping gibi meseleler yapabiliriz. Mesela onların Sibirya'da yaptığı gibi  Erciyes'in tepesine bir ihtisas gümrüğü koyabiliriz." diye konuştu. Elitaş,  Türkiye'nin sabır ve metanetle yaptığı işlerin Rusya'yı makul bir seviyeye  getireceğini kaydetti.

Düşürülen Rus uçağının pilotunu öldürdüğü iddia edilen kişinin  Türkiye'de yakalanmasının Rusya'da olumlu karşılandığı değerlendirmesi üzerine  Elitaş, pilotun öldürülmesinin yanlış olduğunun altını çizdi.

Bu eylemin olmaması gerektiğini söylediklerini belirten Elitaş,  "Rusya'nın bu konuyu farklı bir şekilde yorumlaması daha da büyük bir yanlıştı."  dedi.