T24 - AP'nin son Türkiye raporuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bakan Egemen Bağış, basın özgürlüğü tartışmalarına gönderme yaparak, 'çarpık tartışmalara mesaj olur' dedi ve gazetecilerden soru aldı. Bağış, açıklamasına, 'Raporda bir takım siyasi hareketlerin etkileme çabalarının sokuşturduğu etkiler vardır. Onun için bu raporu çok da fazla ciddiye almaya gerek yok' dedi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Parlamentosu'nun son Türkiye raporunu Elazığ'da değerlendirdi.
Türkiye'ye basın özgürlüğüyle ilgili sert eleştiriler getiren raporun, bundan öncekiler gibi dengeli ve gerçekleri içeren bir rapor olmadığını belirten Bağış, soru kabul ederek bir de mesaj verdi.
Elazığ Valiliğin ardından gittiği AK Parti İl Başkanlığına partililerle bir süre görüşen Bağış, burada katılımcılara, gazetecilerin kendisine soru sormak istediklerini belirttti ve, "Arkadaşlarımızın burada özgürce haberlerini yapmalarına katkıda bulunalım da bu çarpık tartışmalar böylelikle belki bir mesaj almış olur'' dedi.
Bakan Egemen Bağış, katılımcılara ''Bu konuda müsaade ederseniz iki dakikanızı alıp onların da işlerini yapabilmesini sağlayalım. Malum Türkiye'de medya özgürlüğü ile ilgili bir takım iddialar var.
Arkadaşlarımızın burada özgürce haberlerini yapmalarına katkıda bulunalım da bu çarpık tartışmalar böylelikle belki bir mesaj almış olur'' dedi.
'RAPORU CİDDİYE ALMAYA GEREK YOK'
Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye ile ilgili bir rapor onaylandığını, bu raporun kamuoyunda 'ilerleme raporu' olarak bilinen AB Komisyonu raporu olmadığını ifade eden Bağış, ''AP Türkiye raportörünün taslağını kaleme aldığı, daha sonra siyasi partilerin verdikleri önergelerle değiştirilen parlamento raporudur. Bugün AP raporunu yayımladı. Bugüne kadarki hiçbir parlamento raporu dengeli ve gerçekleri içeren bir rapor olmadığı gibi bugünkü de dengeli ve gerçekleri içeren bir rapor olmamıştır'' ifadesini kullandı.
İçerisinde önemsemeleri gereken bir takım eleştiriler olabileceğini belirttiği raporun, AP'deki farklı siyasi gruplar arasındaki pazarlıklar sonrası uzlaşılan maddelerden oluştuğunu söyleyen Bağış, şunları kaydetti:
''Bu uzlaşı süresi içerisinde farklı önergelerin gerçeğe dayalı olup olmadığına, haklı veya haksız olup olmadığına bakmazlar. Tam tersi, 'sen benim önergeme destek verirsen, ben senin önergene destek veririm' pazarlığı ile ortaya karışık bir şey çıkar. Bugüne kadarkiler böyle çıkmıştır.
Bu seneki de böyle bir rapordur. Bunu sadece raporun içerisine son dakikada sıkıştırılmaya çalışılan sözde medya özgürlüğü ile ilgili önergelerle ilgili söylemiyorum. Bakın bu raporun içerisinde Kıbrıs ile ilgili de hiçbir şekilde kabul edilemeyecek maddeler vardır. Bu raporun içerisinde Kıbrıs Rum kesimi parlamenterlerinin iç siyasi nedenlerle sokuşturmaya çalıştıkları bir takım kelime oyunları vardır.
Avrupa'daki yükselen ırkçılık dalgasının etkisi altında kalmış 1930'ların zihniyetini yeniden canlandırmaya kalkmış bir takım siyasi hareketlerin etkileme çabalarının sokuşturduğu etkiler vardır. Onun için bu raporu çok da fazla ciddiye almaya gerek yok.''
'WIKILEAKS'İN SAHİBİ NEREYE KAÇACAĞINI ŞAŞIRDI'
Bağış, AB Komisyonunca hazırlanan ilerleme raporunun birkaç ay evvel yayımlandığını, ilk defa bu sene Türkiye'nin 33 faslın 33'ünde de ilerleme kaydettiğinin AB komisyonu 27 ülkenin temsilcilerinin ortak deklarasyonuyla ilan ettiğini anımsattı.
Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bugün Türkiye'deki basın özgürlüğü AB üyesi birçok ülkeden ileridir. İşte bir 'Wikileaks' olayı yaşandı. Hemen nasıl orada frene bastılar ve bir anda 'medya özgürlüğü' demediler, 'şak' diye kestiler. Wikileaks'in sahibi nereye kaçacağını şaşırdı, nerede barınacağını şaşırdı...
İngiltere'de bir gazete AK Parti'yi başka bir ülkeden yardım almakla itham etti, dava açtık, davayı kaybedeceğini anlayınca bir özür metni yayımladı. Sayın Başbakanımızdan ve AK Parti'lilerden özür diledi. Üstüne bir de mahkeme onlara çok ciddi bir para cezası verdi. Kimse de 'medya özgürlüğü kısıtlanıyor mu?' falan demedi.
Avrupa'da da vergi cezası alan basın kuruluşları var, kimse onlara 'basın özgürlüğü kısıtlanıyor' filan demiyor. Çünkü nasıl bir bankanın aldığı vergi cezası bankacılık özgürlüğünü kısıtlamak olarak adlandırılamazsa, bir basın kuruluşunun aldığı bir vergi cezası da onunla maliye arasındaki bir konudur. İsterse uzlaşır, isterse davaya, mahkemeye gider bu konuda adalet arar. Ama bunun ticari bir yönü vardır. Medya özgürlüğü ile alakalı bir yönü yoktur. Şimdi bu tür alakasız çarptırmaları bu raporun içine sokmaya kalkanlar olmuş, biz çok bunlara önem vermeyeceğiz.''
'HAMDOLSUN, BUGÜNÜN TÜRKİYESİ HER AÇIDAN DÜNDEN DAHA İYİ'
''Geriye dönüp bakıldığı zaman bugünün Türkiye'si dünden daha demokratik, şeffaf, çağdaş mı?'' diye soran Bağış, şöyle devam etti:
''Hamdolsun. Her açıdan bugünün Türkiye'si dünden daha iyi. Ve projeksiyonlarımız yarının Türkiye'sinin bugünden bile daha iyi olacağını gösteriyor. Çünkü biz ne diyoruz? 'Reforma devam' diyoruz. Yargı reformu yapıyoruz, demokratikleşme sürecimizi sürdürüyoruz, 'milli birlik ve kardeşlik' diyoruz. Bütün insanlarımızı kucaklıyoruz...
Türkiye, ekonomik bir kalkınma hamlesi içerisinde. Kişi başı düşen geliri 8 yıl içerisinde 3 katı birden arttıran başka bir ülke yok. Bugün dünyanın kalkınan ülkeleri arasında Türkiye, Brezilya, Hindistan ve Çin en başta geliyor. Eskiden rahmetli Özal'ın çabalarına rağmen yılda bir milyar dolar yabancı sermaye gelirken artık yılda ortalama 20 milyar dolar yabancı sermaye geliyor. Bu ülkenin insanına daha kaliteli ürünü, daha ucuz fiyata sunmak için yeni teknolojileri getiriyor. Yeni istihdam kapıları yaratıyor.''