Birçok ülke krizdeki banka ve şirketleri kurtarma paketlerinden sonra ekonomiyi canlandıracak ikinci paketleri açıkladı. Reel ekonomisi daha kötü etkilenen Türkiye ise hâlâ ne yapacağına karar veremedi.
Dünyayı sarsan küresel krize karşı tüm ülkelerde birbiri ardına paketler açıklanırken Türkiye'de özellikle eylül ayından itibaren etkisi şiddetle hissedilen krize karşı henüz önlem alınmadı. Tüm makroekonomik veriler krizin Türkiye'yi sarstığını gösterirken hükümet henüz IMF ile bile anlaşma yapmadı.
Dünyada ilk açıklanan paketler özellikle şirketler ve finans sektörleri üzerinde etkili olurken bugünlerde açıklanmaya başlayan ikinci paketlerde çalışanlar ve tüketicileri krizin etkisinden uzaklaştırılması hedefleniyor. İş dünyası en az 30 milyar dolarlık kurtarma paketi beklentisi içindeyken hükümet üyeleri "mucize" beklenmemesini istiyor. Eylülün ikinci yarısından itibaren hissedilmeye başlayan krizin etkisiyle ekim ayı kayıp olarak geçilirken kasım ayında da kötüleşme devam etti.
İlk çeyrekte yüzde 6,6'lık artışla sürpriz yapan büyüme daha krizin ağırlaştırılmış etkisi Türkiye'ye uğramadan ikinci çeyrekte yüzde 1,9 artış gösterebildi. Analistlere göre üçüncü çeyrekte Türkiye'de küçülme bekleniyor. Önlem alınmazsa dördüncü çeyrek büyüme rakamlarının da eksi çıkması durumunda Türkiye resesyon tehlikesiyle karşı karşıya gelebilecek.
Büyümenin lokomotifi sanayi üretiminde eylül rakamları tehlikenin büyüklüğünü gösterdi. Yüzde 5,5'lik küçülme yaşanan sanayi üretiminde kapasite kullanım oranı ise ekim ayında yüzde 76,7'ye geriledi. Reel sektördeki büyük kan kaybı sektörleri de etkisi altına aldı. Türkiye'nin en büyük sektörlerinden otomotivde pazar kaybı ekimde yüzde 39,2'ye ulaştı. Tekstil sektöründe ise eylülde üretimini yüzde 20'ye varan daralma yaşandı.
Otomotivde daralan pazar üretime de yansıdı. Tofaş, Renault, Ford, Hyundai Türkiye fabrikalarında üretime ara verildi. Ekim ve kasım ayları boyunca işçiler ücretsiz izne gönderildi, fabrikalarda işten çıkarmalar başladı. Öyle ki Çalşıma Bakanı Faruk Çelik bir otomotiv devinin üretime ara verilen dönemler için 4 bin çalışanının maaşları ödenmesi için İŞKUR'a başvurduğunu açıkladı. Üretimdeki aralar özellikle ekim ve kasım ayı sanayi üretiminin de daha büyük oranlarda küçülme yaşanacağının habercisi oldu.
En önemli makroekonomik göstergelerden enflasyon ise durdurulamadı. Yüzde 12 seviyesine doğru ilerleyen enflasyon tüketimdeki daralmaya rağmen artmaya devam etti. Enflasyondaki yükselişe elektrik ve doğalgaz zamlarının etkisi büyük oldu.
Türkiye'nin göz bebeği ihracat rakamları ise ekimde ilk kez yüzleri güldürmedi. 2008 boyunca her ayı ihracat rekorlarıyla kapatan ihracatçılar ekim ayında ihracatta gerilemeyle karşı karşıya geldi. İhracatçıları en çok Avrupa pazarındaki daralma etkiledi ve aylık ihracat 2007'ye oranla ekimde yüzde 1,87 düştü.
Kepenk kapatan işyerleri oranı ekimde patladı. 2007 yılına göre kasım ayında kapanan işyeri oranı yüzde 40 arttı. Kurulan şirket sayısı ise yüzde 7,3 azaldı.
Makroekonomik verilerdeki bozulma reel sektörün güvenini de zedeledi. Reel sektör güveni kasım ayında ekime göre 14.6 puan gerileyerek 54.6 seviyesinde gerçekleşti. Tüketici güveni de hesaplanmaya başladığı 2003 yılından bu yana en kötü seviyesini gördü ve 74.24'e indi. İşsizlikte ise henüz ağustos rakamlarından bile patlama yaşanacağını ortaya çıktı. Yüzde 9,8'e çıkan işsizlik oranında eylül, ekim ve kasım aylarında çok daha yüksek oranlar yaşanması bekleniyor.
Uluslararası kurumların raporlarına da Türkiye beklentilerindeki kötüleşme yansıdı. Dış finansman ihtiyacının önemine dikkat çeken kurumlar arasında gelen OECD Türkiye'de 2009 yılı için büyüme beklentisini yüzde 1,9'a kadar düşürdü.
Temel veriler Türkiye'de daha kötü:
ABD Euro Bölgesi Türkiye
İşsizlik (%) 7,3 8,6 10,50
Büyüme (%) -0,5 -0,2 (açıklanmadı)
Enflasyon 3,7 3,2 11,99
Otomobilde
daralma - -14,5 -39,2
Tüketici güven
endeksi 44,9 80,4 74,24
Reel kesim
güven endeksi - -0,91 -21
Üretim (%) -2,8 -6 -5,5
Dünya önce zordaki bankalarını kurtardı, şimdi ekonomiyi canlandırıyor Kürsel kredi krizinin patlak vermesi sonrasında öncelikle zor durumdaki bankalarını kurtarmaya yönelik paketleri devreye sokan ülkeler, şimdi de ekonomilerini canlandırmak için yeni teşvik paketleri duyuruyor. Türkiye'de ise hâlâ ne yapılacağına ilişkin kesin bir açıklama yok.
Dünyayı etkisi altına alan küresel kredi krizi karşısında önce finans kuruluşlarını batmaktan kurtarmak amacıyla yüzlerce milyar dolarlık kurtarma paketleri hazırlayan ülkeler, şimdi de resesyon tehlikesine karşı harakete geçti. Hükümetler ekonomiyi canlandırmak amacıyla koordineli faiz indirimlerinin yanı sıra vergi indirimleri ve harcamaların artırılmasını kapsayan milyarlarca dolarlık teşvik paketlerini birbiri ardına açıklamaya başladı. Hatta ABD, İngiltere ve Fransa gibi dev ekonomiler ikinci tur paketlere start verdi.
Ancak, küresel krizin derinleşmesinin önlenmesine yönelik çabalar kapsamında 15 Kasım'da ABD'nin başkenti Washington'da yapılan G-20 zirvesine katılmakla gururlanan Türkiye'de ise her geçen gün artan kriz işaretlerine rağmen, henüz bu konuda atılan somut bir açıklama yapılmadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta sonundaki Hindistan gezisinde ilk kez duyurduğu krize yönelik önlem paketinin içeriği sır gibi saklanıyor. Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan, Erdoğan'ın "Bizzat ben açıklayacağım" dediği paketten mucize beklenmemesini istedi.
Barroso 200 milyar Euro’luk paket önerdi Dünyanın önde gelen ekonomilerinin birbiri ardına açıkladıkları dev ekonomik önlem paketlerine son halka dün AB'den geldi. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso Avrupa Birliği (AB) genelini kapsayacak 200 milyar Euro büyüklüğünde bir mali teşvik paketi önerdi. Bu rakam, 27 üyeli AB'nin gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 1,5'ine eşdeğer bir büyüklüğü temsil ediyor. Daha önce yapılan açıklamalarda bu paketin 130 milyar Euro civarında olacağı belirtilmişti.
Paketin 170 milyar Euro’su üye devletlerce karşılanırken kalan 30 milyar Euro’su AB bütçesiyle Avrupa Yatırım Bankası'ndan gelecek. AB devlet ve hükümet başkanlarınca 11-12 Aralık'taki zirvede onaylanması beklenen paket, kısa vadede kamu harcamaları yoluyla ekonominin canlandırılmasını ve otomotiv, çevreci teknolojiler ve altyapı gibi kilit sektörlere yatırımla orta vadede AB'nin rekabet ve ihracat gücünü artırılmasını hedefliyor.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, hazırladıkları ekonomiyi teşvik paketiyle "olağanüstü krize olağanüstü cevap ürettiklerini" belirterek "büyük, önemli, stratejik ve sürdürülebilir bir adım attıklarını" söyledi.
Ekonomik teşvik paketi kapsamında AB ortak bütçesinden enerji ağları bağlantıları ve geniş bant internet için 5, yapısal ve sosyal fonlar için 6.3 ve daha çevreci otomobil üretiminin teşviki için 5 milyar euro destek öngörülürken Avrupa Yatırım Bankası'nın 2009 ve 2010 yıllarında AB üyelerine kredileri 15 milyar euro artırması isteniyor.
ABD'den 800 milyar dolarlık destek planı
ABD'li yatırım bankası Lehman Brothers'ın eylül ortasında iflas açıklaması yapması sonrasında küresel kredi krizi etkisini artırmış ve piyasalar sert inişlerle çalkalanırken, ekonomilerde yavaşlama ve resesyon tehlikesi de belirgin bir hâl almaya başlamıştı. Bu ortamda ABD yönetimi 21 Eylül'de Kongre'den 700 milyar dolarlık kurtarma paketi için yetki isteyerek krizle mücadelede yeni bir dönem başlattı. Temsilciler Meclisi'nin 3 Ekim'de onay vermesinin ardından zor durumdaki birçok finans kuruluşunun kurtarılması kapsamında yüzlerce milyar dolarlık harcama daha yapıldı. Yalnızca Citigroup'un kurtarılması için toplamda 346 milyar dolarlık kaynak ayıran hükümet, önceki gün de 800 milyar dolarlık bir yaşam destek planı açıkladı. Bu rakamın 600 milyar dolarlık kısmı krizin kaynağı olan mortgage alanında, 200 milyar dolarlık kısmı ise tüketici kredileri alanında kullanılacak. Obama'nın üzerinde çalıştı ve ekonomiyi sıçratacağını söylediği ancak büyüklüğü hakkında bilgi vermediği yeni ekonomiyi canlandırma paketinin ise altyapı yatırımlarına odaklanacağı belirtiliyor. Kimi uzmanlar, ABD'nin krizle ilgili son 1 yılda aldığı önlemlerin toplam büyüklüğünün 8 trilyon doları aştığını belirtiyor.
Brown krizde oy oranını artırdı Kurtarma paketlerinin Avrupa'daki öncüsü ise İngiltere oldu. Başbakan Gordon Brown, birbirlerine kredi vermemeye başlayan bankalar arasındaki güven ortamının yeniden oluşturulması için toplamı 500 milyar sterlini bulan kurtarma paketini geçen ay devreye soktu. Bunun yanında resesyona giren ekonomiyi canlandırmak amacıyla da pazartesi günü yeni bir önlem paketi açıklandı. Bu kapsamda KDV oranı yüzde 17,5'den, AB'nin izin verdiği en düşük düzey olan yüzde 15'e çekilecek. Maliye Bakanı Alistair Darling, küçük işletmeleri, düşük gelirlileri ve hane halkını desteklemek amacıyla yapılacak vergi indirim paketinin toplam hacminin 16 milyar sterlin (30 milyar dolar) olacağını kaydetti. Açıklanan pakete göre devletin borçlanması gelecek mali yıl içerisinde 118 milyar sterlini bulabilecek. Krizin etkisini en aza indirmek ve ekonomiyi canlandırmaya yönelik hamleleri Brown'a kamuoyu yoklamalarında puan da kazandırıyor.
Sarkozy de paketle geliyor
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy 13 Ekim'de yaptığı açıklamada hükümetin zor durumdaki bankalar arasındaki kredi alış verişinde 320 milyar Euro’ya kadar garanti vereceği, yine zor durumdaki bankaların sermaye artırımı için ise 40 milyar Euro ayıracağını duyurmuştu. Sarkozy'nin bugünlerde otomotiv ve yan sanayi ile inşaat sektörlerindeki durgunluğa son vermeyi amaçlayan yeni bir paketi açıklaması bekleniyor. Fransa Ekonomi Bakanı Christine Lagarde ekonomiyi canlandırmayı amçlayan yeni paketin 19 milyar euroluk büyüklüğe sahip olacağını söyledi. Bu rakam Fransa gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1'ine eşdeğer büyüklükte.
Almanya 500 milyar Euro’luk yardım paketini uygulamaya koyduAlmanya'da Başbakan Merkel ise başlangıçta hükümetlerin bankalara kurtarma amacıyla müdahalesini eleştirmişti ancak kriz ülkesine sıçrayınca o da aynı yola başvurdu. Alman meclisi Bundestag 16 Ekim'de ülkedeki bankaların kurtarılması amacıyla hükümetin kararlaştırdığı, 500 milyar Euro’luk yardım paketini kabul etti. Merkel şimdi de ekonomiyi canlandırma paketleri konusunda gönülsüz davranıyor. Dün yaptığı açıklamada AB'deki ortaklarını uyararak büyük çaplı canlandırma paketlerini uygulamaya koyma konusunda yarışa girmemelerini istedi.
Çin’den 586 milyar dolarlık paket Dünya genelinde diğer birçok ülke de kurtarma ve canlandırma paketleri konusunda çoktan harekete geçti. Bunlar arasında ekonomiyi canlandırmak amacıyla 586 milyar dolarlık paket açıklayan Çin dikkat çekiyor. Çin eyaletleri de yavaşlayan ekonominin canlandırılmasına katkıda bulunmak amacıyla 1.4 trilyon dolarlık harcama yapacak bu paranın büyük bölümü altyapı yatırımlarında kullanılacak. Rusya'nın finans kuruluşlarına yardım etmek ve ekonomiyi desteklemek amacıyla açıkladığı paketlerin toplamı da 200 milyar doları aştı. İrlanda da 400 milyar Euro’luk kurtarma paketiyle adından söz ettirdi.
Krizin faturası ABD'nin büyük projelerinin toplamından fazla Bianco araştırma kuruluşundan Jim Bianco'nun yaptığı araştırmaya göre ABD hükümetinin son krizde uygulamaya koyduğu kriz ve destek paketlerinin toplamı 4 trilyon 616 milyar doları buldu. Bu rakam, Amerikan tarihindeki büyük çaplı harcamaların toplamı olan 3.9 trilyon dolardan fazla.
ABD NEYE NE KADAR HARCADI
|
Maliyet |
Enflasyona uyarlanmış maliyet |
Marshall Planı: |
12.7 milyar dolar |
115.3 milyar dolar |
Lousiana alımı*: |
15 milyon dolar |
217 milyar dolar |
Aya gidiş: |
36.4 milyar dolar |
237 milyar dolar |
S&L krizi**: |
153 milyar dolar |
256 milyar dolar |
Kore Savaşı: |
54 milyar dolar |
454 milyar dolar |
New Deal***: |
32 milyar dolar |
500 milyar dolar |
Irak'ın işgali: |
511 milyar dolar |
597 milyar dolar |
Vietnam Savaşı: |
111 milyar dolar |
698 milyar dolar |
NASA: |
416.7 milyar dolar |
851.2 milyar dolar |
TOPLAM |
|
3.92 trilyon dolar |
* Mississippi Nehri havzasının batısındaki toprakların
1803'te ABD tarafından Fransa'dan satın alınması
** 80 ve 90'lardaki tasarruf ve kredi krizi
*** Roosevelt'in 1930-37 yılları arasında uyguladığı program