07 Eylül 2015 23:55
Eğitim sisteminin AKP’nin tek parti iktidarında değişmesi ve düz liselerin kapatılmasıyla birlikte, daha önce din eğitimi almak isteyen öğrencilerin tercih ettiği imam hatip liseleri, Temel Öğretimden Orta Öğretime Geçiş Uygulaması’ndan (TEOG) düşük puan alması sebebiyle başka okullara yerleşemeyen ya da tercih yapmayan öğrencilerin de "zorunlu tercihi” oldu.
Eğitim sisteminin değişmesiyle birlikte kurum ve öğrenci sayısı artan imam hatip liselerinin öğrenci popülasyonunda da önemli değişiklikler oldu. Uygulama öncesinde genellikle muhafazakar ve dindar ailelerin çocuklarına eğitim veren imam hatip liseleri, tercih üzerine kayıt yaptırılmıyor olmasıyla birlikte farklı kesimlerden öğrencilerin de eğitim gördüğü adresler oldu. Nokta dergisi, imam hatip liselerinde okuyan solcu öğrencilerle konuştu.
"Geçmişte İmam Hatipler’deki yaygın öğrenci fraksiyonları; Anadolu Gençlik, Nakşibendi, Nurcu, Ülkücü, Alperenlerden oluşurdu. Şimdi İmam Hatiplerde, DEV-LİS’ten SDH’ye kadar pekçok oluşum var. Yani artık İmam Hatiplerden komünist çıkıyor” diyen Nokta dergisinde yer alan haber şu şekilde:
Ahmet Aktaş, Mimar Sinan Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde okuyan bir Devrimci Liseli. O da TEOG sınavındaki uygulamalardan sonra kendini İmam Hatip’te bulmuş. Buradan ayrılıp başka liseye gitmek istemiş ancak başaramamış. Solcu olduğu halde mecburen İmam Hatip’te okumaya devam etmiş.
Kendi ideolojisine uygun arkadaş ortamı ararken DEV-LİS ‘i bulmuş. Devrimci Liselilerden Semih ve Mert Can ise Ahmet’in arkadaşları ve yoldaşları. Onlar da İmam Hatipler’de farklı bir sol örgütlenmenin olabileceğine inanıyor.
Buna örnek olarak Devrimci Liseliler’in 80’lerdeki Antalya ve Samsun’daki İmam Hatipler’de tecrübe edilen etkinliklerini sunuyorlar. Ahmet’le İmam Hatip Liselerindeki sol ve devrimciliği konuştuk.
– Bize kendini tanıtır mısın? Nasıl İmam Hatipli oldun?
Ahmet: Ortaokul gayet normaldi. Ben de ilk başta normal devam ediyordum. 8. sınıfta sola sempati duydum. Bu abim sayesinde oldu. Abim bana anlatıyordu. Ortaokul bitince de iyi bir puan almamıştım. Sistem zaten direkt İmam Hatipli yapıyor. Ben de öyle oldum.
– Kendi isteğinle gelmedin yani?
Hayır, asla kendi isteğimle buraya gelmedim.
– Ailen karşı mı?
Hayır. Ailem karşı değil. Çünkü düşüncelerine karışmayız diyorlar. Ailem karşı da çıkmadı, zorla da göndermedi. Farklı okullara nakil aldıracaktım ama müdür puanım yüksek olduğu için nakil dilekçelerimi yırtıp çöpe attı. Mecburen devam ettim.
– İmam Hatip’i nasıl görüyorsun?
Derslerle bir sorunum olmadı. Ama oradaki arkadaşlar belli. Aile dayatıyor. Bu derslerine de yansıyor. Onun akabinde bazı dersler zorla öğretiliyor. İstemeyen öğrenci olunca da ya dersten bırakılıyor ya da okulu bırakıyorlar.
– Ne tür dersler?
Daha çok şeriat baskılı dersler. Hadis, fıkıh gibi dersler…
– Zorunlu din dersine nasıl bakıyorsun?
İsteyen alabilir isteyen almaz. Zorunlu din dersine karşıyız. Ayrıca cinsiyetçi bir ortam var. İlk başta kadın erkek sınıflar farklıydı. Ama şuanda farklı bir okula dahil ettiler kadınları.
– Bundan memnun musun?
Memnun değilim.
– Namaz kılıyor musun?
Cumadan cumaya. İlk başta cumaya gitmeyen arkadaşlar oluyordu. Yemeğimizi yiyorduk. Bu sene müdür değişti. Camlara parmaklık taktırdı. Kimse dışarı çıkamıyor. Zorunlu olarak mescide indirmeye çalışıyor.
Gitmemeye çalıştık. Bu sefer velileri de aradılar. Okulda disiplinsiz hareketler yaptığımızdan dolayı veliye şikayet ettiler. Zorunlu olarak gitmek zorunda kalıyoruz.
– Oruç var mı?
Tek-tük var. Pek yok.
– Solda örgütlenmen nasıl oldu?
Arkadaş ortamı arıyordum. Aynı görüşü olan arkadaşlarım daha çok Kürt idi. Yurtsever Hareket’ten idiler.
– Okulda ne tür eylemler yapıyorsunuz?
Okulda DEV-LİS’lerden tek kişi benim. Çok İslamcı da yok. Karşıt görüşlü tipler çok fazla yok. En çok Yurtseverler var. Duvarlarda sloganlar falan yazıyoruz. Kürtçe sloganlar hakim. Karşı görüşlü hocalar geldiğinde direk tartışmaya bile geçiyorduk.
– Hocalarınız solcu olduğunuzu biliyorlar mı?
Bazılarına söylüyoruz ama bazılarına söylemiyoruz. 9. sınıfta söylemiyordum ama okuduğum kitaplardan anlıyorlardır. Derslerden atıldığım oldu. Hem de okuduğum kitaptan dolayı atıldım. Bazı arkadaşlarım karşı çıktı. Hocanın yanlışına karşı çıktılar.
– Kitaplar ve yazarlarla aran nasıl?
Kütüphanede her tür kitaplar olur. Ama seçim sürecinde otobüs tutarlardı ve öğrencileri Sinan Erdem’deki Erdoğan için götürüyorlardı. Ben de gidiyordum ve oradan hemen kaçıyordum. Okula yazarlar geliyor. Bu yazarlar din kitabı yazmış kişiler.
Hocalar diyordu herkes kitabı almak zorunda. Soru çıkaracaksınız. Münakaşa yapacaksınız. Yoksa sözlü notunuz sıfır derlerdi. Bizde kitaba 5 TL veriyoruz. Yazarı resmen parayla okula getiriyoruz. Biz de kitaptan kadın-erkek ilişkisine dair sorular çıkardık ve o gün yazara ağzının payını verdik. Adam cevap veremedi. Hidayet kitapları pek okumuyoruz.
– Normal liseler ile İmam Hatip arasında ne fark var?
Normal lisede mesela öğrencilerin kız arkadaş edinme imkanı var. Burada yok. Öğrencilerimiz karşı okula bakıyor kadın-erkek karışık. Şimdi aklı oraya gidiyor ister istemez. Benim neden imkanım yok. Bu sefer derslerde huzursuzluk çıkarıyorlar. Hocam neden kadın arkadaşımız yok. Sorunu dile getiriyorlar.
– İmam Hatip’ten ne kadar sol çıkacak?
İmam Hatip’ten mezun olup hırsız olan da var. Komünist olan da var. İmam hatipte örgütlenince çok solcu çıkacak. Mesela benim hedefim, bu sene 10 arkadaşımı solcu yapmak.
– Solcu olduğun için başına neler geldi?
Bayağı bir azar işittim. AKP zihniyeti fazla yok. Daha çok Yurtsever (Kürt Hareketine yakın öğrencilerin grubu) öğrenciler var. Şöyle bir şey var artık. Bugün en kıytırık İmam Hatip’li bile hemen iş buluyor. Ailemden biliyorum. ‘İmam Hatiplilerin önü açık. Her türlü iş sahibi olabilirsin, fazla olaylara girme ve devam et bu okulda’ diyorlar. Bu algıyla insanlar artık İmam Hatip’e geliyor.
– İmam Hatipte IŞİD’e nasıl bakıyorsunuz?
İlk başta hocalar savunmaya çalıştı. Ancak öğrenciler çok sert şekilde tepki verince şu an kimse savunamıyor. Zaten okulun çoğunda yurtsever öğrenciler var. Bunlar Kürt oldukları için hocalar IŞİD gibi şeyleri savunmaya kalkamazlar.
– Dindar Nesil’e nasıl bakıyorsunuz?
Biz dindar insanlara karşı değiliz ama Erdoğan’ın insanları kendi çıkarları için politika gütmesine karşıyız. Dindar nesil dediği kişilerde onun politikalarını savunan kişiler. O zihniyete karşıyız. Çünkü DEV-LİS demokratik kitle örgütüdür. Okulda gazete çıkarıyoruz. Yazıyoruz. Dergi isteyenlere veriyoruz.
DEV-LİS’li İmam Hatipli Ahmet’in devrimci aradaşları Semih ve Mert Can’a da İmam Hatip Liselerindeki sol ve devrimciliği sorduk.
– Siz DEV-LİS olarak ne tür eylemler yapıyorsunuz?
Semih: Sene sonunda genelde karne eylemi yapıyoruz.
Mertcan: DEV-LİS, en kitlesel eylemini 1 Mayıs’ta yürüyüş yaparak gösteriyor. Yasak olmasına rağmen bine yakın bir kortej üretebiliyor. Ancak birkaç yıl evvel serbest iken 1500 civarında kişiydik.
– Dev-Lis’in tarihini ve İmam Hatiplerle ilişkisini bize anlatır mısınız?
Mertcan: DEV-LİS, 80 öncesinde lise örgütünden çok halk örgütüdür. Okuma yazma bilmeyenleri öğretmişler. Biz ise eşit, parasız, anadilde özgür eğitim istiyoruz. Liselerde bildiri ve dergimizi dağıtıyoruz. Kamplar falan yapıyoruz. Devrimci Liseliler 1969’da kuruluyor. DEV-GENÇ’ten çıkıyor.
Kurtuluş Hareketine yakın. Biz SDP’nin yüzde altmışını DEV-LİS olarak görüyoruz. 80’lerde ilk idam edilen Necdet Adalı. 80’de Jale Yeşilnil. 1979 Antalya İmam Hatip Liselerinin tamamında olan bir örgüt DEV-LİS. Samsun’da da yaygın imiş. Antalya ve Samsundaki İmam Hatiplerin yurtlarında DEV-LİS aşırı güçlü. En sonunda devlet bunu dağıtarak bitiriyor. Yurtları basarak bazılarını gözaltına alıyor. Lise ortamında şiddeti kırmak kolay oluyor. İmam Hatip lisesini o şekilde dağıtıyorlar.
– Siz Devrimci Liseliler olarak İmam Hatip okuyan devrimci arkadaşlarınıza farklı mı yaklaşıyorsunuz?
Semih: Meslek lisesi komitemiz var. LGBT, Kadın komitemiz var. İleri de İmam Hatip komitesi de olabilir.
– Devrimcilerin Ahmet gibi İmam hatiplere yaklaşımı nasıl?
Semih: Aslında ilk başta bizim örgütten arkadaşlar Ahmet ile konuştuklarında bayağı şaşırıyordu. Ama şimdi artık normal. Farklı bir yapılanma yok. Şuanda DEV-LİS’li olan İmam Hatipli arkadaş sayısı 3-4 kadardır. Bu çok sayılmaz. Çalışacağız.
Kısa adı DEV-LİS (Devrimci Liseliler) olan grup, DEV-GENÇ kökenli. 1969’da kurulan DEV-LİS daha sonra Kurtuluş Hareketi’ne yakınlaşıyor. Necdet Adalı ve Jale Yeşilnil gibi idam edilen isimler DEV-LİS mensubu.
DEV-LİS’in İmam Hatiplerle 80’lerden beri süregelen bir ilişkisi var. O dönemde İmam Hatip yurtlarının çoğunluğunun DEV-LİS’e yakın insanlardan oluşması üzerine Antalya ve Samsun İmam Hatip yurtlarına operasyonlar yapılıyor ve birçok kişi gözaltına alınıyor.
Devrimci İmam Hatipliler grubunun liderleri konumunda olan Araf Koç ve Oğuzhan Erkan ile Devrimci İmam Hatiplilerin hayata, siyasete ve İmam Hatip’e dair deneyimlerini ve örgütlenmelerini konuştuk.
– Sizi tanıyabilir miyiz? Nasıl Devrimci İmam Hatipliler’e dönüştünüz?
Oğuzhan Erkan : Bizim dönemimizde SBS vardı. Düşük puan aldım. O zamanlar düz liseler kalktı ve Anadolu Lisesi oldular. O zaman benim önüme ya Meslek Lisesi ya İmam Hatip Lisesi çıktı. Ben de İmam Hatip’e gittim.
İmam Hatip’te din nasıl anlatılıyor, nasıl öğreniliyor bir gidip bakayım dedim. Gittiğime pişman oldum açıkçası. Çünkü AKP’nin bir yuvasıymış orası. Hocalar geliyor AKP’den bahsediyor. Böyle bir baskı oluştu. Araf arkadaşımla tanıştım.
O da solculara gidip geliyordu. Sonra Marks’ı okudum, Kapital’i okudum. George Orwell kitaplarını okumaya başladım. Hayatı yavaş yavaş görmeye başladım. Araf’la konuşa konuşa sosyalizme daha yakın oldum. Sosyalizm fraksiyonlarına baktığımda Stalin’in bana uymadığını gördüm. Stalin’i diktatör olarak görüyorum şahsen. Troçki’ye baktım, dünya devrimini gördüm. Ve Troçkist olmaya karar verdim.
Araf Koç: Sivas’lıyım. 4 yıldır Ankara’dayım. Ortaokul’da İslam felsefesi temellerini merak ediyordum. Körü körüne inançtan ziyade bilinçli bir inançlı insan olmak istiyordum. Kendi isteğimle İmam Hatip’e gittim.
Ama gittiğimde almak istediğim ilmi ve bilgiyi alamadım. Çünkü İmam Hatip devlet kurumu olduğu için devlet, orada kendi ideolojisini veriyor. Kukla bir okulla karşılaştım. Böyle olunca etkiye tepki oldu. Önce anti-kapitalist, anti-emperyalist olarak başladım, çözüm araya araya sonunda yolumuz Marksizme düştü.
– Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Araf: Ben Marksist Leninist ve aynı zamanda Troçkist olarak tanımlıyorum. Tabi öznel olmakla birlikte Müslümanım da… Kendime Müslüman Marksistim diyorum.
– Devrimci imam hatipliler diyorsunuz kendinize… Bunu biraz açar mısınız?
Araf: Biz kendimizi devrimci olarak görüyoruz. Aynı zamanda İmam Hatip’te okuyoruz. O nedenle kendimize böyle tanımladık.
– Devrimci İmam Hatiplilerin oranı ne kadar size göre?
Araf: Bu okuldan okula değişiklik gösteriyor. Bizimkinde 6-7 kişi kadar varız. Ama şu faşist baskı ayyuka çıkmadan evvelki sürede bize sorular soran, sempatiyle bakan 15 kadar kişi vardık.
Bunlar Deniz’i, Mahir’i, Erdal Eren gibilerini soran, araştıran arkadaşlardı. Biz de hem Müslüman olduğumuz için hem de Türkiye solu içinde farklı bir kimliğimiz olduğu için bunu kullanarak insanlarla iletişime geçiyorduk.
Hatta bu noktada diğer sol hareketlere nazaran iletişimimiz daha iyiydi. Yüzde 1 civarında varız. Ama mesela kadınlar da olabilir. Onlarla muhatap olamadığımız için bilmiyoruz. Tabi bir de kendini ifade etmeyen bir sürü insan var. Okulda yanımızda olanlar faşistlerden tehdit aldı. O nedenle oranımız biraz düşük.
Oğuzhan: Biz önceden çok kişi idik. Bizim solcu olduğumuzu duyunca bizimle kavga ettiler. Davamız uğruna dayak bile yedik. Bize gelip ‘Siz Berkin Elvan eylemine gitmişsiniz’ dediler. ‘Gittik’ cevabını verdik. Birden saldırdılar. Neye uğradığımızı şaşırdık.
– Berkin Elvan eylemi dışında ne tür eylemler yaptınız?
Araf: Biz sol olarak tüm katliamlara karşıyız. Suruç eyleminde başta olmak üzere pek çok eylemde tepkimizi gösterdik. Marksist Liseliler olarak. Okulda çalışmalarımız oldu. Tabi böyle çok ses getiren çalışmalar olmasa da etkinlikler yapıyoruz.
– Neden size saldırdılar?
ARAF: Bizim komünist olduğumuzu duydular. ‘İmam Hatip’te komünist olamaz, eyleme gidemez’ dediler ve kavga ettik. Dayak yedik.
– Ailelerinizin size bakışı nasıl?
Oğuzhan: Açıkçası babam şaka yoluyla dalga geçiyor. ‘Devrimci İmam Hatipli’ diye. Bazen de çok sinirleniyor. ‘Senin her şeyin belli. Sen Türk’sün, Müslümansın’ diyor. Kendisi milliyetçi bir adam. Ben sosyalist olduğum için milliyetin bir önemi yok diyorum. Önemli olan halkların kardeşliği… Tabi bunlara sinirleniyor. Zaten ailem bana baskı yapıyor. Çevrenin yanında bu konuları konuşmayalım diye. ‘Kimsenin yanında ben komünistim deme’ diyorlar. Bana kızıyorlar. Başımıza belaya olacaksın diyorlar. Bende söylemiyorum fazla.
Araf: Benimkiler bu işlerden uzak durmamı istiyor.
– Okulda diğer gruplar nasıl?
Oğuzhan: Anadolu Gençlik okulda çok kuvvetli ve çok rahatlar. Okulun giriş kapısına bile koskocaman pankart asıyorlar. İdare onlara çok iyi niyetli yaklaşıyor. Bir hocamız vardı. Sosyalist değildi ama en azından dertleşiyorduk. O sosyal demokrat idi.
Araf: Biz imam hatipli solcu öğrenciler hocalarımıza ruhban sınıfı diyoruz. Bunlar İmam Hatip’in nasıl olması gerektiğini belirleyen bir üst akıl. Biraz A Haber dili oldu. Bu adamların idealinde İmam Hatipler var bir de var olan İmam Hatipler var. İmam Hatip gençliği dışarıdan çok dindar ve kapalı gözükebilir. Ama içine girdiğinde bir meslek lisesi kadar hareketli ve hararetli bir ortam var. İmam Hatip çekinecek bir ortam değil. Sosyalist arkadaşlara diyorum. İmam Hatip’e yatırım yapın.
Orada çok iş var. Okulda sözünü etmekten en kaçındığımız şey Kürt Hareketidir. İmam Hatip’te milliyetçi bir damar olduğu için bu meseleye pek giremiyoruz. İmam Hatip’te tamamen İslamcı bir kesim var. Aynı zamanda Türk- İslam sentezcisi bir kesim de var. Ancak sadece Türkçü bir kesim yok. Yani Erdoğan’ın ara sıra eylemlerde çıkıp ‘Tek Bayrak, Tek Millet’ söyleminden çıkan bir kitledir.
– Solcu olup Marksist olmayan İmam Hatip’li kitle var mı?
Araf: Var ama yaygın değil. Bizim okul merkezde olduğu için bu şeyler fazla olmuyor. Çünkü genelde bürokratların çocukları geliyor. 80 sonrasının apolitik gençliği İmam Hatip’te yok.
Burada gençlik politik. ODTÜ’de nasıl solun her türlü fraksiyonu varsa İmam Hatiplerde de sağın her türlü fraksiyonu var. Biz de artık burada sol cenahta yer alıyoruz.
– İmam Hatip sola dair size ne kazandırdı?
Araf: Biz insanlara emek, adalet, özgürlük, mücadele diyoruz. Kapitalizm insanları Müslüman ya da değil diye ezmiyor. Hepimizi eziyor. Müslümanlardan örnekler vererek gittik.
Mesele İsrail zulmü altında Filistin, mesela İran’daki mollacıların yaptığı tahribat… İmam Hatip’te en çok dikkatimi çeken şey; apolitik bir gençliğin içinde politik bir gençliğin yer alması oldu. Siyasete ve gençlik hareketine açık bir yer. İmam Hatip’te devrimci örgütlenme, Hitler döneminde solcu örgütlenme yapmak kadar zor bir şey.
– Erdoğan’ın dindar nesil kavramına nasıl yaklaşıyorsunuz?
Araf: Dindar nesile bakışı nasıl Erdoğan’ın merak ediyorum. Biz de dinimize bağlıyız ama sosyalistiz. Onların sahiplendiği o ‘arka bahçeyi’ yıkmak için elimizden geleni yapacağız. Yetiştirmeye çalıştığınız dindar gençliğin içindeyiz. Bunu bilsinler.
Oğuzhan: Erdoğan’a taparcasına savunan insanların zihniyeti şuna benziyor. Yetim görmeyip, düşmüş görmeyip Kervansaray Başı’na su veren Ebu Cehil gibidirler. Bu adamlar paranın olduğu yerde dindarlar. Gecekondudaki işçi bunların umurunda olmaz. 3 işçiye 200 TL verirler, sözünü yaparlar. Bunların imanı budur.
– Namaz ve oruç var mı sizde?
Araf: Namaz yok ama oruç tutuyoruz.
Oğuzhan: Namazı arada bir kılıyorum. Orucu tutuyorum.
– İmam Hatip’te namaz ve oruç oranı ne kadar?
Araf: Oruç kışa denk geldiğinde oruç tutmazsan İmam Hatip’te seni döverler. Ama yazın da meyhaneye giderler. Hepsi için demiyorum ama önemli bir kısmı böyledir.
– Zorunlu din dersine karşı mısınız?
Araf: Zorunlu din dersine karşıyız. Seçmeli din dersini destekliyoruz. İnsanlar istediğini görmekte özgürdür. Dindar aileler, çocuklarını kendileri yetiştirebilir. Çocuklar istemiyorsa karşı çıkabilir. Ama kesinlikle okullarda zorunlu din dersine karşıyız. Hele zorunlu din dersi adına kendi ideolojilerini empoze etmelerine daha çok karşıyız.
– Karma eğitime nasıl bakıyorsunuz?
Araf: Bunu savunuyoruz.
– Anti-kapitalist Müslümanlardan ne farkınız var?
Araf: Onlardan en büyük farkımız örgütlenme biçimimiz ve İmam Hatipli olmamız. Ayrıca biz sadece anti-kapitalist değiliz Marksistiz. Biz sınıfsız, sömürüsüz bir dünya yani komünizmi savunuyoruz.
– Siz hangi hareketin altındasınız?
Oğuzhan: Sürekli Devrim Hareketi altındayız. Troçkist olduğumuz için kendimize en yakın olarak bunu gördük. Mitinglerde ve eylemlerde Marksist Liseliler olarak katılıyoruz.
– Karl Marks hakkında ne düşünüyorsunuz?
Araf: Marks için Muhammed İkbal’in bir cümlesini söylemek isterim. Marks’ın eseri Kapital için “Cebrail’siz kutsal kitap” diyor. Ali Şeriati’nin Marks hakkında fikirleri bizim de savunduğumuz fikirlerdir. Biz İslam dinini ve sosyalizmi birbirine benzer görüyoruz. Nasıl kurulan sosyalizm yapısı Stalin ile içeriden çürütüldüyse, halifelerden sonrada yönetimler İslam dinini kendi çıkarları için kullanmıştır.
Ne tür kaynaklar okuyorsunuz?
Oğuzhan: Biz Ebu Zer ve Selman-ı Farisi gibi sahabelerin hayatlarını anlatan kaynakları okuyoruz. Ali Şeriatı okuyoruz. Marks, Lenin, Troçki ve Galiyev okuyoruz.
Araf: Galiyev bir Müslüman ve Tatar. Rusya’daki Müslümanları Ekim Devrimi’ne katan adamdır. Ayrıca Stalin diktasının katlettiği ilk insan Galiyev’dir. Galiyev Ekim Devrimi için Müslümanlara yönelik bir bildirge yayımlıyor. Çarlığın onlara yönelik yaptığı şovenist ve baskının kırılacağını söylüyor. Devrim ile bunarlın biteceğini söylüyor. Biz de Marks ve Lenin’in fikirlerine katılıyoruz. Biz Kur’an’ı ele alıp damıttığımızda içinden kapitalizm değil sola yakın bir şey çıkar diyoruz. Tamamen sosyalizm çıkar demiyoruz ama sola yakın bir şey çıkıyor.
– Sevgiliniz var mı?
Araf: Yok.
Oğuzhan: Kız arkadaşım vardı, yeni ayrıldık. Terk edildim.
– Kadınlarla aranız nasıl?
Araf: Kadınlarla konuşuyoruz. Arkadaş, dost ve yoldaş olarak. Ama tabii hoşlanıyorsak söylüyoruz. İnsanın bir gerçeği budur.
– TEOG’un yapısını akılda tutarak soralım. Kayıt döneminde İmam Hatip’e nasıl bir kitle gelecek?
Oğuzhan: Apolitik bir gençlik var. Ama burada İmam Hatip’in aşırı baskısının azıcık kilitleneceğini düşünüyorum. Ama bir gençlik kitlesi beklemiyorum. Bence buraya gelecek solcu arkadaşlar buranın mevcut durumundan dolayı gizli örgütlensinler.
Açık bir şekilde örgütlenseler zorlanırlar. Çünkü yönetim seninle uğraşıyor. AKP rozeti takan çocuklara kimse bir şey demiyor. Solcu bir gençliğin kapalı örgütlenme yapmaları ve tamamen arkadaş yoluyla örgütlenmeleri lazım. Güçlendikten sonra zaten bu bir gelenek haline gelecektir.
– Siz buraya gelecek kişileri solculaştırırken nasıl bir amaç güdüyorsunuz?
Araf: Peygamber, “Siyahi Bilal’in gönlünü fethetmek İran’ı fethetmekten daha değerlidir” diyor. Peygamberin bu sözünü doğru buluyoruz. Bu söylem İslamın insanlara bakışıdır. İlericidir. Biz bu şekilde yaklaşıyoruz.
Türkiye siyasetinde bir olay var. 6. Filo eylemi. Orada ABD emperyalizmine karşı 6. Filoyu reddeden, gemiyi sularda boğmak isteyen, başında 68 Kuşağı’ndan Denizler, Mahirler, İbrahim Kaypakkayalar vardı. Böyle bir gençlik Müslüman kanını döken ABD’ye karşı antiemperyalist propaganda yaparken, MTTB ve Komünizmle Mücadele Dernekleri o eylemde, Dolmabahçe Camisinde namaz kılıp oradaki solculara saldırdılar. Artık uyanmaları lazım.
Haberin tamamını buradan okuyabilirsiniz.
© Tüm hakları saklıdır.