Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, BDP'nin ismini vermeyerek 30 Ekim'de yapılan "yaşamı durdurun" çağrısı için "Örgütün bir kulu kölesi gibi hareket edenlere verdiği talimatlar, tümden gelen bu çağrıları ortaya koyuyor" dedi.
Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak , Cumhuriyet Bayramı törenlerinden sonra gazetecilerin sorularını yanıtlarken BDP ’nin yarın, cezaevlerinde süren açlık grevlerine destek vermek için, kepenk açmama, okula ve işe gitmeme ve yaşamı durdurma çağrılarına tepki gösterdi. Vali Toprak, eğitim- öğretim dönemi başında da okulların boykot edilmesi yönünde gayri vicdani telkin ve tehditler olduğunu, halkın buna hiç bir şekilde prim vermediğini belirterek, şöyle dedi:
'Vatandaş yanlış çağrılara prim vermiyor'
"Vatandaşlarımız çocukları, aileleri, çevresi, milleti, ülkesi ile bir ve beraber olarak, mutlu ve huzurlu yaşamak istiyor. Kendisine, geleceğine yönelen her türlü tehdidi de kendine yönelmiş bir zulüm olarak algılıyor. Çocukların okula gönderilmemesini ifade etmek, kamuya, memurun görev yerine gitmesini engellemek, otobüsleri çalıştırmama gibi bir takım yanlış emeller içerisine girmek, kepenkleri kapattırmak, okulları boykot ettirmek, dolayısıyla bunlar kandan, sokaktan, sokağın şiddetinden, problemlerinden beslendikleri için dolayısıyla vatandaş da bilinçli olarak, haklı olarak, bu yanlış çağrılara prim vermiyor. Bundan sonra da vermeyecektir."
Vali Toprak, halkın bu gibi yanlış çağrılara bir itibar duygusuyla yanaşmadığını belirterek, şöyle dedi: "Vatandaşın itibar etmediğini gördükleri içindir ki, sokakları, okulları, öğrencileri, vatandaşı harekete geçiremeyenler bu defa cezaevlerinde orada tutuklu ya da hükümlüleri üzerinden bir takım yanlış emellerini ortaya koymaya çalışıyorlar. Çok açık ve net olarak gözüküyor. Örgütün ilgili yönetim kadrosunun buradaki dağdaki irtibat noktalarına ve buradaki sivil oluşum gibi gözükmesine rağmen örgütün bir kulu kölesi gibi hareket edenlere verdiği talimatlar tümden gelen bu çağrıları ortaya koyuyor. Vatandaşlarımızı sokağa dökemedikleri, onların geleceklerini satın alamadıkları, çocukları üzerinde bir oyun oynayamadıklarını görenler cezaevlerine yöneldi. Cezaevlerinde yani şüphesiz Adalet Bakanlığı ’mız ilgili Cumhuriyet Başsavcılıkları orada gerekli takibatı yapıyor. Biz de dışardan her türlü katkı, gözlem ve kontrolü yapıyoruz. Onun için bu yanlış ve çıkmaz sokaklardan geri dursunlar. Çocuklarımızı, halkımızı zulme konu olmaktan çekilsinler. Asla ve asla bunlara alet etmesinler. Son zamanlarda sizler de görüyorsunuz hep birlikte vatandaşlarımıza, çocuklarımıza, ülkemize ve ilimize yönelen her türlü tehdit ve tekinde artık ihbar müesesesi 155 ve 156’yı çalıştırıyorlar. Vicdanlarından gelen sesi dinliyorlar ve gördükleri herhangi bir olumsuzluğu anında ilgili birimlere iletiyorlar. İlgili birimler de gereğini yapıyor. O gereği yapılmıştır ki bir takım tehlikeli ve insanları incitecek problemlerden uzak duruyoruz, uzak duruluyor. Bu olayların bertaraf edilmesi nedeniyle."
Diyarbakır Valisi Toprak, vicdani, ahlaki ve hukuki olmayan bu çağrılara bundan önce itibar etmeyen vatandaşların bundan sonrada etmeyeceğini ifade ederek, şöyle dedi: "Bazı ideolojik ağırlıklar nedeniyle bunlara zaman zaman sanki taraftar varmış gibi gözüküyor ama aslında buldukları taraftarları nasıl götürdükleri belli. Diyarbakır’da sokaklarda önde gidenlerin arkasında zorla baskı ve tehdit ile gidenler olduğunu görüyoruz. Arkadaşlarımız onlarla yaptıkları müzakerede sessizce oradan dağılıyorlar. Çünkü öyle anlaşılıyor ki, hem sokaklara götürdüklerini tehditle şantajla götürüyorlar hem de cezaevindekini tehdit ve şantajla yukarıda örgütün sözde yönetim kadrosunun talimatı ile oraları harekete geçirmek istiyorlar. Onun için hiçbir vatandaşımız bunu itibar etmiyor ve etmeyecektir de. Biz de bu konuda vatandaşımızın hayatını kolaylaştırıcı, sorunlarını çözücü, her türlü işlemi, yardımı ve katkıyı vermeye devam edeceğiz."