Diyarbakır'da sayıları 300'ü bulan davul ve zurnacılar slogan atarak düğün salonu sahiplerini protesto etti. Müzisyenler, "Düğün salonu sahiplerine kazan yerine enstrümanlarımızı kaldırdık" dedi. “Yevmiye yoksa delilo da yok!” diyen müzisyenler bahşiş, diğer adıyla alatura, uygulamasının son bulmasına tepki gösterdi.
Diyarbakır Göletli Park serinlemeye gelen insanlarla dolu. OHAL döneminde açık alanlarda basın açıklamaları ve davullu, zurnalı eylemler yasak. Parkın bir köşesinde sayıları 300’ü bulan grubun, davul ve zurnalar eşliğinde “Direne, direne kazanacağız” slogan attı.
Polis müdahale eder endişesi ile parktakiler eylemin olduğu bu köşeye yanaşmıyor, uzaktan izlemeyi tercih ediyor. Ama halay çekenlerin başından atılan paralar çocukların ilgisini çekiyor.
Bu eylemde halay çekenler de davul zurna çalanlar da düğün salonlarında müzik yapan grupların üyeleri. Renkli görüntülere sahne olan bu eylem, Diyarbakırlı müzisyenler tarafından gerçekleşitiriliyor.
Kimi enstrüman çalışıyor kimisi solist ama bu akşam sadece kendileri için çalıp oynayacaklar. Üç gün önce bu parkta başlattıkları eylemin nedeni, düğün salonlarında bahşiş, diğer adıyla alatura uygulamasının son bulmasının ardından, düğünlerde yevmiye ile çalışabilmek.
Sosyal medyadan örgütlendiler
Sosyal medya hesapları üzerinden örgütlenen müzisyenler parkta bir araya gelerek basın açıklaması yapıyorlar. 200’ü aşkın düğün salonun bulunduğu Diyarbakır’da üç gündür 70 salonda canlı müzik hizmeti verilmiyor. 50 salon lüks kategorisinde. Salon sahiplerine karşı bu eylemde bir araya gelen müzisyenlerden biri, “Düğün salonu sahiplerine karşı biz de kazan yerine enstrümanlarımızı kaldırdık” diyerek gülüyor.
Ses sanatçısı İbrahim Nuhat, bu eylemin fikir babası. Arkadaşlarının yıllardır verdiği mücadelenin başarısızlığına dikkati çeken Nuhat, yaklaşık 70 salonda üç gündür canlı müzik yapılmadığını söylüyor. İbrahim Nuhat, pazartesi gününe kadar salon sahiplerine mühlet verdiklerini, talepleri gerçekleşmezse Diyarbakır’daki tüm düğün salonu müzisyenlerinin iş bırakma eylemi yapacaklarını açıklıyor.
Talepler kabul edilmezse iş bırakma eylemi yapacaklar.
"Pazarlığa girenler var"
Nuhat müzisyenlerin talepleri ile ilgili şunları aktarıyor. “Her salonda sekiz, on kişi çalışıyor. Büyük paralar talep etmiyoruz, en azından müzisyen salona gelip düğünde çaldığında, evine döndüğünde cebinde en azından bir elli lira olsun. Evine, çocuğuna süt, ekmek alabilsin. Birçok salon sahibini kutluyorum, bu şartı kabul etti ama çoğunu kınıyorum, yüz lira pazarlığına girenler var, vermem diyenler var” diyor ve şöyle devam ediyor: “Şimdi artık çelik kasalara para doldurma zamanı bitti, düğün sahibinden al beş bin lira, onu çelik kasaya kapat. Kalbi dursa müzisyenin, sahnede düşüp ölse ne sigortası var, ne yevmiye…Hiçbir şey yok. Bu insanların hakkını savunmak için hepimiz buradayız. Pazartesi gününe kadar şartlarımız kabul edilmezse iş bırakma eylemi yapıyoruz.”
Nuhat’ın bir çağrısı da çevre il ve ilçelerdeki müzisyenlere. “Eylem kırıcı olmayın” diyor ve şöyle devam ediyor: “Salon sahipleri burada düğüne çıkacak müzik grubu bulmayınca çevre il ve ilçelerdeki müzisyenleri çağıracaktır ama onlara buradan sesleniyorum, arkadaşlarının direnişine sahip çıkıp saygılı olsunlar. Gelip burada bedavaya, bahşişe çalışmasınlar. Bu eylemin başarılı olması için müzik gruplarının başlarıyla görüştüm, eylem birliği kararı aldık. 400 müzisyeni bir araya getirdik. Pazartesi gününe kadar salon sahiplerine mühlet verdik, yoksa hepimiz işi bırakıyoruz.”
Alatura bahşişi nasıl ortadan kalktı?
Bu eylemin öncülerinden olan Hacı Sevinç, Alatura denen bahşişin nasıl ortadan kalktığını anlatıyor. “Salonlarda müzisyenler düğünde atılan bahşişleri alırdı. Eskiden yeterliydi ama son on yılda bu durum değişti.
“Tabii önceleri sokak düğünleri olurdu ve müzisyenin eline düğünden sonra belli miktarda para geçerdi. Ama şehir büyüyünce sokak düğünler kalktı, düğün salonları arttı. Müzisyenler alaturayla geçinirdi. Ama Gaziantep’ten başlayıp bölgeye yayılan düğünde sahte bir dolar atma furyası biz müzik gruplarını çok dara soktu. Eskiden bir lira ya da bir dolar atılırdı, ama şimdi ekonomik sebeplerden kimse para atamaz oldu. Onun yerine de sahte bir dolar atılmaya başlandı. Müzisyen bahşişle hayatını kazanıyor ama artık hiç bahşiş atılamıyor. Bu da hepimizi çok zorlayan bir durum. Mecburen böyle bir eyleme yöneldik.”
Müzisyenler davul ve zurna eşliğinde halay çekerek yevmiye talebiyle slogan atmaya devam ediyorlar. Bu sefer ellerinde mendil yerine sahte bir dolarları sallıyorlar: “Bir dolar, sahte dolar, işte hepimizin hayatını mahveden bir dolar” diyerek önce mendil gibi sallıyor. Arkadaşı da halayın sonunda sahte doları yırtıp savuruyor. İzleyiciler arasında biri “Bir doların gerçeği de, sahtesi de çok can yakıyor” diyerek alkış tutuyor.
Farklı kentlerden destek geliyor
Diyarbakırlı müzisyenlerin eylemi sosyal medyada çok yankı buldu. Farklı kentlerden tanınan birçok müzisyen destek mesajları gönderiyor. Farklı kulvarlardan müziğe devam eden sanatçıların desteği eylemci müzisyenleri sevindiriyor. Zazaca müzik yapan sanatçı Kerem Sevinç de desteğini göstermek için parkta eylem yapan müzisyenleri yanında
“Diyarbakır’da hem müzik yapmak zor hem genel anlamda yaşamak” diyen Sevinç şunları aktarıyor; Müzisyen arkadaşlarımız Kürtçe şarkı söyledikleri için örtülü bir baskı altındalar, öte yandan birçoğu düğün salonlarında çalan bu arkadaşlarımız yıllarca bazı hak ihlallerine uğradılar. Diyarbakır’da yaşayan bir müzisyen olarak arkadaşlarıma destek vermek için buradayım.
Müzisyenler için basın açıklamasını müzik hocası Nimetullah Yıldız tarafından yapıyor. Düğün salonlarında yıllardır sömürülen müzisyenlerin bu eylemle birlik ruhu sağladığını anlatıyor.
"O zaman Delilo da yok"
Resmi yollardan bazı girişimler başlattıklarını, dernekleşmeye gideceklerini anlatıyor. Sanatçı Nimetullah Yıldız müzisyenler yerine son sözü söyleyerek açıklamayı bitiriyor: “Yevmiye yoksa delilo da yok!”
Müzisyenlerin talepleri Diyarbakır’da tanınan bir düğün salonu kompleksinin yetkilileri ile görüşmek istedik. Ancak görüşme talebimiz kabul edilmedi. Müzik olmadan düğünün yapıldığı salondan görüntü almamıza da izin verilmedi.