Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi bünyesinde bulunan bakıma muhtaç yüzlerce sokak hayvanı, "merkezin yenileneceği" gerekçesiyle çöp toplama merkezine bırakıldı. Çöp toplama merkezinde, onlarca sokak hayvanı cesedi ve can çekişen hayvanlar kameralara yansıdı.
Belediye ise söz konusu iddiaları yalanlayarak, tedavi, aşılama ve kısırlaştırma işlemleri tamamlanan yaklaşık 100 adet kedi ve köpeğin yasa gereği doğaya bırakıldığını ifade etti. Yapılan açıklamada, "Bazı çevrelerce kasıtlı olarak ortaya atılan iddialar tamamen asılsız olup, yapılan hizmetleri gölgeleyerek kamuoyunda olumsuz algı yaratmaya yönelik çabalardan ibarettir" denildi.
Sputnik'te yer alan habere göre, merkezdeki 15 ampute hayvan dışında geri kalan yüzlerce bakıma muhtaç sokak hayvanı, kontrolsüz bir şekilde şehrin dışında bulunan çöp toplama merkezine bırakıldı. Olayın duyulmasının ardından çöp toplama merkezi ve etrafında çekim yapılmasına izin verilmedi.
“Ölecekleri biline biline yapılmış”
Diyarbakır Barosu Hayvan Hakları Merkezi ve Hayvan Hakları Federasyonu’nun (HAYTAP) ortaya çıkardığı olay ile ilgili çalışmaları sürüyor. Konu ile ilgili konuşan Diyarbakır Barosu Hayvan Hakları Merkezi’nden Av. Cihan Kaya, 'Barınak' diye anılan tesisin resmi adı 'Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi' olduğunu ve burada yalnızca bakıma muhtaç, hasta, sakat, yavru, dışarıda hayatını devam ettiremeyecek olan hayvanlar bulunduğunu söyledi.
“Bir nevi hayvan hastanesi” diyen Kaya “Dışarıda yaşamayacak hayvanların kaldığı yerdir. Mevcut merkezin koşullarının kötü olması ve yetersiz olması nedeniyle yenileme kararı alındı. Yenilenirken de bize söylenen ‘müteahhit oradaki bütün hayvanların çıkarılmasını’ istemiş. Orada geçici bir yer yapılmadan, şehrin farklı yerlerine gelişigüzel salınmış, ölecekleri biline biline yapılmış bir şey, bunun bilinmeme ihtimali yok” şeklinde konuştu.
“Suç duyurusunda bulunduk”
Konu ile ilgili belediye yetkilileri ile görüştüklerini ifade eden Kaya “Biz de daire başkanı ile görüşüp derhal toplanmasını istedik. Biraz ısrarla en son ikna ettik, birkaç gün içinde toplayacaklarını, yerlerini bildiklerini, o güne kadar da onları düzenli besleyeceklerini, ciddi bir zarar görmelerine engel olacaklarını söylediler. Biz de suç duyurusunu hazırladık, çünkü bunu yapanlar kamu görevlisi ve bu görevi kötüye kullanmaktır. Birkaç gün sonra tekrar görüşmeye gidip suç duyurusunda bulunacağımızı söyledik. Fakat bir gün sonra ciddi sayıda köpeğin çöp toplama merkezine atıldığını ve bunun daha önce yapıldığını, birkaç günlük bir atılma değil de birkaç hafta öncesine atıldığını bazılarının öldüğünü bazılarının da can çekiştiğini bilgisini edindik ve gidip bunu görüntülerle tespit ettik. Basın açıklaması ile toplumsal bir teki yaratmaya çalıştık. Daha sonra belediye de klişe bir şekilde açıklama yaparak ‘bunlar bizi karalamaya çalışıyor, niyetleri belli’ gibi asılsız bir içi boş bir açıklama yayınladı” dedi.
“Büyük bir kısmı ölmüş”
Belediye ile görüşmeye devam ettiklerini ifade eden Kaya, şunları söyledi:
“En son bize cumartesi günü en azından çöplükteki köpeklerin toplanacağı söylendi ama orada belli bir sayıda köpek var, geri kalanın nereye atıldığını bilmiyoruz. Kedilere dair hiç bilgimiz yok. Zaten oradakilerin büyük bir kısmı ölmüş. Orada çok az yaşayan hayvan kalmış. Biz gittiğimiz zaman da çok sayıda yavru köpeğin cesedini gördük. İstediğimiz şey şu, belediye onları nereye bıraktığını biliyordur, tabi muhtemelen dağılmıştır ve barınakta bakımda olan hayvanlar dışarıda yaşamaya alışkın değiller. Büyük bir kısmı zarar görmüş olabilir. Belediyenin onları acilen toplaması, acilen tıbbi müdahale yapması, yeni barınak yapılana kadar onları geçici bir yerde tutması ve yeni barınakta da bu tarz sorunların tekrar yaşamaması için hem fiziki hem de veteriner sayısı, ambulans gibi tıbbi açıdan iyileştirme yapması gerekiyor.”
“İnsanı merkezden çıkarıp hayvanı merkeze alan bir yasa istiyoruz”
Hayvan Hakları Yasası’nın çıkarılması ile ilgili tartışmaların sürdüğü bir süreçte böylesi bir olayın yaşandığını ifade eden Kaya “Çıkarılması düşünülen hayvan hakları yasası ile ilgili de biraz bilgi edindik. Bazı iyileştirmeler var ama biz genel olarak insanı merkezden çıkarıp hayvanı merkeze alan bir yasa istiyoruz. Evlerde hayvan beslenmesine dair sanırım 3 diye bir sayı sınırlaması getirildi. Bunun mantıklı bir açıklaması yok, bu hayvanı daha çok insana bağlayan bir şey. Bunun dışında ciddi ceza yaptırımları yine yok bu açıdan çıkarılacak yasa çok yetersiz olur. Bunu düzeltmeye yönelik ciddi bir siyasi irade olsaydı kamu kurumlarında bu rahatlığın olmayacağını biliyoruz” dedi.
Belediye: İddialar tamamen asılsız, hizmetleri gölgeleyerek kamuoyunda olumsuz algı yaratmaya yönelik çabalardır
Konu ile ilgili Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, resmi internet sitesi üzerinden bir açıklama yayınladı. Açıklamada şunlar yer aldı:
“Bazı medya organlarınca yayınlanan ‘Diyarbakır’daki Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezinde 300-400 sokak hayvanı ölüme terk edildi’ başlıklı haberde barınaktaki hayvanların ölüme terk edildiğine yönelik iddialara yer verilmiştir. Söz konusu iddialar tamamen asılsız olup gerçeği yansıtmamaktadır.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezimizin fiziki ve teknik koşullarının yetersiz kalması nedeni ile daha iyi hizmet verebilmek için alt yapısı güçlü ve modern bir şekilde yeni bir hayvan bakım evi ve rehabilitasyon merkezi çalışmalarına başlandığı için, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununa istinaden muayene, tedavi, aşılama ve kısırlaştırma işlemleri tamamlanan yaklaşık 100 adet kedi ve köpek yasa gereği doğaya bırakılmıştır.
Yine merkezimizde bulunan 20 adet ampute (engelli) kedi ve köpek Mardin Büyükşehir Belediyesi Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezine geçici olarak nakil edilmiştir. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak pandemi nedeni ile sokağa çıkma kısıtlaması olan günlerde ve kar yağışının yaşandığı günlerde can dostlarımızın beslenmesi için birçok yerde besleme odakları oluşturmakta ve bu odaklarda düzenli bir şekilde kuru mama bırakılmaktadır.
Bazı çevrelerce kasıtlı olarak ortaya atılan iddialar tamamen asılsız olup, yapılan hizmetleri gölgeleyerek kamuoyunda olumsuz algı yaratmaya yönelik çabalardan ibarettir.”