Gündem

Eğitim-Sen'den OHAL Komisyonu’na 'ret' tepkisi: Açıkça suç işleniyor!

“iktidar OHAL dönemini akademisyenlerin ihracı için fırsata çevirdi”

11 Kasım 2021 14:00

Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, şu ana kadar 16 barış imzacısı akademisyene OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'ndan (OHAL) ret kararı geldiğini söyledi, komisyonun açıkça suç işlediğine dikkat çekti.

Sendika genel merkezinde yapılan basın toplantısına, aralarında milletvekillerinin de bulunduğu görevlerinden ihraç edilen barış akademisyenleri katıldı. Gazete Duvar’ın haberine göre, Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“iktidar OHAL dönemini akademisyenlerin ihracı için fırsata çevirdi”

15 Temmuz 2016 darbe girişiminden yaklaşık yedi ay önce, 11 Ocak 2016'da bin 128 akademisyenin imzasıyla "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı bildiri yayınlandı. Bildiriyi 2 bin 212 akademisyen imzaladı. Darbe girişiminin ardından siyasal iktidar Olağanüstü Hal dönemini akademisyenlerin ihracı için fırsata çevirdi. Arka arkaya yayınlanan 11 KHK ile çoğu sendikamız üyesi olan toplam 406 imzacı akademisyen ihraç edildi. Ayrıca 822 akademisyene Ağır Ceza Mahkemelerinde davalar açıldı, açılan 204 davanın tamamında imzacı akademisyenler 15 ay ile 36 ay arasında değişen sürelerde hapis cezalarına mahkûm edildiler. Toplam 57 ayrı mahkemede açılmış olan 822 davanın en az 622'si AYM kararını takip eden bir yıl içinde peyderpey sonuçlanmış ve sonuçlanan davaların tümünde beraat kararı verilmiştir. Ne var ki Anayasa Mahkemesi'nin imzacı akademisyenler lehine kararlara rağmen akademisyenler üniversitelerindeki görevlerine döndürülmemişler ve OHAL Komisyonu'nda bekletilmişlerdir.

“AYM kararlarına rağmen alınan OHAL kararları suçtur”

OHAL Komisyonundaki dosyaları 5 yıldır bekletilen, yani fiilen cezalandırılan "imzacı akademisyenlerin" başvuruları, 28 Ekim 2021 tarihinde yayınlanan ret kararlarıyla neticelenmiş ve şu ana kadar 16 akademisyene bu kararlar tebliğ edilmiştir. Oysa AYM, bu sonuçları, “ifade özgürlüğü ihlali” olarak değerlendirmiştir. AYM kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları başta olmak üzere idari makamları, gerçek ve tüzel kişileri bağladığına ilişkin anayasa hükmü açık olmasına rağmen, 26 Temmuz 2019 tarihinden bugüne OHAL Komisyonu ilgili başvurular hakkında karar vermemiştir. Bugün ise OHAL Komisyonu üyeleri kendi siyasal-ideolojik yaklaşımları doğrultusunda karar vermiş ve hukukun en temel ilkelerine açıkça meydan okumuşlardır.

Akademisyenlerin imzaladıkları bildiri AYM tarafından düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında görülmesine rağmen OHAL Komisyonu üyelerinin bildiriyi suç kapsamında değerlendirmesi yürütülen siyasi hesapların bir parçasıdır. Ve en önemlisi AYM kararına rağmen alınan bu kararlar, açıkça suçtur!


TIKLAYIN - Barış akademisyenleri görevlerine dönemedi: AYM tartışması