Ekonomi

Dr. Mahfi Eğilmez: Yeni Ekonomi Programı'nda belirlenen hedefler ne kadar tutarlı?

Dört gözle beklenen 2019 - 2021 yıllarını kapsayan Yeni Ekonomi Programı açıklandı

21 Eylül 2018 10:47

Başta finans piyasaları olmak üzere piyasalar tarafından dört gözle beklenen 2019 - 2021 yıllarını kapsayan Yeni Ekonomi Programı (YEP) açıklandı.

2020 ve 2021 yılları uzak tahminler olduğu için aşağıdaki tabloda 2018 gerçekleşme tahmini ile 2019 tahmini yer alıyor.

YEP (2019 - 2021) 2017 Kesin 2018 Tahmin 2019 Tahmin
GSYH (Milyar TL) 3.107 3.741 4.450
GSYH (Milyar USD) 851 763 795
Nüfus (Yıl ortası, bin kişi) 80.313 81.339 82.377
Kişi Başına Gelir (USD) 10.602 9.385 9.647
Enflasyon (TÜFE, Yılsonu) (%) 11,9 20,8 15,9
USD/TL Ortalama Kuru 3,65 4,90 5,59
USD/TL Yılsonu Kuru 3,78 6,03 5,16
Yurtiçi Tasarruflar/GSYH (%) 25,4 25,9 25,3
Yatırım / GSYH (%) 31,0 30,5 28,5
GSYH Büyümesi (%) 7,4 3,8 2,3
İstihdam Oranı (%) 47,1 47,2 47,2
İşsizlik Oranı (%) 10,9 11,3 12,1
Bütçe Dengesi / GSYH (%) -1,5 -1,9 -1,8
Faiz Dışı Denge / GSYH (%) 0,3 0,1 0,8
İhracat (Fob) (Milyar USD) 157,0 170,0 182,0
İthalat (Cif) (Milyar USD) 233,8 236,0 244,0
Dış Ticaret Dengesi/GSYH (%) -9,0 -8,7 -7,8
Cari Denge/GSYH (%) -5,6 -4,7 -3,3

 

Büyüme oranının içsel tutarlığı

GSYH büyümesinin 2017 yılındaki yüzde 7,4'lük yüksek düzeyden 2018 yılında yüzde 3,8'e ve 2019 yılında da yüzde 2,3'e düşeceği tahmin ediliyor.

2018 yılının ilk yarısı yüzde 6,3 ortalamayla gerçekleştiğine ve yıllık ortalama yüzde 3,8 olarak tahmin edildiğine göre yılın ikinci yarısında büyümenin yaklaşık olarak yüzde 1,3 olması bekleniyor demektir.

İçinde bulunduğumuz üçüncü çeyrekte sanayi büyümesine bakıldığında büyümenin yüzde 3'den düşük çıkmayacağı tahmin ediliyor.

Bu durumda ikinci yarının yüzde 1,3 büyüme ortalamasına gelmesi için son çeyrek büyümesinin kabaca yüzde -0,4 olması yani küçülme ortaya çıkması gerekiyor.

Burada bir tutarsızlık yok. Buna karşılık cari açığın ve bütçe açığının azalmaya devam ettiği 2019 yılında büyümenin nasıl olup da yeniden yüzde 2,3 pozitif ortalamaya ulaşacağı meselesinde tutarlılık görünmüyor.

Dolar / TL kuru ve ihracat ile tutarlılığı

Bu programlarda kur tahmini yer almıyor. TL olarak açıklanan GSYH ve Dolar olarak açıklanan GSYH'den hareketle kurları hesapladığımızda 2018 yılsonu Dolar kurunu 6,02, 2019 yılsonu Dolar kurunu da 5,16 olarak hesaplıyoruz.

2018 yılında ihracat, 2017 yılına göre 13 milyar Dolar, 2019 yılında ise 2018 yılına göre 12 milyar Dolar artıyor. Kurları ihracat verileriyle karşılaştırdığımızda bu iki veri arasında 2018 yılında bir tutarlılık görüyoruz. Çünkü 2017 yılı sonunda 3,78 olan USD/TL kuru 2018 sonunda 6,02 olarak tahmin edilmiş ve artan kurların ihracatın da artmasına yol açacağı tahmin edilmiş bulunuyor.

Buna karşılık 2019 yılına geldiğimizde karşımıza bir tutarsızlık çıkıyor. Çünkü 2019 yılına girerken 6,02 olan USD/TL kuru yılsonunda 5,16'ya düşüyor. Bir başka deyişle bu tahmine göre TL 2019 yılında ciddi biçimde değerleniyor. Bu durumda ihracatın önceki yıla göre 12 milyar Dolar artması tutarlı değil.

Enflasyon oranı

YEP'de 2018 yılı sonunda yüzde 20,8'e yükseleceği tahmin edilen enflasyon oranının 2019'da yüzde 15,9'a düşeceği tahmin ediliyor. 2018 yılı tahmini gerçekçi bir tahmin.

Buna karşılık 2019'daki hedefin tutup tutmaması Dolar kurunun tahmin edildiği gibi 2019 yılı sonunda 5,16 gibi iddialı bir düzeye inip inmeyeceğine bağlı. Tahmin kendi içinde tutarlı görünse de kur tahminin tutarlılığının tartışmalı olduğunu dikkate alırsak işler karışıyor.

İşsizlik oranı

Büyüme oranının iki yıllık bir dönem sonunda yüzde 7,4'den yüzde 2,3'e ineceğini dikkate alırsak işsizlik oranının yüzde 12,1'den daha yukarılara çıkması beklenmeli.

Eğer 2019 yılının bir bölümü eksi büyüme ile giderse işsizlik oranı daha da artabilir.

Bütçe

Programa göre 2019 yılı bütçesinde toplam 59,9 milyar TL harcama tasarrufu öngörülüyor.

Programda ihalesi yapılmamış ve ihalesi yapılmış ancak başlanmamış projelerin askıya alınacağı belirtiliyor. Bu tür tasarruf önlemlerinin uygulanması, açıklanması kadar kolay değildir.

Üstelik yerel yönetim seçimlerinin 2019 yılında yapılacağı dikkate alındığında bu düzenlemeler uygulanabilir düzenlemeler gibi görünmüyor. Bu açıdan bakıldığında 2019 yılı bütçe açığının tahmin edilenin oldukça üzerinde gerçekleşmesi olasılığı yüksektir.

2023 hedeflerinin neresindeyiz?

Hükümet, 2012 yılı sonunda Cumhuriyetin 100'üncü yılı olan 2023 yılı için bazı ekonomik hedefler açıklamıştı. Açıklanan YEP, 2023 hedeflerinden iki yıl önceye kadar olan tahminleri gösteriyor.

Gösterge 2012 2021 (YEP) 2023
GSYH (Milyar USD) 877 926 2.000
Kişi Başı Gelir (USD) 11.588 10.973 20.000
İhracat (Milyar USD) 162 204 500

 

2021 yılında YEP'de öngörülen bu üç hedefe ulaşılsa bile 2023 için öngörülen hedeflerin yarısına ulaşamamış durumda olacağız.

Kişi başına gelirde 2021 yılında YEP hedefine ulaşılsa bile 2023 yılı hedefine yaklaşmak bir yana 2012 yılı düzeyini yakalayamamış durumda olacağız.

Bankaların yapılandırılması meselesi

Programda bankalar konusunda şöyle bir ifade yer almaktadır:

"Bankaların güncel mali yapılarını ve aktif kalitelerini tespit etmek için mali bünye değerlendirme çalışmaları yapılacaktır. Bu çalışmaların sonuçlarına göre gerektiğinde bankacılık sektörünün mali yapısını güçlendirecek ve böylece reel sektörün uygun maliyetlerle krediye erişimini ve mevcut kredilerinin yeniden yapılandırılmasını temin edecek, dünya örneklerine ve ülkemizin geçmiş tecrübelerine dayanan kapsamlı bir politika seti devreye sokulacaktır."

Programın piyasalar tarafından heyecanla beklenen yönü buydu.

Bu konu programda bu şekilde değinilerek geçildi.

Önümüzdeki dönemde bu çerçevede kapsamlı bir düzenleme yapılması ve hayata geçirilmesi bekleniyor.

Değerlendirme

Bu tür programlar genellikle bazı istatistiksel ve sözel hedefler açıklar.

Bu hedefleri başlangıçta içsel ve genel tutarlılık açısından değerlendirmek ancak istatistiksel veriler üzerinden yapılabilir. Sözel hedefleri uygulama dönemi sırasında ve dönem sonunda değerlendirmek daha anlamlı olur.

Piyasa tahminlerini yansıttığı için ilk bakışta cesur görünen tahminlerin bazı alanlarda önemli tutarsızlıklar taşımasının yanında yapısal reformlara bir takvim çerçevesinde yer vermemiş olması programın ciddi eksikliklerinden birisi olarak ortaya çıkıyor.