Ekonomi

İşte dolardaki türbülansın 3 nedeni

T24 Ekonomi Yazarı Barış Soydan, dolardaki yükselişi yorumladı

26 Ağustos 2019 11:12

ABD ile Çin arasında yaşanan 'ticaret savaşının' taraflardan gelen yeni vergi açıklamalarıyla alevlenmesi sonucu Asya piyasaları yeni haftaya büyük hareketlilikle başladı. Çin para birimi Yuan, Dolar karşısında 2008'den bu yana en düşük seviyesine gerilerken; dolar/TL'de de ani ve büyük değişiklikler yaşandı. Dolar/TL 6.39'un üzerine kadar çıkarken, kayıp yüzde 15'e vardı; kur daha sonra 5.80 seviyesinde duruldu. 

Dolar/TL'de bayram sonrasında başlayan yükseliş trendini ve haftanın ilk gününde yaşanan ani hareketi canlı yayında yorumlayan T24 Ekonomi Yazarı Barış Soydan, yaşananların uluslararası ve yerel sebeplerini değerlendirdi.

İşte Soydan'ın "Bu sebepler varlıklarını koruduğu sürece dolarda bir düşüş gerçekleşmez" sözleriyle özetlediği, kurdaki ani değişikliğin 3 sebebi: 

1) Küresel gelişmeler

Uzun süredir bir gümrük vergisi restleşmesi yaşanıyordu, hafta sonu yeniden bir tırmanma yaşandı çünkü Çin haftanın son günü ABD’den ithal edilen 75 milyar dolarlık ürüne ekstra vergi koyacağını açıkladı. Bunun üzerine (ABD Başkanı Donald) Trump da 550 milyar dolarlık ithalata misilleme olarak vergi bindirdi, bununla da yetinmedi Çin’de yatırım yapan Amerikan firmalarının bu ülkeyi terk etmesini isteyeceğini söyledi. Böyle olunca ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı bir anda hızlandı ve bu da dünya piyasalarını tedirgin etti."

2) Türkiye: Bütçe dengesindeki bozulma devam ediyor, para politikası gevşiyor

Türkiye krizde ama bütçe dengesi buna rağmen bozulmaya devam ediyor. Harcamalar artıyor, vergi gelirleri azalıyor. Temmuz ayında Merkez Bankası’nın yedek akçesi Hazine’ye aktarılmasıyla (Kârı Ocak ayında aktarılmıştı zaten) bütçe Temmuz ayında fazla verdi ama bütçe gerçekleşmelerinin detaylarına bakıldığında herkes işin kötü gittiğini, vergi gelirlerinde azalma ve harcamalarda ise beklenenin üzerinde artış olduğunu gördü.

"Maliye politikası gevşemiş olmasına rağmen para politikasında da herhangi bir sıkılaşma görülmüyor, para politikası da gevşiyor. Merkez Bankası, Temmuz ayının sonunda 450 baz puanlık bir faiz indirimi gerçekleştirdi; bu, birçok gözlemciye göre hayli yüksek bir indirimdi ve üstelik eylül ayında MB’nin faiz indirimlerini sürdürmesi bekleniyor. MB’nin bu yıl sonuna kadar 800-900 baz puanlık indirime gitmesi bekleniyor, bu da para politikasını gevşetici bir önlem. Para politikasındaki gevşeme maliye politikasındaki gevşemeyle, yani harcamalardaki artışla bir araya gelince piyasalarda büyük bir tedirginlik, endişeye yol açıyor.

"Yaşanan bir diğer önemli gelişme de MB'nin zorunlu karşılık kararı oldu. MB, zorunlu karşılık kararıyla bankaları daha fazla kredi vermeye zorladı ve bu arada çok kredi veren bankaların zorunlu karşılıklarını azaltarak piyasaya yaklaşık 22 milyar TL daha fazla para bıraktı. Yani, piyasadaki parayı bollaştırdı, gevşetti. MB aslında faiz indirimiyle yapmaya çalıştığı para politikasını geliştirici adımları, stratejiyi bu son zorunlu karşılık adımıyla desteklemiş oldu ama bu politika piyasadaki yatırımcıları geriyor, endişelendiriyor."

3) Türkiye ve çevre ülkelerdeki siyasi gelişmeler

"Türkiye’de ve çevremizde her şey süt liman olsaydı, o zaman belki de tüm bunlara rağmen dün akşam yaşanan kriz yaşanmayabilirdi. Ama her şey bir araya gelince patlayıcı bir kimyaya bürünüyor ve Türkiye ne yazık ki Danimarka, İsveç, Norveç değil ve çevremizde ne yazık ki monoton, her şeyin normal aktığı ülkeler yok. Maalesef Suriye var, Irak var, S-400 krizimiz var… S-400 krizi aslında çözülmedi, derin dondurucuya kaldırıldı; ABD Kongresi her an derin dondurucudan bu krizi çıkarıp Türkiye’ye yaptırımlar uygulayabilir, Suriye saatli bir bombaya benzeniyor, Menbiç ve İdlib’de inanılmaz gelişmeler yaşanıyor. Bunlar her an patlamaya hazır siyasi kriz noktaları; bunlar da piyasa oyuncularını irisiyle ufağıyla, Türküyle Amerikalısıyla Japonuyla geliyor, endişeye sevk ediyor."