Gündem

Ege'de en büyüğü 5.2 olan sekiz ayrı deprem

Ege Denizi'nde 5.2 ve 4.2 büyüklüğünde şiddetlice deprem meydana geldi.

26 Ocak 2012 02:00


T24 - Ege Denizi'nde 5.2 ve 4.2 büyüklüğünde şiddetlice deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, saat 10.17'de, merkez üssü Ege Denizi olan 5.2 büyüklüğünde deprem kaydedildi.

Deprem, İzmir'in yanı sıra Aydın ve çevre ilçelerde önce 06.59'da 3.8-, 07.02'de 3.6 şiddetinde hissedildi. 10.17'de Ege Denizi'nde 5.2'lik depremin ardından 10.30'da 4.2, 10.34'te 2.6, 10.42'de ise 3.7 büyüklüğünde üç deprem daha meydana geldi.

Ayrıca sabah saatlerinde Dikili ilçesi açıklarında saat 09.42'de, 14,4 kilometre derinlikte ve büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi.


'Can ve mal kaybı yok'

HaberTürk gazetesinde yer alan habere göre; İzmir Valisi Cahit Kıraç, şehir ve çevresinde herhangi bir can ve mal kaybı yaşanmadığını söyledi. Geçen hafta İzmir'e atanan İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay'ı makamında ziyaret eden Vali Kıraç, depremi de değerlendirdi. Kıraç, "Merkezi Karaburun çevresi olan 5,1 büyüklüğünde bir deprem yaşandı. İzmir merkezde pek hissedilmedi. Allah beterinden korusun. Özellikle bu vesileyle Van'daki depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyoruz. Yaklaşık bin 400 depremzede vatandaşımızı, İzmir ve ilçelerindeki kamu kurumlarına ait misafirhanelerde ağırlıyoruz. Eğitim ve sağlık gibi her türlü ihtiyaçlarını da karşılıyoruz." dedi.


'5 ve üzerinde olan depremler her zaman beklenebilir'

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Orhan Tatar, Ege Denizi'ndeki 5.1 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak, ''Ege Bölgesi'nin üzerindeki tüm aktif faylar boyunca büyüklüğü 5 ve üzerinde olan depremler her zaman beklenebilir'' dedi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı da olan Tatar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, saat 10.17'de Ege Denizi açıklarında meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki depremin merkez üssünün Karaburun Yarımadası'nın yaklaşık 20 kilometre kuzey batısında, Karaburun Yarımadası ile Yunanistan'ın Midilli Adası arasında Ege Denizi içinde yer aldığını söyledi.

5.1 büyüklüğündeki depremden sonra, şu ana kadar büyüklüğü 2.5 ile 4.2 arasında değişen artçı sarsıntıların da yaşandığını belirten Tatar, ''Bilindiği üzere, Ege Bölgesi'nin çok büyük bir bölümü birinci derece deprem bölgesi içinde yer almakta olup, bölgede değişik uzanıma sahip, normal fay diye adlandırdığımız deprem üretebilecek aktif faylar bulunmaktadır. Bölge bu açıdan bir deprem riski altındadır'' dedi.

Tatar, 17-21 Ekim 2005 tarihleri arasında da Karaburun Yarımadası'nın güneyinde Sığacık Körfezi'nde orta büyüklükte seri depremler meydana geldiğine işaret ederek, ''Bölgede benzer büyüklükte depremlerin olması olağan olup, halkımızın paniğe kapılmadan, bölgenin 1. derece deprem bölgesi olduğu gerçeğini de unutmadan daha güvenli alanlarda bulunmaları ve hazırlıklı olmaları önem taşımaktadır. Ege Bölgesi'nin üzerindeki tüm aktif faylar boyunca büyüklüğü 5 ve üzerinde olan depremler her zaman beklenebilir'' diye konuştu.'


'İzmir'de bundan daha büyükleri de olacak'

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Atilla Uluğ, İzmir il merkezinde 300 yıldır büyük deprem olmadığını söyledi. Depremin Türkiye'nin bir gerçeği olduğunu vurgulayan Uluğ, bu sabah saatlerinde meydana gelen iki sarsıntının da bu kapsamda normal olduğunu ifade etti.

İzmir'de en son büyük depremin 10 Temmuz 1680 tarihinde olduğunu ve 25 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirten Prof. Dr. Uluğ, "Ayvalık, Dikili veya Sakız'daki depremler de şehri etkilemiş ama asıl depreme bence yaklaşmışız. İzmir'de bundan daha büyükleri de olacak. Geçmişte olmuş, birçok diri fay var. İzmir depreme hazır mı? Bir kere ülkemiz hazır değil. Depreme hazır olmak, ceset torbaları hazırlamak değildir, şehri hazırlamaktır." dedi.

Son dönemlerde şehir yenileme ve depremle ilgili çıkarılmak istenen kanunlarınolumlu ama uygulamada neredeyse imkansız bulduğunu vurgulayan Atilla Uluğ, "Seferihisar ve Balçova ilçelerinde binalar, İnşaat Mühendisleri Odası tarafından pilot bölge olarak kontrol edilecek. Diyelim ki 100 bin tane binanın yenilenmesi lazım, bunların yasası hazır mı? Bina çürük dendi, kim yeniden yapacak? Finanmanı nasıl sağlanacak? Kamuya ait okul, hastane ve benzeri diğer kurumların durumu ise fecaat." şeklinde konuştu.