Gündem

Doğan cephesi iddialara cevap veriyor

Doğan Yayın Holding Mali İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı vergi cezasıhakkındaki iddiaları cevapladı.

09 Eylül 2009 03:00

Doğan Yayın Holding Mali İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı vergi cezasıhakkındaki iddiaları cevapladı.

Doğan Yayın Holding Mali İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı (CFO) Soner Gedik, Doğan TV Holding ve bu şirketin bazı iştirakleri için Gelirler Kontrolörleri tarafından hazırlanan 15 rapor sonucunda yazılan 3 milyar 755 milyon lira tutarındaki vergi ve cezasının haksız olduğunu, yeniden değerlendirilmesi için Maliye Bakanlığı’na başvuracaklarını söyledi.

Grubun 4 şirketine yazılan 3 milyar 755 milyonluk ceza konusunda değerlendirmelerde bulunan Gedik, raporların hatalı ve Gelirler Kontrolörlerinin subjektif görüşlerini yansıttığını söyledi.
Gedik şöyle dedi:

“Uygulamalar tamamen şirketlerimizin yeniden yapılanmasıyla ilgildir. Ne üçüncü kişilere hisse satışı, ne de karşılığında nakit cari hesap gibi ticari amacı veya sonucu olan işlemlerdir. Yasaya uygun hisse değişimi işlemi olup, sonucunda şirketlerin hiç birinde bir TL’lik satış gerçekleştirilmemiş, hiçbir şirketin masasına bu işlem nedeniyle bir TL’lik nakit girişi olmamıştır.
Tarafımıza sevk edilen raporlardaki konuların ilgili denetim elemanlarının subjektif ve kanuni dayanaklardan yoksun iddiaları olduğuna dair inancımız çerçevesinde Maliye Bakanlığı nezdinde bu raporların yeniden değerlendirilmesi ve düzeltilmesi için resmi olarak başvuruda bulunulacaktır. Hukukun, gelişen süreç içinde belirttiğimiz esaslar çerçevesinde işleyeceğine dair güven ve inancımız tamdır.”

Kontrolör kanun koydu


Yeniden yapılanma kapsamında yapılan hisse değişimlerinin haksız yere vergiye tabi tutulduğunu belirtirken Gedik, “Bu iç uygulamalarda şirketlerimiz arasında herhangi bir satış gerçekleşmemiş, kasalarına da tek kuruş nakit girişi olmamıştır” dedi. Yapılan işlemin ‘hisse değişimi’ olduğunu vurgulayan Gedik, ‘hisse değişimi’nden kaynaklanan kârların vergiye tabi olmayacağı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 20’nci maddesinde kesin olarak hüküm altına alındığına dikkat çekti. Gedik yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:

“Bu raporlarda şirketlerimizin yeniden yapılanmasının gerekli kıldığı hisse değişim işlemleriyle ilgili bazı haksız eleştiriler getirilmiş ve Türk Maliye tarihinde emsali görülmemiş tutarlarda vergi ve ceza kesilmesi uygulaması başlatılmıştır. Hemen başlangıçta belirtmemiz gerekir ki, bu işlemlerde yasaya hiçbir aykırılık bulunmadığı gibi, bu iç uygulamalar sonucunda şirketlerimiz arasında herhangi bir satış gerçekleşmemiş, kasalarına da tek kuruş nakit girişi olmamıştır.”

İddialar ve grubun yanıtları şöyle:


1. İddia:Hisse değişimi değil,satışıdır.

“Kurumlar Vergisi 19 ve 20’nci maddelerindeki hisse değişimi düzenlemesinin grup dışı şirketlerin yönetim ve hisse çoğunluğu elde edilecek şekilde devralınması halinde, ilgili şirketler Kanun’daki istisnadan yararlanabilecektir. Zaten yönetimi elinde bulundurulan şirketler arasındaki hisse değişimi işlemlerinde yönetimin değişmemiş olması nedeniyle Kanun’daki şartların yerine getirilmediği kabul edilmeli ve bu nedenle hisse değişimi alelade bir iştirak satışı olarak yorumlanmalı ve dolayısıyla hisse değişim işlemi Kurumlar Vergisi’ne tabi tutulmalıdır.”

1. Yanıt:İşlem, yasanın öngördüğü hisse devridir.

Kurumlar Vergisi Kanunu 19/3-c maddesi hükmünde hisse değişimi;
a-Devralınan kurumun sermaye şirketi olması, b-İştirak hisseleri devredilen kurumun sermaye şirketi olması, c-Devralan kurumun tam mükellef olması, d-Devralan kurumun diğer şirketin hisselerini yönetim ve hisse senedi çoğunluğunu elde edecek şekilde devralması, e-İştirak hisseleri devredilen kurumun ortaklarına devralan kurumun kendi sermayesini temsil eden iştirak hisselerinin verilmesi, f-Hisseleri devralınan şirketin ortaklarına verilecek iştirak hisselerinin itibari değerinin ancak yüzde 10’una kadarlık kısmının nakit olarak ödenmesi, şartlarını birlikte taşıması halinde, hisse değişiminden kaynaklanan karların hesaplanmayacağı ve vergiye tabi olmayacağı KVK 20’nci maddesinde kesin olarak hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca, aynı grup şirketlerinin bu hükümden yararlanmayacağına ilişkin hiçbir düzenleme mevcut değildir.

Dolayısıyla vergi inceleme raporlarında yer alan bu konudaki iddiaların kanuni dayanağı bulunmamaktadır. Bu iddialar objektif hiçbir kritere dayanmamakta, sadece vergi inceleme elemanlarının subjektif yorumları ve kanun koyucu yerine geçerek ve norm ihdas ederek vergileme gayretlerini yansıtmaktadır.

Denetim elemanları, bu dayanaksız yorumlarından hareketle 2 Ocak 2007 tarihinde Axel Springer Grubu’na yapılan hisse satışındaki değeri esas alarak, Kurumlar Vergisi hesaplama yoluna gitmişlerdir. Oysa hisse değişimi işlemleri yapılırken devredilecek hisselerin değeri mahkemelerce ve kayıtlı değer üzerinden tayin ve tespit edilmiştir.”

2. İddia:Hisse satışı olduğu için KDV ödenmelidir.

Raporlarda ikinci eleştiri başlığında ise hisse senedine bağlanmamış hisse devirlerinin KDV’ye tabi tutulması gerektiği iddiası yer almaktadır. Burada tarafımıza yöneltilen ana iddia, hisse devirlerinde, ilmühaberlerin hisse senedinin yerini tutmayacağı ve ilmühabere dayanılarak yapılan hisse devirlerinin KDV’ye tabi olacağı şeklindedir. Bu iddiaya bağlı olarak görülmemiş şekilde aynı hisse senetleri üzerinden 3 kez yüzde 18 oranında KDV istenmektedir.

2. Yanıt:İlmühabere bağlı hisse devri KDV' den muaftır.

KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesinde açıkça belirtildiği üzere, hisse devirleri KDV’den istisnadır. Türk Ticaret Kanunu’nda, hisse senetleri ya da bunların yerini tutmak üzere çıkarılan ilmühaberler arasında hiçbir fark yoktur. Bunlar her yönden ve her konuda eşit haklara sahiptir. Geçici ilmühaberler konusunda Maliye Bakanlığı da Gelir Vergisi Kanunu VK 232 sayılı Genel Tebliği’nin 5’inci bölümünde, net bir açıklama yaparak Türk Ticaret Kanunu paralelindeki görüşünü ortaya koymuştur.

Hisse devrinde hissenin senede ya da ilmühabere bağlanmış olması arasında hiçbir fark yoktur ve her durumda KDV’den istisnadır. Maliye Bakanlığı’nın tebliğlerinde ve ayrıca yazılı görüşlerinde aynı hususlar tereddüte yer bırakmayacak bir açıklık içinde tekrarlanmıştır. Çoğu yakın dönemde olmak üzere 10 milyarlarca doları geçen hisse devir işlemlerinde KDV uygulanmamış ve uygulanmaması da eleştiri konusu yapılmamıştır.