Hürriyet yazarı Fikret Bila, Eski Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral'ın "Bülent Ecevit bize Fetullah’ın cumhurbaşkanlığını dayatacaktı" iddiasına ilişkin olarak, "Bu iddia inandırıcılıktan çok uzaktır. Rahmetli Bülent Ecevit’e, 'İnsaf' dedirtecek derecede yapılmış bir haksızlıktır" dedi. "Kendisi için değişiklik teklifini kabul etmeyen Ecevit’in, 'İlkokul mezunu Gülen için anayasa değişikliği yaptırıp, onu cumhurbaşkanı adayı göstereceğine' inanmak mümkün mü?" diye soran Bila, "Bülent Ecevit’in cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda nabız yokladığı dört isim vardı: Süleyman Demirel, İsmail Cem, Mehmet Haberal, Ahmet Necdet Sezer" ifadesini kullandı.
Bila'nın Hürriyet'te "Ecevit'in cumhurbaşkanı adayı Gülen miydi?" başlığıyla yayımlanan (12 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Eski Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ilginç bir iddiada bulundu.
Meclis’te 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak kurulan Araştırma Komisyonu’na bilgi verirken, yıllar önce, Fetullah Gülen hareketiyle ilgili olarak hazırladığı raporu gündeme getirdi. Bu rapor konusunda dönemin Genelkurmay Plan Prensipler Daire Başkanı Korgeneral Reşat Turgut’un kendisine, “Eğer o rapor elimizde olmasaydı Ecevit bize Fetullah’ın cumhurbaşkanlığını dayatacaktı” dediğini aktardı.
Saral itiraz ederek Turgut Paşa’ya, “Paşam bu nasıl söz, adam ilkokul mezunu bile değil, Ecevit bunu nasıl teklif edecekti cumhurbaşkanlığına” diye sorduğunu, Paşa’nın da “Onlar kolay halledilecek işler” yanıtını verdiğini de söyledi.
İnsaf
Cevdet Saral deneyimli ve başarılı bir emniyet müdürüydü. Yardımcısı Osman Ak’la beraber Fetullah Gülen’in Emniyet ve devlet içindeki örgütlenmeleriyle ilgili hazırladıkları rapor bir ilkti ve çok önemliydi. Bu rapor nedeniyle kendisi de yardımcısı da haksızlığa uğradılar, soruşturma geçirdiler ve yargılandılar. Görevden ayrılmalarında da etkisi oldu. Bu ayrı bir konu.
Ancak Turgut Paşa’nın -17 yıl önce- Cevdet Saral’a, onun da Araştırma Komisyonu’na aktardığı bu iddia inandırıcılıktan çok uzaktır. Rahmetli Bülent Ecevit’e, “İnsaf” dedirtecek derecede yapılmış bir haksızlıktır.
Kendisi için yapmadı
Saral’ın aktardığı Turgut Paşa’yla diyaloğundan anlıyoruz ki, Gülen’in ilkokul mezunu olarak cumhurbaşkanlığına aday olmasıyla ilgili engel ‘kolayca halledilecek’ bir işmiş. Bunun anlamı, Gülen için anayasanın kolayca değiştirilmesidir.
Peki Ecevit, böyle bir değişiklik girişiminde bulunur muydu?
Bulunmazdı.
Çünkü, kendisi için aynı yönde yapılan öneriyi, tereddütsüz reddetmişti.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in görev süresinin bitimine yakın Ecevit’e, cumhurbaşkanı adayı olun önerisi getirildi. Ecevit, üniversite mezunu değildi. Buna karşın kendisine Cumhurbaşkanı Demirel ve parlamentodaki siyasi partiler tarafından, “Anayasa hükmünü bir defaya mahsus değiştiririz, aday olursunuz”önerisinde bulunuldu. Ecevit teşekkür edip, reddetti.
O tartışmaların sürdüğü günlerde ben de kendisine bu öneriyi sorup, yanıtını almış ve yazmıştım. Ecevit şöyle demişti:
“Benim koşullarım cumhurbaşkanı adayı olmaya uygun değil. Bunun için anayasa değişikliği yapılmasını kabul edemem. Ayrıca cumhurbaşkanı olmak gibi bir niyetim yok, hiç de olmadı.”
Ecevit, kendisi için anayasa değişikliği yapılmasını kabul edecek tıynette biri değildi.
Şimdi aynı Ecevit’in, “İlkokul mezunu Gülen için anayasa değişikliği yaptırıp, onu cumhurbaşkanı adayı göstereceğine” inanmak mümkün mü?
Reşat Turgut ve Cevdet Saral inandılar mı, bilmiyorum ama ben ve benim gibi Ecevit’i tanıyan, yakından izlemiş olanların inanması mümkün değil.
Eecevit'in adayları
Bülent Ecevit’in cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda nabız yokladığı dört isim vardı: Süleyman Demirel, İsmail Cem, Mehmet Haberal, Ahmet Necdet Sezer.
Ecevit, Demirel’in bir dönem daha cumhurbaşkanı olmasını istiyordu. Ülke koşullarının bunu gerektirdiğine inanıyordu. Bu amaçla ‘5+5’ formülünü gündeme getirdi. Demirel’in 5 yıl daha cumhurbaşkanı olmasını yeğliyordu. Ancak, formülü Meclis’ten geçiremedi.
İsmail Cem, Dışişleri Bakanı olarak ulusal ve uluslararası saygınlığa sahip bir isimdi. Ancak koalisyon koşullarında partili bir aday olarak diğer partilerden destek alması gerekiyordu. Böyle bir hava olmadığını gördüğü için aday göstermedi. (Cem’i kendisinden sonra DSP genel başkanlığı için de düşünmüştü ama İsmail Cem’in Kemal Derviş’le birlikte, kendisine karşı muhalefet hareketine yönelmesiyle, bu düşüncesinden de vazgeçti.)
Mehmet Haberal’ı da saygın bir bilim adamı ve partili olmayan bir isim olduğu için aday olarak düşündü. Bu isim hakkında da diğer partilerden yeterli desteği bulamadı.
Ve sonuçta, 1973’te de konumu düşünüp önerdiği gibi Anayasa Mahkemesi Başkanı formülünü devreye soktu. Ecevit, yüksek yargı başkan ve üyelerinin hem hukuk bilgileri hem de tarafsız konumları nedeniyle cumhurbaşkanlığını hakkaniyetle yapacaklarına inanırdı. Bu nedenle dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer formülünü gündeme getirdi ve diğer partilerin de mutabakatıyla aday gösterdi. Sezer cumhurbaşkanı seçildi.
Fetullah Gülen’in cumhurbaşkanlığı adaylığını bırakan ‘dayatmayı’ aklının ucundan bile geçirdiğini sanmıyorum.