Gündem

Diyarbakır Barosu: Kürt meselesi diyalogla çözülür

"OHAL uygulamaları devam ediyor"

03 Eylül 2018 18:16

Diyarbakır Barosu, adli yıl açılışı dolayısıyla Diyarbakır Adliyesi’nin önünde basın açıklaması yaptı. Baro Başkanı Ahmet Özmen’in de katıldığı açıklamada, geçen adli yılda yaşanan sorunlara değinildi ve baronun önerileri aktarıldı. Tahir Elçi'nin de anıldığı açıklamada, ülkenin en temel sorununun Kürt sorunu olduğunu söyleyen Özmen, "Kürt meselesini kalıcı bir çözüme kavuşturmanın yegâne yolu barıştır, demokrasidir, diyalogdur” dedi.

OHAL’in kaldırılmasından sonra da uygulamalarının devam ettiğini söyleyen Özmen, "Cumartesi annelerinin 700 hafta gibi uzun bir süre kesintisiz yapmış oldukları barışçıl etkinliğin bile yasaklanmış olması bu durumun en son somut örneğini teşkil etmektedir” ifadesini kullandı.

Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen ve baroya bağlı bir grup avukat, Diyarbakır Adliyesi’nin önünde yeni adli yıl nedeniyle basın açıklaması yaptı. Özmen, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile beraber temel hak ve özgürlüklerin birçoğunun askıya alındığını ve birçoğunun da kullanılamaz hale getirildiğini söyledi. OHAL uygulamaları kapsamında binlerce yurttaşın mesleklerinden ihraç edildiğini, basın yayın organları ve derneklerin kapatıldığını ve birçok insanın haksız gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya kaldığını belirten Özmen, “Bu dönemde de halk iradesi ile seçilmiş olan milletvekilleri, belediye başkanları ve siyasetçiler hukuksuz bir şekilde  tutuklanmış, tutukluluk halleri sürdürülmüş ve belediyelerde kayyım atanması uygulamalarına devam edilmiştir.  Temel hak ve özgürlükler alanındaki bu ihlallerin birçoğu yargı denetimi dışında bırakılmış birçok alanda da yargı işlevsiz bırakılmıştır” dedi.

“Yargı erkinin güvenilirliği üzerinde yaratılan tahribatın, toplum barışını ve huzurunu bozacak düzeyde olduğunu söylemek de artık mümkündür” diyen Özmen, OHAL’in kaldırılmasından sonra da uygulamalarının devam ettiğini söyledi. Özmen, “Her ne kadar Temmuz 2018 tarihinde OHAL kaldırılmış olsa da olağanüstü hal rejimi  ülke genelinde varlığını devam ettirmektedir. Özellikle OHAL kaldırıldıktan sonra çıkarılan Kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile fiilen OHAL uygulamaları ve kuralları işletilmektedir. Cumartesi annelerinin 700 hafta gibi uzun bir süre kesintisiz yapmış oldukları barışçıl etkinliğin bile yasaklanmış olması bu durumun en son somut örneğini teşkil etmektedir” şeklinde konuştu.

"Kürt meselesi diyalogla çözülür"

İnsan hak ve özgürlüklerini koruyup geliştirmekle yükümlü olan baroların faaliyet alanlarının kısıtlanmaya çalışıldığını belirten Özmen, ülkenin en temel sorunun Kürt sorunu olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı. Özmen, şunları kaydetti:

“Demokratikleşme, toplumsal barış ve refah başta olmak üzere birçok sorunun merkezinde yine Kürt meselesi yatmaktadır. Kürt meselesine nihai bir çözüm getirilemediği sürece ülkenin diğer sorunlarının çözülmesi de mümkün değildir. Toplumda ciddi bir beklenti ve umut yaratan, destek gören çözüm sürecinden sonra daha önce denenmiş ve sorunu daha da derinleştiren  güvenlikçi politikalara geri dönülmüş, çatışmalı süreç yeniden başlamış ve Kürt meselesi yeniden şiddet sarmalına itilmiştir. Geçmiş tecrübelerle de sabit olduğu üzere güvenlikçi politikaların ve çatışmalı ortamın bir çözüm getirmeyeceği açıkça ortadadır. Kürt meselesini kalıcı bir çözüme kavuşturmanın yegâne yolu barıştır, demokrasidir, diyalogdur."

"Tahir Elçi cinayetinde umut verici ilerleme sağlanamadı"

Baro Başkanı Tahir Elçi’nin onlarca kamera önünde katledilmesinden bu yana 3 yıla yakın bir süre geçtiğini ve ilgili yetkililerce söz verilmesine rağmen soruşturma dosyasında herhangi bir olumlu ve umut verici ilerlemenin sağlanamadığını hatırlatan Özmen, şöyle devam etti:

“Geçen bunca süre içerisinde soruşturma dosyasında henüz tek bir kişi bile şüpheli sıfatıyla sorgulanmamıştır. Bu durum dahi tek başına adli mekanizmaların halini yeterince ortaya koymaktadır. Tahir Elçi cinayeti için etkin bir soruşturma yürütülmesi ve faillerin ortaya çıkarılması, toplumsal barışa çok büyük fayda sağlayacağı gibi, yargıya olan güvenin artmasını sağlayacak ve yargıdaki en ciddi problem alanlarından biri olan cezasızlık uygulamalarının son bulmasına da büyük bir katkı sunacaktır. Tahir Elçi cinayetinin faillerinin bulunması, eminiz ki bu kaotik  sürecin normalleşmesine de katkı sunacaktır. Bu bağlamda yetkililere sorumluluklarını hatırlatarak yetkilileri bir kez daha göreve davet ediyoruz.”

Avukatların mesleki sorunları

Avukatların yaşadığı mesleki sorunlara da değinen Ahmet Özmen, “Meslektaşlarımızın mesleki, sosyal ve ekonomik sorunları her geçen gün ağırlaşmaktadır. CMK ve Adli Yardım servislerimiz uyarınca hukuki yardım sunmak üzere görevlendirilen avukatların ücret ve diğer ödeme sorunları hala iyileştirilip, çözülememiştir. Yirmi dört saat esasıyla ve zor şartlar altında şehrin birçok farklı yerinde bulunan karakollara ve ilçelere giden, zor durumda olan insanlara hukuki yardım sunmak üzere görevlendirilen avukatlara, sözü bile edilemeyecek cüzi bir ücret ödenmektedir. Herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekir ki, biz bu angaryaya, insanları savunmasız bırakmamak ve insan haklarına olan saygımız nedeniyle katlanıyoruz” dedi.

“Meslektaşlarımızın kollukta, cezaevlerinde, adliyelerde ve bir bütün olarak mesleklerini icra ettikleri her alanda yaşamış oldukları mesleki sorunlar ile bu birimlerdeki keyfi ve yasaya aykırı tutumlara son verilmelidir” şeklinde konuşan Özmen, avukatların hiçbir baskı altında kalmadan mesleklerini etkili bir şekilde  icra edebilecekleri özgür bir zemin oluşturulması talebinde bulundu.