Vatan ve Milliyet gazetelerinin sahibi DK Gazetecilik’in yönetiminden istifa eden ve yönetime kayyum atanmasını talep eden Karacan Ailesi’ne dün İstanbul 47’nci Asliye Ticaret Mahkemesi’nden olumsuz yanıt geldi. Mahkeme şirkete kayyum atanmasına şu aşamada gerek olmadığına karar verip başvuruyu kabul etmedi.
Ali Karacan’ın hem Vatan’ın hem de Milliyet’in kaybedeceği prestij ve 600 çalışanı düşünmeden yaptığı başvurunun kabul edilmemesi iki gazetenin marka değerinin korunması adına büyük önem taşıyor.
DK Gazetecilik ortaklarından Karacan Ailesi’nin DK Gazetecilik’e kayyum atanması talepli davasının ilk duruşması dün İstanbul 47. Ticaret Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme Hakimi Mustafa Manav, Karacan Ailesi’nin vekillerinin acil kayyum atanması istemini kabul etmeyip, şirketin ticaret siciline ilişkin evrakların tamamlanması amacıyla duruşmayı 21 Eylül’e erteledi.
Duruşmaya katılan Demirören Grubu avukatları, Karacan Grubu avukatlarının “Karacanlar DK’ya basın deneyimi nazara alınarak ortak olmuşlardır, para yatırmalarına gerek yoktur” sözlerine dikkat çekerek, “Böyle bir izahat, böyle bir gerekçe olamaz. Burası anonim şirket... Anonim şirketlerde böyle beşeri sermayeye dayalı ortaklık türü yok” dediler.
İhtilaf nasıl çıktı?
Vatan ve Milliyet gazetelerinin yayın hakkını Demirören Ailesi ile birlikte Aydın Doğan’dan alan Karacanlar, bir süre önce iki gazetenin yayın haklarını elinde bulunduran DK Gazetecilik Yayıncılık A.Ş’nin yönetiminden istifa etmişlerdi.
Vatan ve Milliyet gazeteleri, Aydın Doğan tarafından iki ailenin yüzde 50-50 ortaklıkla kurduğu DK Gazetecilik’e satıldı.
DK Gazetecilik kurulurken, Karacanlar yüzde 50 ortaklıklarından doğan sermaye yükümlülüklerini farklı bir yöntemle yerine getirmek istediklerini beyan ettiler.
İki aile arasında varılan anlaşmaya göre Demirören Ailesi, Ali Karacan’ın sahibi olduğu İki Numara Radyo Televizyon Yayıncılık adlı şirketin yüzde 50’sini satın alacaktı. Buradan gelecek para ile de Ali Karacan, DK’nın kuruluş sermayesinin yüzde 50’sini karşılayacaktı. Böylece her iki aile hem Vatan ve Milliyet’te hem de İki Numara Yayıncılık’ta yüzde 50-50 ortak olacaklardı.
Bu anlaşma çerçevesinde Demirören Ailesi, DK Gazetecilik’in kuruluş sermayesinin yüzde 100’ünü karşıladı. Demirörenler İki Numara’nın yüzde 50’sini devralınca aileler arasında mahsuplaşma tamamlanacaktı.
Bu ortaklık, Karacan’ın kendi şirketi ile ilgili ortaya koyduğu beyanın iyiniyetle doğru kabul edilmesi üzerine yapıldı. Karacan da İki Numara için yaklaşık 40 milyon dolarlık bir değer biçmişti.
Ancak Ali Karacan İki Numara’nın bilançolarını masaya getiremedi. Demirören Ailesi’nin avukatları, “İki Numara Yayıncılık aslında icra ve iflas davaları ile boğuşan içi boş bir şirket. Ali Karacan şirket varlıklarını, reklam anlaşmalarından doğan alacaklarını, sürekli yeni kurduğu şirketlere devrederek bu icra ve iflaslardan kurtulmaya çalışıyor” diyor.
Dünkü duruşmada Karacan vekillerine atfen mahkeme zabıtlarına geçirilen, “Basın deneyimi nazara alınarak ortak olmuşlardır, para yatırmalarına gerek yoktur” sözlerinin, duruşmanın ilerleyen safhalarında “Karacanlar’ın ortaklığa ilişkin yükümlülüklerini yerine getirememesi” noktasında önem kazanacağı belirtiliyor.