Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Ergenekon davası ile meşru hükümeti devirmek için darbe planladığının tescillendiğini söyledi. Bağış, Twitter hesabında “Ergenekon diye bir örgütün varlığı ve bu örgütün meşru hükümeti devirmek için darbe planladığı tescillendi. Şimdi savunanları görelim!” diye yazdı.
aksam.com.tr'de yayımlanan habere göre, eski Bakan ve Başbakan Yardımcısı Bahattin Yücel ise Twitter’da kararı şöyle yorumladı: "Başbuğ silahlı terör örgütü yöneticiliği yaptığı gerekçesiyle ömür boyu hapis cezası aldıysa, TSK'nın terör örgütü olduğu tartışması başlar. Balyoz ve Ergenekon mahkumiyetleri, bugünden başlayarak, PKK ve Öcalan’ı da kapsayacak bir genel af tartışmasının yolunu açar.“
Haberal, Tayyar'ı şaşırttı
AKP Milletvekili Şamil Tayyar, "Mahkeme Ergenekon'un varlığını kabul etti! 'Nerede bulursam üye olacağım' diyen KK'yı Silivri'de üyelik kaydına bekliyoruz! Davanın seyrine ve iddianameye baktığımızda karardaki en büyük sürpriz, 12 yıl 6 ay ceza alan Haberal'dır! Müebbetten nasıl döndü, ilginç! Çok açık söylüyorum; Haberal kararı tam bir kurtarma operasyonudur! Gizli tanık değilse mutlaka başka bir nedeni olmalı!" notu düştü.
Ülke adına tarihi bir gün
Ergenekon davasında açıklanan kararlara ilişkin soruları yanıtlayan Bağış, darbe girişimleri ve bu girişimlere tevessül edenlerin mahkeme önünde yargılandıklarını belirterek, "Ülke olarak demokrasi ve hukukun üstünlüğü adına tarihi bir gün yaşıyoruz. Bugün, Ergenekon’un bir terör örgütü olduğu resmen kabul edilmiştir. AB sürecinde ilerleyen bir ülkenin kararlılığı ve iradesiyle de uyumlu bir dava olmuştur. Bu yargılama sürecinin, Turkiye'nin AB sürecine de katkıda bulunacağına inanıyorum" değerlendirmesini yaptı.
Mahkeme kararlarını tasdik edecek merci olmadığını vurgulayan Bağış, Ergenekon davasında açıklanan kararların temyize açık olduğunu ve yargı sürecinin de devam ettiğini hatırlattı.
Çok önemli bir adım
Kararların Türkiye, gelecek nesiller ve demokrasi için "hayırlı bir gelişme" olduğunu dile getiren Bağış, "Keşke bu darbe girişimleri, çok daha önceden yargılanmış olsaydı. 1960 darbesi yargılansaydı, 1971 olmazdı. 1971 yargılansaydı,1980 darbesi yaşanmazdı. 1980 darbesi yargılansaydi, 28 Şubat sürecini yaşamazdık. Keza 28 Şubat'ı zamanında yargılasaydık, 27 Nisanlar yaşanmazdı. Dolayısıyla, bu yargılama sürecini gecikmiş ama ülkemizin ileri demokrasi mücadelesi adına çok önemli bir adım olarak görüyorum" diye konuştu.
Bu dava, Türkiye'nin ileri demokrasi mücadelesinin davasıdır
Ergenekon davasının bir demokrasi ve hukuk davası olduğuna işaret eden Bağış, netice olarak hukukun üstünlüğü ilkesine herkesin saygı duyması gerektiğini vurguladı. Bağış, "Bu dava, Türkiye'nin muasır medeniyet yolculuğunun, ileri demokrasi mücadelesinin davasıdır. Bu dava, milletin davasıdır. Bizim ve bizden önceki dönemlerin yaşadığı karanlıkları çocuklarımızın, torunlarımızın, gelecek nesillerin yaşamaması adına, bu dava son derece önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kimsenin bu kararlara saygı duymaktan başka bir seçeneği olamayacağının altını çizen Bağış, kararları siyasileştirme ve bu kararlar üzerinden yeni bir kışkırtma hevesi içinde olanların da millet nezdinde bu sorumsuzluğun bedelini ödeyeceklerini kaydetti.
"Tarih, demokrasinin yanında duranlarla, karşısında duranlar arasındaki ayrımı çok net yapacaktır" diyen Bağış, şöyle devam etti:
CHP, Ayrıkotu gibi bitiveriyor
"(Hani neredeymiş bu terör örgütü, gösterin üye olacağım) diyenler artık nereye başvuracaklarını ögrenmiş oldular. Maalesef, mahkeme eşkıyalığına soyunup, buradan bir iktidar devşirebileceklerini sanan bir muhalefetle karşı karşıya olmamız bir talihsizliktir. Nerede bir hukuksuzluk varsa orada CHP, ayrıkotu gibi bitiveriyor. Önce bu örgütün avukatı oldular, sonra üyesi olacağım dediler. Şimdi ise çıkan hukuki karar uzerinden ülkeyi kaosa sürüklemeye, yeni bir kalkışma hareketi kışkırtmaya çalışıyorlar. Demokratik yol ve yöntemleri bir kenara atıp mahkeme eşkıyalığına soyunmuş bir CHP'nin, Türkiye’nin iktidarına aday olduğunu iddia etmesi ironiktir. Demokrasi fukarasi olan CHP, böylece hukuka saygısının da olmadığını da bir kez daha ilan etmiş oldu."