Gündem

'Dolmabahçe Camisi'ndeki görüntülerin bazıları kabul edilemez'

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Gezi Parkı olaylarında eylemcilerin girdiği Dolmabahçe Camisi'ndeki kayıtlarda 'bir Müslüman'ın kabul edemeyeceği' görüntüler olduğunu söyledi

24 Temmuz 2013 14:32

Ankara Büyükşehir Belediyesi Gençlik Parkı Sosyal Tesisleri'nde verilen iftarda gazetecilerle bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Görmez, Gezi Parkı olaylarında Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'ne giren eylemcilere ilişkin bir soru üzerine, amaçlarının herhangi bir şeyi örtmek ya da kapatmak olmadığını, sadece yaşanan olayda suçlama ile suiniyetin birbirine karıştığını ve böylece tavır almanın güçleştiğini ifade etti.

Daha önce "rengi, dini, ırkı, hatta işlediği suç ne olursa olsun Allah'ın evine, mabede sığınan her insan bize Allah'ın emanetidir" dediğini anımsatan Görmez, şöyle konuştu:

 

‘Orada herkes güvende’

 

“Kabe için Cenabı Hakkın kullandığı bir ifade vardır, 'Oraya giren, güvendedir'. Kabe'nin şubeleri olan camilere de herhangi bir insan zor bir zamanında sığındığı zaman biz onu güvende kabul ederiz. Ama bizim itiraz ettiğimiz, kabul etmediğimiz şu oldu; çok önceden, olaylar başlamadan içinde şiddeti barındıran bir hareket, o hareketi yapacak olan insanlar, bir camiyi önceden bir karargah olarak, üs olarak, lojistik mekan olarak belirleyip, önceden çuvallarla eşyalarını oraya taşıyıp hazırlık yapmışlarsa bunu kabul edemeyeceğimizi açıkça ifade ettik. Bu iki hususu birbirinden ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz.”

 

‘Kabul edilemez davranışlar’

 

“İçeriye gelince, tekrar tartışma başlatmak istemem, 3 günlük kamera kayıtlarımız elimizdedir. İçeride her türlü, sadece yaralılar yok, sadece masum olarak oraya sığınanlar yok, herhangi bir Müslüman’ın kabul edemeyeceği davranışlar da var. Bunların bir kısmını biz doğrusu paylaşmayı dahi zait kabul ettik. Gönül ister ki böyle bir şey hiç olmasaydı, bunun üzerinden de bir cami üzerinden böyle bir tartışma hiç yaşanmasıydı. Ama bu iki hususu daima birbirinden ayırdık, ayırmaya devam ediyoruz"