DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, "solu bölüyor" eleştirileriyle ilgili, "Aksakal, sol seçmene solcu bir aday çıkardığında bas bas bağırıyorlar. Vay efendim 'oyları bölüyor.' Neyinizi bölüyorum, hepiniz ülkücüsünüz zaten. Ankara'nın sol seçmenine 'En iyi ülkücü benim' diye yarış yapan 2 adamı çıkarıyorsunuz. Bu sol seçmene yapılmış zulümdür" dedi.
CHP kesimi tarafından DSP'ye yönelik eleştirilere tepki gösteren Önder Aksakal, 12 Eylül'den sonra tüm siyasi partilerin kapatıldığını ve darbecilerin izin verdiği çerçevede bir yeni siyasi yaşam başladığını söyledi
Aksakal, kapanan siyasi partilerin açılmasına yönelik bir yasa çıkarıldıktan sonra DSP'nin kurulduğunu kaydederek, Bülent Ecevit'in 12 Eylül öncesinde CHP'nin son genel başkanı ve yine CHP'nin sahip olduğu son başbakan olduğunu ifade etti.
Aksakal, "O tarihten bu yana CHP'nin hiçbir başbakanı olmadı. Ecevit, kendi deyimiyle CHP'nin hastalıklı yapısının başka bir partiye sirayet etmemesi için yeni bir parti kurdu, adına da 'Demokratik Sol Parti' dedi. DSP, CHP'nin içinden çıkmış bir parti değil, kendi özgün programıyla, kendi özgün yapısıyla yepyeni bir parti olarak 33 yıl önce kuruldu. 1999 seçimleri dahil 3 kez devleti yönetti. DSP'ye yönelik haksız eleştiriler yapılmakta. Oyları bölme iddiaları da bir algı operasyonu" dedi.
Seçmenin her seçimde aynı partiye oy vermediğini, ilk oy verdiği parti vaatlerini yerine getirmediği taktirde bir sonraki seçimde başka bir partiye oy verdiğini belirten Aksakal, demokrasilerde bu durumun normal olduğunu ifade etti. Seçmene kararından dolayı saygı gösterilmesi gerektiğine işaret eden Aksakal, "'Hak, hukuk, adalet arıyorum' diye Ankara'dan İstanbul'a kadar yürümekle bunlar yerine gelmiyor. Normal yaşamında da bunları hayata geçirebilmek gerekiyor" diye konuştu.
"DSP nereden çıktı, 24 Haziran seçimlerine sokulmamıştı, şimdi niye sokuluyor?" gibi söylemlerle karşılaştıklarını ifade eden Aksakal, bunu söyleyecek en son partinin CHP olduğunu ifade etti.
Aksakal, demokrasiye inandığını iddia eden CHP'nin, DSP'nin 24 Haziran seçimlerine neden girmediğini araştırması gerekirken, bunun mücadelesini bile vermediğini savundu. Aksakal, CHP'nin istikamet olarak kendisiyle hiç benzeşmeyen siyasi yapıların ödünç milletvekili ile seçime girmesini sağlayan bir parti haline geldiğini vurguladı.
DSP'nin halkın özgün yapısının içerisinde olan insanlarla el ele yeniden iktidara yürüdüğünü söyleyen Aksakal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"DSP Saray'ın projesi, AKP tarafından destekleniyor' gibi iddialar ortaya atılıyor, zinhar reddediyorum bunu. Türkiye'de siyasette AKP'nin karşısındaki en inançlı, en kararlı muhalefet partisi DSP'dir. Keşke onlar da bizim kadar dirayetli ve kalın, keskin çizgilerle muhalefet yapabilselerdi de Türkiye bu hale gelmeseydi. Ayakta durabilmelerini sağlayacak ittifak projelerine muhtaç olmasalardı. DSP olarak herhangi bir ittifak içine girmedik, halkın ittifakı dediğimiz hadise işte bu."
Aksakal, genel seçim sonrası alınan sonuçlarda memnun olmayan genel başkanların, ittifak ettikleri diğer partinin genel başkanı ile kavga ettiğine, ancak yerel seçim gelince tekrar kol kola girdiklerine dikkati çekerek, "Genel seçimlerden çıktılar, Sayın Akşener, ilk verdiği demeçte, 'CHP ile ittifak yapmamız bize çok zarar verdi' dedi. Bedavadan milletvekili sahibi olup, seçime girdiler, grup kurdular. Genel seçimde ittifak kurarak çok büyük zarar gördüğünüzü açıkladınız, şimdi yerel seçimlerde ne oldu da yine ittifaka girdiniz. Toplum bunları sorguluyor" değerlendirmesinde bulundu.