Spor

Efsanelerden derbi yorumu

09 Kasım 2008 02:00


Kadıköy'de galibiyet gören son G.Saray kadrosu... Tarih: 22 Aralık 1999



Fenerbahçe mi, Galatasaray mı? 2008'in bu son buluşmasında bu akşam gözler Kadıköy'de olacak... Fenerbahçe kazanıp geleneği korumak ve moral bulmak istiyor... Galatasaray ise bu kez Saraçoğlu'ndan galibiyetle ayrılarak şeytanın bacağını kırmak istiyor...






Fenerbahçe, sahasında bu akşam saat 19:00'da ezeli rakibi Galatasaray’ı ağırlıyor… 2008 yılının bu son buluşmasında iki takımın da ligdeki inişli çıkışlı grafikleri, özellikle ev sahibi konumundaki sarı lacivertlilerin puan sıralamasında oldukça geriye düşmüş olması, derbinin önemini onlar açısından daha da önemli kılıyor. Sarı kırmızılı cephede ise şöyle bir hava var, Fenerbahçe’yi sahasında yenmek için ‘muhteşem bir fırsat!’ 

Fenerbahçe bu sezon, geçen son 4-5 yıllık performansı da düşünüldüğünde, inanılmaz bir düşüş içinde ve ligde oynadığı 8 maçın sadece 3’ünü kazanabilmiş durumda… Kalesinden başlayarak, en uçtaki oyuncusuna kadar formsuzluğunun zirvesini yaşıyor. Onlar için en büyük avantaj maçın Kadıköy’de oynanacak olması…

Galatasaray ise sezona müthiş transferle başladı ve hücum futboluna yatkın oyuncularla, geleneksel hale dönüşen rakibi önde basma oyun planlarını daha da geliştirdiler.. Şu ana kadar ligin en fazla topa sahip olan takımı olmaları, en çok golü atan takım olmaları da bunun göstergesi…

Kewell, Baros, Lincoln ve Arda iyi bir hücum hattı, ayrıca savunmada oynayan Meira ve Servet de oldukça formda. Kalede ise Buffon’un gölgesinde kalmış olsa da, şu an dünyanın sayılı kalecilerinden biri olarak gösterilen İtalyan Sanctis var. Onları en çok zorlayacak olan ise Fenerbahçe’nin en büyük artısı olarak gösterdiğimiz Kadıköy…

Derbinin dünyanın sayılı derbilerinden biri olduğunu biliyoruz. Bu tip maçlarla ilgili önceden bir tahminde bulunmak oldukça zor ama şu an için hem kadro yapısı hem de sahadaki performansları göz önüne alındığında, belki de uzunca bir süreden sonra ilk kez Kadıköy’de Galatasaray ismi öne çıkıyor…

Fenerbahçe’nin, evinde kaybetmesi hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı anlamına da geliyor bir yerde ve bu büyük bir stres… Galatasaray içinse, rakibini böylesine bir durumda yenememenin yaratacağı baskı; “bu halde de yenemiyorsak, bir daha yenemeyiz”

Son yıllarda eşine az rastlanır cinsten bir derbi olacak! her şeyden önemlisi bu tip maçlarda sonuç ne olursa olsun, bunun bir oyun olduğu bilincinden uzaklaşmamak gerekiyor. Fenerbahçe, Ali Sami Yen’e şampiyon olarak gittiğinde yaşanan atmosferi aklımıza getirirsek, bundan en büyük zararı yine Türk futbolunun gördüğünü de çok kolay bir şekilde hatırlayacağız… 












FENERBAHÇE NASIL OYNAMALI?

Sahasında oynayan takımlar, yer kürenin her yerinde avantajlı aslında. Çünkü size moral veren ve rakibin moralini bozan bir taraftar gücüne sahip oluyorsunuz. Özellikle bu maç Fenerbahçe-Galatasaray arasındaysa, ayrıca hissedersiniz bu gücü ve teknik direktörün son toplantıda vereceğinden çok daha fazlasını alırsınız yeşil sahada motivasyon adına..

Dolayısıyla maçın başından itibaren baskılı oynaması gerekecek. Ayrıca şiddetle kazanmaya ihtiyaç duyduğu bu dönemde bu daha da fazla hissedilecektir.

Orta sahada oyunun iki yönünü de yeterli düzeyde oynayabilen oyuncu sayısı az, hatta Emre’nin de sağlık durumu dikkate alındığında böyle bir oyuncu yok. Bu nedenle oyuncuların kendilerini daha fazla oyunda var etmeleri gerekiyor..

En büyük kozları, ileride Semih ve Güiza (bitiriciliklerini konuşturabilirlerse, orta alanda Selçuk (Bursaspor maçındaki gibi oynarsa) ve oynayabilirse Deivid, geride ise R.Carlos, Lugano ve Gökhan (geçen yılki performanslarına yaklaşırlarsa) maçın sonucunu kendi lehlerine çevirebilirler. 


GALATASARAY NASIL OYNAMALI?

Fenerbahçe ile dışarıda oynamak onlar için her zaman dezavantaj… Ama ileride oynayan oyuncularının form durumları düşünüldüğünde bu kez imkansızı başarmaya daha yakınlar. Özellikle rakibinin savunmada yaşadığı krizin üstüne giderek sonucu fazlasıyla elde edebilirler.

Baros gibi hızı dünyanın en hızlı oyuncuları sıralamasında yer alan bir futbolcuyla, Aghahowa’nın Saraçoğlu’nda yarattığı şoku yaşatabilirler. Ayrıca Roberto Carlos’un kanadına monte edilecek hızlı bir oyuncu, ilk akla gelen isim Sabri, geriye dönmekte zorlanan Brezilyalı’nın işini daha da zorlaştıracaktır.

Kewell ve Lincoln gibi duran top ustalarıyla, yan top zaafı yaşayan Fenerbahçe’ye Emre, Servet ve Meira gibi uzun oyuncular daha fazla sıkıntı yaşatabilir. Bir de Arda gibi muhteşem bir yetenekle skor yapmaları imkansız değil…

Sarı kırmızılı takım için en büyük handikap, kontrollü oynamak zorunda kaldıkları dakikada başlıyor. Sürekli bir atraksiyon istiyor kadro ve biraz durulduğunda bu hücum hattı geride sıkıntı yaşıyorlar. Kalelerinde her maç gol görmeleri de bunun sonucu aslında..

Ve onlar da savunmada araya atılan toplara çözüm bulmalılar… Güiza gibi bir yıldızın bu tip açıkları 90 dakika boyunca kollayacağını unutmadan…