Gündem

'MİT'teki kayıt çözümlerinde kısmi başarı sağlanmış'

'Düşen uçağımızın kara kutusu yokmuş. Ama kayıt sistemi varmış. Denizin tuzlu suyunda biraz zarar görmüş'

14 Eylül 2012 16:16

Abdülkadir Selvi
(Yeni Şafak, 14 Eylül 2012)

 

MİT'in çözdüğü konuşmalar neler?

 

Bir günde iki ülkeye yetişmek durumunda kalınca, Azerbaycan'dan başlayan izlenimlere Ukrayna'da nokta koymak söz konusu olabiliyor.

Ya da Gebele'de sabah otelin merdivenlerinden aşağıya inince Aliyev çiftiyle karşılaştığınız gibi Ukrayna'da resepsiyon da işlem yaptırırken, telli duvaklı bir gelin ve damatla karşılaşabiliyorsunuz.

Yağmur peşimizi bırakmadı Azerbaycan'da. Karadeniz'e yakın Gebele ve tarihi kent Şeki'yi yer yer yağışlı bir havada gezdik. Bize çok uzak coğrafyalar gibi gözüküyor ama bizim Karadeniz şehirlerini andıran bir havası var. Denizi olmayan Rize ya daha içerideki Artvin gibi.

Şehitliklerimiz var. Azerbaycan'ı Rus işgalinden kurtaran Nuri Paşa'nın destansı kahramanlıklara imza atmış, Kafkas İslam Ordusu'ndaki ecdatlarımız onlar.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile geldiğimizde Genci şehrine geçip, Nuri Paşa'nın karargahını ziyaret etmiştik. Bir bahçenin ortasında mütevazı bir evde Kafkaslarda istiklal ruhunu yaşatmış Nuri paşa. Mekanı cennet olsun.

Cumhurbaşkanı Gül'le geldiğimizde Bakü- Gence eksenli bir proğram izlemiştik. Çalışma ziyaretleri olmazsa, Azerbaycan'a en az 2 gün ayırıyor devlet adamlarımız. O zaman Beşiktaş'ın Liverpool'la maçı vardı. O gece Bakü sokaklarında Beşiktaş rüzgarı kendini hissettiriyordu. Ancak takımımız 8-0 yenilince gazeteler, "Beşiktaş rüsvay oldu" manşetiyle çıkmıştı.

Başbakan Erdoğan'ın iki günlük Azerbaycan ziyaretinin her adımında Cumhurbaşkanı Aliyev kendisine eşlik etti.

Özellikle Emine hanımla Mihriban hanımın diyalogları dikkatimi çekti. Başbakan anlattı. Haydar Aliyev döneminde İlhan-Mihriban Aliyev çifti uzun süre Türkiye'de oturmuş. Başbakan o sırada İstanbul büyükşehir belediye başkanıymış ve Aliyev çiftiyle o dönemler de görüşürlermiş.

Mihriban hanıma TRT'nin sevilen dizisi, "Seksenler'i hediye etmiş Emine hanım. 80'lerin anlatıldığı dizi için, "mutlaka izle" diye tembih etmeyi de ihmal etmemiş.

Tarihi Seki şehrinde Aliyev çifti konuklarına Han sarayını gezdirdi. Nakış nakış işlenmiş bir saray. Emine hanım tüm detaylarla ilgilendi, ayrıntılı sorular sordu.

4 gündür Başbakan'la birlikteyiz ama ancak ikinci gün bir araya gelebildik. Uçakta yanımıza geldi Başbakan. Azeriler bol ikramlarda bulundular. Öyle olunca bir ara sohbet yemeklere geldi. Başbakan, "tatlı yediniz mi?" diye sordu. "Tatlı bize yetişmedi" deyince, "tamam onu da biz ikram edelim" dedi. Hesabı Türkiye'ye bırakmadı. Az sonra Başbakan'ın gönderdiği baklavalar geldi.

Azerbaycan'a her geldiğimizde vize konusu açılır. Bu kez de basın toplantısında Anadolu Ajansı'nın başarılı muhabiri Hasan Öymez bu konuyu sordu. Aliyev'in cevabı bizi tatmin etmedi ama Başbakan, "İlerleme var. Bakın işadamları, gazeteciler ve sanatçıların olduğu bir grup için kaldırılacağını açıkladılar. İnşallah devamı da gelecek" dedi. Hem Aliyevlerin yakın ilgisi hem de bakanların ikili görüşmelerden aktardıkları, bu gezinin ekonomik boyutu iyi geçmiş.

Başbakan Erdoğan'la kapsamlı soru-cevabımızı Ukrayna'da yapabildik. 45 dakika olarak sınırlandırmıştık ama nerede. Başbakanlık basın Müşaviri Lütfullah Göktaş birkaç kez hatırlatmak zorunda kalmasa biz en az birkaç saat bırakmazdık Başbakan'ı. Soracağımız konu çoktu, Başbakan'da onca yorgunluğa rağmen her sorumuza ayrıntılı yanıt verdi.

1.5 saati aşkın konuştuk.

Başbakan'ın açıklamalarını haber sayfalarımızda okuyacaksınız ama ben dikkatimi çeken birkaç noktayı paylaşmak istiyorum.

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel konusunda çok hassas Başbakan.

Haksız da değil. Bizim medya ve muhalefet, demokrasiye bağlı paşayı sevmiyor. Darbeci paşayı görünce de esas duruşa geçmek istiyor. Çünkü bu kimilerinin ticari sistemi kimilerinin gazetecilik alanı olmuş.

Başbakan'da Necdet Paşa'ya yönelik hücumların arkasında bir zihniyetin yattığı kanaatte. Ama bu sadece Başbakan'da değil. Gezi boyunca konuştum her bakandan benzer değerlendirmeler dinledim.

Başbakan'ın ikinci hassasiyet noktası Kılıçdaroğlu ve BDP'liler. Bazen öyle oluyor ki, siz farklı bir şeyi sorsanız da Başbakan sözü bir yerde Kılıçdaroğlu'na getirip eleştirmeye başlıyor. BDP'liler mi? Onlar konusunda çok sert buldum Başbakan'ı. Dokunulmazlıklarının kaldırılması kararını kafasında vermiş. "Onlar sine-i PKK'ya döner" dedi.

Afyon'daki patlama olayını da konuştuk. Açık yüreklilikle, "Veysel bey'in Hindistan Pakistan benzetmesi eksik, yanlış olabilir" dedi. Vali'nin yaptığı işin ise hem yanlış olduğunu hem de Necdet paşayı zor durumda bıraktığını söyledi.

Peki bombalar?

El bombalarının patladığını söyledi. Hemen, Hitler döneminde Almanya'dan ithal edilen bombalar olup olmadığını sorduk. 2'si MKE, biri Alman yapımıymış ama, "O kadar eski değil. Yeni " dedi.

Suriye'de düşürülen uçağımızı da sorduk. Onu ayrıca Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'la da konuştum.

Düşen uçağımızın kara kutusu yokmuş. Ama kayıt sistemi varmış. Denizin tuzlu suyunda biraz zarar görmüş. Adli Tıp laboratuvarlarında analizi yapılmış. Ama MİT'te daha ileri teknoloji varmış. MİT laboratuvarında da incelenmiş. Ama kayıt cihazı dışındaki parçalar Hava Kuvvetleri'nin Eskişehir'deki laboratuvarlarında inceleniyor.

Ama bir ayrıntı vereyim. MİT'teki çözümlerde kısmi bir başarı sağlanmış. Bazı konuşmalar kurtarılmış. Olaya ışık tutacak çapta mı? Orasını Eskişehir'deki inceleme ortaya koyacak.