Piyasalar geçen haftaki sert hareketlerin ardından yeni haftaya da dalgalı başladı. Cuma günü yenin 90.87 ile dolar karşısında son 13 yılın en düşüğüne inmesinin ardından, G7’nin Japonya’yı yenin değerlenmesi konusunda uyarması ve Japon şirketlerinden gelen olumsuz haberler krizde yeni etabın Asya olduğu yönünde değerlendirmelere neden oluyor. Güney Kore Merkez Bankası’nın rekor faiz indirimi de dahil olmak üzere aldığı tedbirlerin global resesyon endişelerini gidermeye yetmemesiyle borsalarda sert düşüşler yaşandı.
Tokyo Borsası’nın temel göstergesi Nikkei Endeksi, cuma gününe göre, yüzde 6.36 azalarak 7 bin 162 puan oldu. Böylece, borsa son 26 yılın en düşük seviyesine geriledi. Hong Kong’da Hang Seng Endeksi’de yüzde 12.70’lik kayıp oldu. Hong Kong’da merkez bankası olarak görev yapan mali otorite, likiditeyi artırmak için piyasalara daha fazla para enjekte etti.
Yılmaz: IMF'nin parasına ihtiyaç yok
İMKB 24 binin altına indi Asya borsalarındaki sert kayıplar sonrasında İMKB de yeni haftaya düşüşle başladı. İMKB Ulusal 100 Endeksi ilk seansta 626 puanlık düşüşle 23 bin 549 puana indi. Hisse senetlerinin değer kaybı yüzde 2.6 olarak gerçekleşti.
Avrupa borsalarında yüzde 5’in üzerinde kayıplar var. Gelişmekte olan Avrupa ülkelerinden Macaristan’da yüzde 10’u aşan düşüş gözlenirken, Rus Borsası’nda bugün de işlem yapılmıyor. ABD vadeli hisse senedi piyasalarında yüzde 3’e yakın düşüş yaşanıyor.
A Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Murat Salar, alınan tüm önlemlere rağmen dışarıda sıkıntının devam ettiğini, düzenleyici kurumların üzerinde düşeni ciddi anlamda yerine getirdiğini söyledi.
Yapılanlara karşın, şu anda finans sisteminin global anlamda tam olarak işlemediğine dikkati çeken Salar, “Bu durum bizlerin, piyasa oyuncularının çok gördüğü bir şey değil. O nedenle buradaki tıkanma hangi boyuta taşınır, risk daha fazla devam eder mi? Bunu tahmin etmek çok zor. Zaten tehlikeyi büyüten en önemli gelişme de bu. Nereye gideceğini tahmin edemiyoruz” şeklinde konuştu.
“İçeride hep kötü olasılıklara karşı kriz yönetimi yapmak, rezerv bulundurmak gerekiyor. Artık A veya B planı değil alfabenin tüm harflerine göre bir plan tutmak gerekiyor. En temel sorun dövizde satış tarafında likidite eksikliğinin olması. Yerli yatırımcı sattı, bu satış fiyatlarda bir miktar dengeleme yaptı. Bu noktada düzenleyici kuruluşların devreye girmesi gerekir. Durum şu an için çok kaotik görünmeyebilir ama daha yansımaları olacak. Merkez Bankası rezervlerinin piyasası desteklemesi gerekiyor. Akla gelen ilk seçenek IMF olarak gözüküyor. Bu seçeneği göz ardı etmemek gerekiyor. Ancak burada Türkiye’nin çıkarlarını da korumak gerekiyor.”
Yabancıların ne zaman alışa geçeceklerinin tahmin edilemediğini belirten Salar, “Yabancılar gerçekten alıcı gelseydi daha fazla satarlardı. Borsaya yerli taraftan alış gelmedi. Yabancının tekrar gelişi vakit alacak. İlk etapta Türkiye bir seçenek olmayacak gibi görünüyor. Bunlara hazırlıklı olmak gerekiyor. Kriz yönetimi iyi yapılması gereken bir süreçte. IMF bir stepne olabilir” şeklinde konuştu.
Dolar 1,70’in altında Para piyasalarındaki hareketlilik de devam ediyor. Dolar, yatırımcıların global resesyon kaygılarıyla riskli varlıklardan kaçışıyla önemli para birimlerinden oluşan sepet karşısında son iki yılın en yüksek değerine seyrediyor. Euro/dolar paritesi iki yılın yeni rekoru olan 1,2464 seviyesinden işlem gördü.
Bankalararası piyasada dolar yeni haftaya 1,70’in üzerinde başladı. 1,7180 YTL’ye kadar yükselen dolar daha sonra 1,70’in altına geriledi. Bankalararası piyasanın cuma günü spot kapanışında en iyi dolar alış ve satış kotasyonları 1,68 YTL olmuştu.
Bir bankanın döviz masası işlemcisi, “Dışarıda olumsuz hava devam ediyor. Hedge fonlardaki çıkışlar kaygı yaratmaya devam ediyor. Fon kaynaklı çıkışlar devam ettikçe YTL’den çıkış da sürecektir. Dolar/YTL kuru bugün dış kaynaklı satışlarla, geçen hafta gördüğü en yüksek seviye olan 1.74’leri zorlayabilir. Öte yandan yine dış kaynaklı gelebilecek olumlu haberlerle her şeyin bir anda tersine dönebileceğini de hesaba katmak gerekir” dedi.
Faiz 4 yılın zirvesinde
Tahvil/bono piyasasında 23 Haziran 2010 vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 25 seviyesini aştı. Gösterge tahvilde işlem bazında bileşik faiz en son Aralık 2004’te bu gördüğü yüzde 25.01 seviyesine yükseldi.
Bono piyasasında yaşanan yükselişin dış piyasalardaki satış baskısının neden olduğunu belirten bir bankanın tahvil/bono yetkilisi, “Dış piyasalardaki satış baskısı devam ettikçe ve IMF veya benzeri yeni önlemler açıklanmadıkça bonoda satış baskısı devam edebilir. İşlem hacmi çok düşük” dedi.
Gösterge tahvilde Cuma günü ortalama bileşik faiz spot kapanışta yüzde 23.76, valörlü kapanışta yüzde 24.39 oldu. Gösterge tahvilde tezgahüstü piyasada bu sabah bileşik faiz yüzde 24.55 olurken, ortalama bileşik faiz 1125 itibarıyla tüzde 24.81 seviyesindeydi.
Kriz otomotiv devlerini vurdu
ING Türkiye'de büyümeye kararlıRomanya ve Tayland borsaları geçici kapatıldı
Rusya'dan krizden çıkış önerileri