Dünya

Dubai tipi kalkınmanın sınırları zorlanıyor

Dubai tipi kalkınma programının sınırları, Müslüman yerliler ve buraya iş ya da tatil için gelen Batılı yabancılar arasındaki kültürel çatışmalar nedeniyle

24 Eylül 2008 03:00

Petrol geliri dışında neredeyse tamamen yabancı iş gücüne ve yabancı yatırımlara dayanan Dubai tipi kalkınma programının sınırları, Müslüman yerliler ve buraya iş ya da tatil için gelen Batılı yabancılar arasındaki kültürel çatışmalar nedeniyle zorlanıyor. 

Karşıtlıklar çok keskin. Güneşli plajlarda yatan bikinili yabancı kadınları, siyah çarşaflara ya da mantolara bürünmüş yerli kadınlar seyrediyor.


Son olarak sarhoş halde Dubai'nin güneşli plajlarında "sevişirken" yakalanan bir İngiliz çifti hakkında hapis istemiyle açılan dava, bu çatışmayı manşetlere taşıdı. Dava, kendini bir vergisiz kazanç ve turizm cenneti olarak göstermek isteyen Dubai'ye Batılı turistler ve yatırımcıların bakışını değiştirme potansiyeline sahip olmanın yanı sıra, Batılıların yaşam tarzı, bu muhafazakar ülkenin Müslüman halkının gelenek ve kurallarıyla ilgili sabrının sınırlarını zorluyor.

Kalkınma modeli yeniden değerlendirilmeli

BAE vatandaşı siyasi yorumcu Abdülhalik Abdullah, durumu, "İster vatandaş, ister yabancı olsun, bu ülkede yaşayan herkes, kendi ülkesinde azınlık olup alışkanlıkları, dili ve dini üzerinde böyle bir baskı hissetmenin ne kadar zor olduğunu görebilir" sözleriyle özetliyor.

Abdullah, son gelişmelerle ilgili olarak, "Şimdi bu konuda samimi olarak konuşma noktasına geldik. Biz kimliğimiz ve bu kimliğin bütün oluşturucu ögelerinin tehdit altında olduğunu düşünüyoruz. Bütün büyüme, kalkınma modelinin temellerinin, demografik ihtiyaçlarımıza uygun hale getirilmesi için yeniden değerlendirilmesi gerekiyor" diyor.

Nüfusun yüzde 90'ı yabancı

"Dubai tipi kalkınma" neredeyse tamamen petrol gelirlerine ve yabancı iş gücüne dayandığı için, ülke nüfusunda yabancıların oranı yüzde 90.

Nüfusun en büyük bölümü, asıl olarak fabrika ve mağazalarda işçi, memur ve evlerde temizlikçi ve bakıcı olarak çalışan Hindistan alt kıtasından gelen yabancılardan oluşuyor. Batılılar ise genellikle yönetici, iş adamı, yatırımcı ve eğitim sektörlerinde yoğunlaşıyor.

Ama nüfus sorunu o kadar hassas ve kritik ki, BAE hükümeti asla nüfus sayımı sonuçlarında insanların ülkelerine göre dökümlerini yayımlamıyor. BAE'yi oluşturan 7 emirlikten biri olan Dubai'nin yerli nüfusu, yani vatandaşlarının sayısı sadece 80 bin kadar.

Yerli ve yabancı seyrek karşılaşıyor

Yabancılar ülkede 3 yıllık, sürekli yenilenen vizelerle çalışıyor ve vatandaşlık kazanma ihtimalleri sıfıra yakın. Birçok Batılı, serbest bölgelerde çalışıyor ve yeni kurulmuş mahallelerde oturuyor, yerel halkla çok seyrek karşılaşıyor.

Dubai üzerine iki kitap yazan Durham Üniversitesi öğretim üyelerinden Christopher Davidson, "Ülkedeki birçok Batılı tamamen güvenlik içinde olduğunu düşünüyor. Batılı davranışlar artık norm haline geldi, ama bu normlar yerli halkın kültürüne uymuyor. Her ne kadar yerli halkın nüfusu azsa da siyasi olarak belirleyici olan onlar" diyor.

Farklılıklar

Karşıtlıklar çok keskin. Güneşli plajlarda yatan bikinili yabancı kadınları, siyah çarşaflara ya da mantolara bürünmüş yerli kadınlar seyrediyor.

Vatandaşların tamamı bedava konut, eğitim ve sağlık hizmeti hakkına sahip. Uzmanlar, bu hakların ülkeyi yöneten petrol zengini hanedanların siyasi iktidar tekeli karşılığında vatandaşlara verilmiş bir taviz olduğunu belirtiyor. BAE'de sınırlı yetkilere sahip danışma konseyi için, kendisi de sınırlı olan ilk seçim 2006'da yapıldı.

Müslümana içki yasak, yabancıya serbest

Turizm ve vergisiz yatırım cenneti Dubai'de Müslümanların içki içmesi yasakken, yabancılar kendilerine verilen lisanslarla özel mağazalardan içki satın alabiliyor. Ayrıca hafta sonlarında her türlü alkollü içkiyi serbestçe satan plajlardaki barlar ve açık hava kulüpleri tıklım tıklım doluyor.

Son BM raporlarına göre, Körfez emirliklerinde Ecstasy gibi sentetik uyuşturucuların kullanımı da artıyor.

Dubai, İran gibi, daha katı ve kısıtlayıcı kurallara sahip bölgedeki komşu Müslüman ülkelerin halkı için de cazibe merkezi olabiliyor. İranlıların bir kısmı Dubai'de milyarlarca dolarlık yatırım yaparken, İran'da sık sık Dubai'ye fuhuş için gönüllü ya da zorla genç kızları götüren şebekelere yönelik operasyon haberleri yayımlanıyor.

Yasaları bilmemek mazeret değil

Tutuklanan İngiliz çifti, tatil olan cuma günleri Dubai'deki lüks otellerde düzenlenen şampanya partilerinden birinde tanışmış. 7 Ekimde yapılacak duruşmada hapis cezaları almaları bekleniyor.

İngiliz çiftin avukatı Hasan Mattar'a göre, sorun insanların Dubai yasalarını bilmemelerinden kaynaklanıyor. Mattar, "Burası bir İslam ülkesi, sorun yasalardan değil, insanlardan kaynaklanıyor" diyor.

Ama bu tür davalar BAE dışında ne kadar çok manşetlere çıkarsa, BAE'nin ekonomi ve nüfusunu güçlendirme çabalarına ilişkin endişeler o kadar artıyor.

Plajda seks, işinden de etti

Plajda seks yapmakla suçlanan İngiliz erkeğin Dubai'ye iş kurmak için geldiği ve tutuklanınca bundan vazgeçtiği belirtiliyor.

Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi'ne göre Dubai'nin en hızlı büyüyen ve emirlik ekonomisinin bu yılki bütçesinin yüzde 20'den fazlasını karşılaması beklenen turizm sektörünün de bu tür davalardan olumsuz yönde etkilenmesi bekleniyor.

Davidson, Batılıların duygularını, "Bu tür davalar Dubai ekonomisine büyük zarar veriyor. Bu davalar insanların 'Eğer öpüştüğüm için tutuklanacaksam neden güneşlenmek ve tatil için Dubai'ye gideyim. Florida'ya giderim' demelerine neden oluyor. Çok sayıda alternatif var" diye tarif ediyor.

Yerliler kendini yabancı gibi hissediyor

Kendilerini ülkelerinde yabancı gibi hissetmeye başlayan yerli halk ise Dubai'nin kurallarının gevşetilmemesini istiyor ve polisin zaten en ağır ihlaller dışında bütün kural ve yasa ihlallerine göz yumduğunu savunuyor.

Adının açıklanmasını istemeyen bir Dubaili kadın, yasalar Batılılara uygun olsun diye değiştirilirse, kendisinin özgürlüğünü kaybedeceğinisavunuyor.

Kendi kızlarının Dubai'deki otel ve büyük alışveriş merkezlerine gitmesini yasakladığını belirten kadın, "Yasaları öğrenmek buraya gelenlere düşer. Eğer burada bütün dünyadan insanları kendisine çeken bir açık ticaret sistemi varsa, kendilerinin niye özgür olmadığını sormak adil değil. Dünyanın neresine gidersen git, oranın kurallarına uyarsın" diyor.