Kredi kuruluşları IMF ile anlaşma yapan Doğu Avrupa ülkelerinin bile notunu indirmeye başladı.
Referans gazetesinin haberine göre, iki hafta önce sanayi üretimlerinin de dip yaptığı Doğu Avrupa'dan kredi derecelendirme kuruluşlarının "notlarınız tehlikeye girebilir" imalarıyla başlayan yabancı kaçışı salı günü Ukrayna'dan Litvanya'ya kadar not indirimlerinin başlamasıyla hızlandı.
Kredi derecelendirme kuruluşu S&P önceki gün Ukrayna'nın kredi notunu Avrupa'nın en düşük seviyesine getirdi, cuma günü hükümetin istifa ettiği Letonya'nın tahvil notunu salı günü "junk" olarak nitelendirilen yatrıım yapılamaz düzeye düşürdü. Böylece Romanya ile birlikte Doğu Avrupa'da tahvillerine yatırım yapılamayacak düzeyde gösterilen ülke sayısı 2'ye çıkmış oldu.
S&P ayrıca Letonya'nın ağır borç yükünden kurtulmasının yıllar alacağını ve reel gelirlerin düşeceğini öngördü. Macaristan, Bulgaristan ve Romanya'yı da uyaran S&P bu ülkelerin ağır borç yüküne dikkat çekti ve onları "uzun ve sancılı bir düzeltme" beklendiğini belirtti. Üstelik S&P Litvanya ve Esyonya'nın da notlarını kısa bir süre içinde indirebilir. Moody's ve Fitch'den de benzer indirimler yolda görünüyor.
Ülkelerin iflas riskini gösteren CDS tahvillerinin spread farkları açıldıkça açıldı. Geçen cuma hükümetin istifa ettiği Letonya'da spread farkı neredeyse 1000 puana yaklaştı. Bu not indirimlerinin ardından "İkinci 1997 Asya Krizi"ni yaşayacağını iddia edilen Doğu Avrupa'da sinirler de yeniden gerilmiş durumda. Dikkat çekici nokta ise notu indirilen bölge ülkeleri arasında kriz karşısında IMF'den borç alanların ya da fonla halen görüşme halinde bulunanların yer alması.
Ukrayna da Macaristan da IMF ile anlaşma yapmıştı
Ancak geçen gün başlayan not indirimlerinin ardından IMF ile anlaşmaya varan Doğu Avrupa ekonomileri için de kredi derecelendirme şirketinin gözünde riskler azalmadığı ortaya çıkmış oldu. Çünkü salı günü notu düşürülen Ukrayna da, yüksek borç riski olduğu yönünde aynı gün S&P'den uyarı alan Macaristan da IMF ile yardım anlaşması yapmıştı.
IMF, Ukrayna ile 16,5 milyar dolarlık bir kreid anlaşmasına imza atmış, ancak Ukrayna mali reformlarla ilgi kriterleri karşılayamadığını için bu kez Rusya'dan 5 milyar dolar kredi almak için görüşmeler yapmaya başlamıştı. Macaristan ise IMF ile 15,7 milyar dolarlık bir kredi anlaşmasına imza atmıştı.
Üstelik krizle birlikte artan siyasi belirsizlikler ve toplumsal patlamalar karşısında IMF anlaşmasının da ne kadar "kurtarıcı" olacağı tartışma konusu. Ukrayna'da ekonomik kriz Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko ile Başbakan Yulia Timoşenko arasında tartışma sebebi oluyor. Bulgaristan'da kriz yüzünden bu yaz yapılacak seçimlerde yolsuzluk karşıtı popülist siyasi parti Gerb'e olan desteği artırıyor. Macaristan'da ise aşırı sağ eğilim tırmanıyor. Geçen ay yapılan yerel seçimlerde ülkenin aşırı sağ partisi oyların yüzde 8,5'ini aldı. Letonya'da ise hükümet IMF'nin dayattığı kemer sıkma politikaları nedeniyle geçen cuma istifa etmek zorunda kaldı. Fitch'e göre ise Letonya'da koalisyonun çöküşü bütçenin tutturulmasını geciktirebilir. Bu da IMF ile yapılan anlaşma gereği GSYİH'nin yüzde 5'ini geçmemesi gereke açığın iyileştirilmesini zorlaştırabilir. Bütçe kontrolünün sağlanamaması ise Letonya'ya uluslararası fonların girişini azaltır, bu da ülkenin para birimi üzerindeki baskıyı iyice artırabilir. Yani istikrar amacıyla IMF ile yapılan anlaşma, siyasal krizin atlatılamaması halinde Letonya'yı daha da zor duruma sokabilir.
Pazar günü Doğu Avrupa ekonomisi masaya yatacak
Türkiye de son dönemde IMF ile benzer bir yardım için görüşen gelişmekte olan piyasalar arasında. Bir çok uzman IMF ile anlaşmanın yabancıya güven vereceğini savunurken, kimi ekonomistler ise IMF ile olası bir anlaşmanın "kriz kalkanı" olarak görülmemesi gerektiğini düşünüyor.
Şimdi gözler bu pazar günü Doğu Avrupalı ekonomi kurmayları tarafından yapılacak olan bankacılık zirvesinde. AB'nin Brüksel zirvesi öncesinde gerçekleşecek olan bu toplantıda bankacılık sektörünün nasıl kurtarılacağı masaya yatırılacak. Brüksel'deki toplantıda ise IMF'nin Doğu Avrupa'ya daha fazla yardım aktarması gündeme gelecek. Son dönemde AB liderleri IMF'nin Doğu Avrupa için ayırdığı fonu ikiye katlaması ve 50 milyar dolara kadar çıkarması yönünde baskılarını artırmaya başladı. Ancak IMF'nin bu fonu büyütürken kriz ortamında gerekli finansmanı nereden sağlayacağı da tartışma konusu. Komünizmin çöküşü sonrası serbest piyasa ekonomisine hızlı bir şekilde adapte olan Doğu Avrupa'da 1989 sonrası zor zamanlar yaşanmıştı. 1990'ların sonuna gelindiğinde ise bölge ekonomileri serbest piyasaya katılımları ile toparlanmaya başlamış, özellikle batılı banka ve otomotiv üreticilerinin yatırımları ve batıya artan ihracatlar sayesinde hızlı bir büyüme sürecine girilmişti. 2003 civarında büyüme borçlanmanın giderek kolaylaştığı bir balona dönüşmeye başladı. Ucuza borçlanma perakende ve emlak sektörlerini şişirip hükümetler borçla şişen bu piyasalardaki tehlikeyi görmekte geç kalınca ise küresel kriz karşısında ani çöküşler başladı.