Dünya

Dünyanın en akıllı ülkesi Çin mi?

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (Pisa) sorumlusu Andreas Schleicher: Çinli öğrenciler sorumluluklarını üstleniyor başarımın sahibi benim diyorlar

10 Mayıs 2012 12:55

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'ne (OECD) bağlı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (Pisa) sorumlusu Andreas Schleicher, hiç yayımlanmayan test sonuçlarında Çin'in 'dikkat çekici' başarısıyla öne çıktığını söylüyor. Pisa'ya göre Çin, uluslararası sınavlarda 'büyük başarı' gösteriyor

OECD, her üç senede bir öğrencilerin okuma, matematik ve bilim konusundaki yeteneklerini ölçmek için Pisa testleri yapıyor.
 

Uluslararası saygınlığı olan Pisa testlerinin 2009 yılı sonuçları, Çin'in birçok Batı ülkesinden daha iyi bir eğitim sistemine sahip olduğunu gösteriyor.


'Olağanüstü bir direnç var'


Şangay, uluslararası eğitim sisteminin ilk sıralarında yer alsa da sonuçların Çin'in kırsal kesimlerini ne kadar yansıttığı konusunda soru işaretleri var.

Pisa yetkilisi Schleicher, Çin'in diğer bölgelerinde eğitim gören öğrencilerin de çok iyi bir performans sergilediğini belirtip ekliyor: "Kırsal kesimler ve yoksul bölgelerde bile çok dikkat çekici bir performans görüyorsunuz".

Schleicher, öğrencilerin zorlu geçmişlerine rağmen başarmak için büyük bir 'direnç' gösterdiğini ve zengin ile yoksul arasında 'yüksek seviyede eşitlik' olduğunu vurguluyor.

Schleicher, test sonuçlarını şu sözlerle yorumluyor: "Şangay'ın istisnai bir durumu var. Sonuçlar tahminime yakın çıktı. Beni asıl şaşırtan fakir bölgelerdeki sonuçların çok başarılı çıkması. Direnç seviyeleri olağanüstü. Eğitimin değişim ve başarının anahtarı olduğu fikri Çin'de iyice yer edinmiş".


'Geleceğe yatırım yapılıyor'


Testler, fakir, orta sınıf ve zenginlerin yaşadığı dokuz farklı bölgede yapıldı.Çin hükümeti, sonuçların yayımlanması için OECD'ye henüz onay vermedi.

Schleicher'e göre sonuçlar Çin toplumunun bireysel ve toplu olarak eğitime ne kadar çok yatırım yaptığını gösteriyor.

Çin'in fakir bölgesini yakın zamanda ziyaret eden Schleicher, en etkileyici binaların okul binaları olduğunu ifade ederken, Batı'da okul binalarının daha çok alışveriş merkezlerini anımsattığını dile getiriyor.

Schleicher, "Mevcut tüketim yerine daha çok geleceğe yatırım yapan bir toplum görüyorsunuz" yorumunu yapıyor.
 

Pisa testleri Çin'in farklı gelir seviyelerine sahip nüfusu olan dokuz farklı bölgesinde yapıldı.

Okulda başarının sırrının ne olduğu sorulduğunda tüm dünyadaki öğrenciler arasında belirgin kültür farklılıkları olması dikkat çekiyor.
 

Schleicher gözlemlediği bu kültür farkını şu sözlerle ifade ediyor:

"Kuzey Amerikalılar bunun yalnızca şans olduğunu söylüyor. 'Matematik konusunda yetenekli doğdum' veya bu konuya çok yeteneğim yok başka bir şey okuyacağım' gibi...
 

"Avrupa'da daha çok toplumsal miras olarak değerlendiriliyor. 'Babam musluk tamircisydi o zaman ben de musluk tamircisi olacağım' gibi... Çin'de ise her 10 çocuktan 9'u size şu cevabı veriyor: 'Bu benim yaptığım yatırıma çabaya bağlı. Çok çalışırsam başarırım."

Schleicher Çinli öğrencilerin sorumlulukların bilincinde olduğunu vurgulayıp ekliyor: "Sorumluluklarını üstleniyorlar. Engelleri aşabiliyorlar ve sistemi suçlamak yerine 'Başarımın sahibi benim' diyorlar".


'Türkiye ilerleme kaydediyor'


Uluslararası eğitim alanında 'Dünya Kupası' gibi değerlendirilen Pisa testleri bu sene de 70 ülkede yapılacak.

OECD'nin Paris merkezinde çalışan ve eğitimle ilgili yorumları uluslararası alanda dikkatle takip edilen Alman Schleincher, Brezilya, Türkiye ve Polonya'nın 'hızla ilerleme kaydeden' ülkeler olduğunu vurguluyor.

Test sonuçlarının en çok hüsrana uğrattığı ülke ise eğitim seviyesinin 'ortalama'da kaldığı Almanya.

Schleicher, test sonuçlarını en çok dikkate alan ülkenin de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olduğunu ve diğer ülkelerin sistemlerinden faydalandığıını söylüyor.

Testin amacının 'bahaneleri ortadan kaldırmak' olduğunu belirten Schleicher, "Halk eğitim sisteminin 25 senede ilerletilebileceğini savunuyor ancak Polonya ve Singaput çok kısa bir sürede fark edilir bir değişim yakaladı" diyor.

Schleicher, 'yoksulluğun da kader' olmadığını vurgulayıp bunun Güney Kore ve Singapur'daki ekonomi seviyesine bakarak anlaşılabileceğini' ifade ediyor.
 

Schleicher, gelişmekte olan ülkelerin zengin İskandinav ülkeleri ile kıyaslanmasının adil olmadığına yönelik eleştirilerilere de "Adil olmayabilir ama yararlı" cevabını veriyor.