Her yılın ağustos ayında gerçekleştirilen YAŞ (Yüksek Askeri Şura) toplantısı öncesinde gündeme getirilen “Kemalist darbe” iddiaları Ankara’yı hareketlendirdi. Ergenekon sürecinde tutuklanan CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, Kemalist darbe iddialarını değerlendirdi. Çiçek, bu tartışma ile YAŞ öncesi Kemalist askerlerinin önünün kesilmeye çalışıldığını ve darbe korkutması ile OHAL’e zemin oluşturulduğunu belirtti. Çiçek, "Yandaş medyanın yazarlarını önemsemiyorum. Sadece algı operasyonlarının kalemleri bunlar" dedi.
YAŞ öncesi yandaşlar hazırlıkta
Birgün gazetesinden Burcu Cansu'nun haberine göre YAŞ toplantısı öncesinde Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve kuvvet komutanlıklarında hazırlıklar başlarken başta Rasim Ozan Kütahyalı olmak üzere çok sayıda yandaş yazar da bu sürece ‘kilitlendi.’ Yandaşlar, “Gülen Cemaati’ne bağlı askerlerin üst rütbelerden alınsa da alt kademelerde göreve devam ettiğini, Kemalist askerlerle ortaklaşarak bir darbe hazırlığı içinde olduğunu” yazdı. Ayrıca kaleme alınan yazılarda Kemalist askerlerin “uygun” zamanı kolladığını savunan iddialara da yer verildi.
Çiçek: Algı operasyonu
CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek’ebu iddialara ilişkin AKP iktidarının kalemşorlarının iktidarın istediklerini yazdığını söyledi. Bu yazıların amacının açık olduğunu kaydeden Dursun Çiçek, şunları kaydetti:
“OHAL için hukuki bir zemin yaratmaya çalışıyorlar. Darbe tehdidi ile OHAL’in devam etmesini, OHAL baskısı altında da adaletsizliğin, hukukluğun devam etmesi isteniyor.
Bütün bu iddiaların YAŞ öncesi gündeme gelmesinin sebebi ise, Ergenekon ve Balyoz mağduru askerlerin terfisini engellemek ve Kemalist askerler üzerinde şüphe yaratmak.
İmam hatipli ya da iktidar gibi düşünen bir ordu, polis, yargı yaratmak için bilinçli olarak baskı ortamı yayılıyor. Burada yüzde 90 art niyet var.
Yandaş medyanın yazarlarını önemsemiyorum, bunların alt yapısı yok. Sadece algı operasyonlarının kalemleri bunlar. İktidar tarafından ‘hâlâ tehdit altındayız, darbe ortamı sürüyor’ algısı bu kalemşorlar tarafından yaygınlaştırılıyor. Ergenekon ve Balyoz’da da aynı şey yapılmıştı. Amaçları muhalefeti susturmak, baskıyı sürdürmek. Kendi fikirlerinde olmayanlar için ‘bunların kafasında darbe var bunları ordudan atalım, terfi ettirmeyelim’ algısı hem askeri camiada hem de kamuoyunda yaratılıyor.”
